AMCAMIN ÖLÜMÜ

Bizim ve amcamin evi yola uzak oldugundan, damlarin karlari o genis avlumuza kürenmis, avluda kar yiginlari olusmustu. Sokaga çikmak ve bilhassa hayvanlarimizi sulamak için çesmeye kadar götürüp getirmek, yollarin karla kaplanmasindan zorluklarla yapiliyordu.
O günün gecesi babam ve emmim de her günkü gittikleri Koca Agalarin odasina yollarin kapanmasindan gidemedikleri için, emmimlerde biraz oturup evimize dönerken bizi kapiya kadar ugurlayan emmimin esi Ayse yengem hala yagan kari görünce ”Yag mübarek yag. Herhalde bu vaziyette yaga yaga güdük devenin kuyruguna kadar çikacaksin” diye de serzeniste bulunmustu.
Evimize gelir gelmezde hemen yataklarimiza çekilmis ve yatmistik. Ne kadar bir zaman geçtigini bilemem ama galiba sabahta yaklasmisti ki, rahmetli babamin yüksekçe bir sesle gülmeleri ve hatta kahkahalari ile uyandim.
Rahmetli anam “Ne oldu Mustafa, niye gülüyorsun?” demesine ragmen babam katila katila gülmesine devam ediyordu. Bir aralik babam rüyamda diyebiliyor ama yine gülmeye basliyor ve bir türlü gördügü rüya ile ilgili olayi ifade edemiyordu. Babam tam manasi ile gülme krizine tutulmus ve durmadan gülüyordu.
Bu durumu ne kadar sürdü simdi hatirlayamiyorum ama babam artik kisa cümlelerle gördügü rüyayi yavas yavas yine arada gülerek söyle ifade etmisti.
‘Rüyamda emmim ölmüstü. Yine kar devamli yagdigindan asagi caminin hocasini rica minnet getirmis emmimi yikatmis ve Korundib’ndeki Musalla tasinda degil, asagi caminin önünde bir kaç kisiyle cenaze namazini da kilmistik. Ancak cenaze namazini kilanlar teker teker dagilip evlerine gitmisler, cenazenin basinda Pekmezci Hasan dayim ile benden baska kimse kalmamisti.
Hasan dayim bana dönerek “Ne yapalim Mustafa? bu adamin en yakinlari biziz. Cenazesini burada birakamayiz ya, hadi ben önde sende arkada Sal’i ( Tabut) omuzlayip asagi mezarliga götürüp defnedelim” dedi.
Baskada çaremiz yoktu zaten. Tabutu omuzlayip o diz boyu karda yavas yavas Korundibindeki yukari yolun yarisina kadarda gelmistik ki, Hasan dayim durmadan ölen emmime söylenerek söyle sesleniyordu. “Ulan ölecek baska bir gün bulamadin da bu kis kiyameti mi seçtik. Kimsecikler de salina gelmedi iste. Dünyadaki hatirinda buymus. Amma da agirmissin be. Garezin bize miyd?”i gibi sözlerle boyuna emmime söyleniyordu.
Bir arlik bana seslenerek “Yahu Mustafa ben çok yoruldum, biraz dinlenelim bari dediginden tabutu yavasça karin üzerine koymus biraz nefeslenmistik ki bu sefer de üsümeye basladik. Zaten kan ter içindeydik. Emmimi tekrar omzumuza alip yola devam etmistik ki Hasan dayim tekrar söylenmeye basladi.
“Yahu Mustafa bu adam bu kadar agir miydi böyle? Sanki omzumuzda onu degil de kocaman bir tasi tasiyoruz” gibi, “Daha mezarliga kadar epey de yolumuz var” gibi agzina ne gelirse söylenmeye de baslamisti.
Bu seferde basini yukariya kaldirarak “hey Allahim bizlere sen bari aci. Bu herifin çektirdigi yetmezmis gibi sen de boyuna kar gönderiyorsun. Biz insanlara acimazsan bari dili agzi olmayan yarattigin diger canlilara aci” gibi laflarla.
Bir aralik aniden durdu ve bana “Mustafa ben artik bu adami tasiyamayacagim indir tabutu omzundan” demis indirdigimde de, ani bir hareketle tabutun bir tarafindan kaldirarak devirmis emmimin kefene sarili vücudu karlarin üzerinde asagi yola dogru yuvarlana yuvarlana giderken “Omuzlarim düstü, sanki gâvur ölüsü gibi, canimi yolda bulmadim ya” gibi sözlerle köye yönelerek yürüyüp gitti. Iste o rüyama gülüyorum demisti’.
 
YORUM EKLE

banner284