CHP’DE NE DEĞİŞECEK?

Kurumsal kimliğe ve ilkelere sahip bir kitle partisi olan CHP, 3-4 Şubat 2018 tarihinde, 36.Olagan Kurultayını yaptı.

Kurultayda; başkan, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimleri yapıldı.

Kurultayda, iki parti başkanı adayı ve beş yüze yakın parti meclisi adayının seçimi dikkati çeken konular oldu.

Başkan adaylarından biri, parti başkanının yanı sıra parti meclisi ve MYK çalışmalarının yetersiz olduğunu vurgulayarak, parti başkanının defalarca girilen seçimleri kaybettiğini bir propaganda aracı olarak kullandı.

CHP’nin son zamanlarda girdiği seçimleri kazanamayan parti lideri değil; CHP’nin ta kendisidir… Çünkü CHP, sadece parti liderinden ibaret değildir. CHP denilince; başkan, PM, MYK, il ve ilçe örgütleri akla gelir. CHP’nin başarılı ya da başarısız olmasından da birinci derecede sorumlu olan il ve ilçe örgütleridir.

Sonuçta, kurultay çalışmaları sırasında, partinin kimliği, dayandığı ilkeleri, vizyonu, partinin ülkedeki misyonunu ve çok partili demokrasiye geçişini, temel ilkeleri üzerinde sosyal demokrat bir yapıya dönüştüğü konularına çok az değinildi.

Öne çıkan ve partiyi yaralayan ve de hiç değişmeyen olarak algılanan ise, parti içi iktidar uğruna iç çekişmeler ve iç kavgalar oldu.

CHP’nin kurucusu olan M. Kemal, tarihin akışını değiştiren, ona damgasını vuran ve büyük tehlikelere engel olup, Türkiye’nin önüne çağdaşlaşmayı vizyon olarak koymuştur.

Çağdaşlaşma vizyonunu gerçekleştirmek, ülkedeki tüm siyasal partilerin temel görevleri olmalıdır. Öncelikle de CHP, demokrasinin gereği olarak, parti içi çekişmeleri bir yana bırakıp; başkanıyla, Parti Meclisiyle, MYK’sıyla ve tüm il ve ilçe örgütleriyle bu vizyon etrafında, birbirleriyle kenetlenmelidirler.

CHP’nin il ve ilçe örgütleri, yeterince potansiyellerini kullanmıyorlar. Parti binaları bomboş, ne gelen var ne de giden… Adeta birer çay ocağı durumundadırlar.

Hiç abartmıyorum. En yakınınızdaki bir CHP örgütüne gidin, ne göreceksiniz, kaç kişi göreceksiniz? Kişiler hangi konuları konuşuyorlar?

36. Olağan değil 136. Olağan Kurultay’da yapılsa, eğer partinin il ve ilçe örgütleri kış uykusundan uyanmadıkça, değişen hiçbir şey olmaz! Bizler de “atı alan Üsküdar’ı geçti” anlatımını daha çok dinlemiş oluruz.

Ayrıca CHP’nin il ve ilçe örgütleri, partinin seçime giren adaylarını destekleyerek, onlarla dayanışma içine girecekleri yerde, adaylarını karalama, onları engelleme ve ötekileştirme içine giriyorlar.

Partili olarak bilinen seçmenlerini sandığa götürmede de yetersiz kalıyorlar.

İhtiyaç duyulması nedeniyle CHP, Kur’an Kursları ve İmam Hatipleri açtı. Bunlar CHP’nin vizyonu olamazlar.

CHP’nin vizyonu çağdaşlaşmadır. Çağdaşlaşma: hurafelerle, tarikatlarla, cemaatlerle, türbanla, şeyhlerle, müritlerle, ulamalarla gerçekleştirilemez…

Çağdaşlaşmak için sürekli devrim gerekir… Aklın ve bilimin önderliği gerekir.

Çağdaşlaşma, partinin temel ilkeleri üzerinde; dayanışma, adalet, özgürlük, eşitlik, demokrasi, emek, insan hakları, hukukun üstünlüğü, eğitimde fırsat eşitliği, ekonomik gelişmişlik vb. ulusal ve evrensel değerleri hayata geçirmekle olanaklı olabilir.

Partinin il ve ilçe örgütleri, parti ile kitleler arasındaki ulaşım ve iletişim kanallarıdır. Partiyi sırtlanıp hedefe götürecek olan da partinin il ve ilçe örgütleridir. Eğer seçimleri parti lideri kazanacaksa, parti örgütlerine ne gerek var?

İl ve ilçe örgütleri, görevlerini tam olarak yerine getirmediği sürece, CHP’de hiçbir şey değişmez ve kaybetmeye sürekli olarak mahkûm olunur…

CHP’nin, Atatürk’ün ilkelerini ve vizyonunu anlayıp, kavrayıp, özümseyip, içselleştirip yaşama geçirme yerine; Atatürk’ü sadece bir kurtuluş atı olarak gören ve de değerlendiren zihniyet sahiplerinden kendisini arındırmasının ve kurtarmasının zamanı gelmiştir artık…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Bülent Bilgen
Bülent Bilgen - 6 yıl Önce

Değerli Öğretmenim ,
Güzel ve net bir anlatım olmuş....
Saygılarım ile,

banner284