CEMİLE ANA

Karaman’da zamana meydan okuyan bir asırlık çınardı, Cemile Ana…

Cemile Ana, milyonlarca Anadolu kadını gibi, yokluğun, yoksulluğun, fakirliğin çemberinde; acılarla, hüzünlerle, ıstıraplarla yoğrulan bir asırlık çınardı…

Güneşin her doğuşu, mutluluklar getiren yeni bir günün müjdecisi değil; etrafa serpilen irili ufaklı ırmaklardan ince ve sessiz akan suların suladığı pancar ya da mısır tarlalarına gidişlerin başlangıcıydı.

Gün doğumunda, yaylı arabalar üzerinde başlayan ve gün batımına kadar süren ve günlerin, haftaları haftaların, ayları takip ettiği ve durmadan akan alın terinin toprağı ıslattığı Temmuz, Ağustos sıcağının toprakla birlikte kavurduğu onlarca, yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca Anadolu kadınının paylaştığı ekmek kavgası verendi, Cemile Ana…

Sabahın serinliğinde, yaylı arabaların, at nallarının çıkardığı seslerin eşliğinde yol alırken; dükkânında siftah yapacak mı diye esnafı; akşamdan hazırladığı haşlanmış patates, yumurta ve taze soğanı sarıp sarmaladığı çıkını eline alan ve omuzuna da küreğini atarak yollara düşen onlarca ameleyi, acaba iş bulacaklar mı? diye düşünendi, Cemile Ana…

Pancarları çapalarken ya da mısır saplarından koçanlarını koparırken veya bulgur hanelerde kazanlarda kaynamış bulgurları, kaput bezlere yayarken, evlerde uyurken bırakılan yavruları özlemeye başlayan yüzlerce anayı düşünendi, Cemile Ana…

Akşamları para getirmese de, bir güler yüz getiren eşini karşılarken, gurbetteki evlatlarının hasretinin yüreğinde cız etmesini eşlerinden sakınan milyonlarca anaları düşünendi, Cemile Ana…

Aşenedeki çuvallarda un ve bulgur tükenmeye başlayınca, un çorbası veya sulu pilav yapmak için selenin altına ya da tel dolabına aylar öncesi koyduğu ve azalan kavurmaları daha çok olsa da evlatlarım bolca yeseler diyen anaları düşünendi, Cemile Ana…

Kadere boyun eğmeden, kendi dünyasında sessizliğe bürünmüş, gülüşlerinde neşe yerine daha çok acı ve hüznün aktığı Cemile Ana, her ana gibi evlatlarını kanatlarının altında ve şefkatli kucağında ele güne muhtaç etmeden ailesine ve ülkesine birer yararlı evlat olarak büyütüp, yetiştirdi.

On binlerin, yüz binlerin, kader diyerek, hurafelere boyun eğdikleri zamanda; akla, mantığa, bilgiye ve bilime dayanarak, aydınlığı seçti, Cemile Ana…

Çocukluğunda, savaş yıllarının acılarıyla yoğrulan; gençliğinde, Anadolu’nun aydınlanmasıyla aydınlanan ve insanların özellikle de kadınların aydınlanmasını kutsal bir görev bildi, Cemile Ana…

Karamanın Sesi Gazetesi’ni hayata geçirip, bir ışık olarak, Karamanımızın ve ülkemizin insanlarını aydınlatandı, Cemile Ana…

Seninle aydınlanan Karamanlı sana minnettardır.

Zamanı geldi diyerek, aramızdan ayrıldın. Eserlerin kuşaktan kuşağa sürecektir, Cemile Ana…

Yattığın yer, senin insanları aydınlattığın gibi aydınlık olsun.

Cemile Ana…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ahmet guldeste
Ahmet guldeste - 7 yıl Önce

Yatdigin yer cennet mekan olsun hakkin cok dur bende hakkini helal et ugurlar olsun

banner284