Çöl Rüzgârlari

Filistin Devleti’nin, Birlesmis Milletlere tam üyeliginin kabulü için Güvenlik Konseyinin bes daimi üyesi tarafindan veto edilmemesi gerekir. Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden ABD’nin, Filistin Devleti’nin Birlesmis Milletlere tam üyeligine onay vermesi olasi görülmüyor.
Aslinda Filistinliler, kendi aralarinda birlik olusturmus durumda da degiller. Bati Seria’da El-Fetih yönetimindeki Filistinliler ile Israil tarafindan abluka altinda tutulan Gazze’de Hamas yönetimindeki Filistinliler arasinda, gerek bagimsizlik; gerekse, Birlesmis Milletlere üyelik konularinda tam bir görüs birligi mevcut degil.
Orta Dogu, hem cografya; hem de siyasal yapi itibariyle çok sicak bir bölge olma özelligini korumaktadir. Bölgeyi siyaseten sicak yapan unsur, görünüsteki Israil-Filistin çatismasidir. Bu çatismayi: II. Dünya Savasi sonrasinda, 1948 yilinda, Filistin topraklarinda kurdurulan Israil devletinin, ABD ve Avrupa devletleri tarafindan gördügü destekler sonucunda, çevre devletlerin topraklari üzerinde yayilma siyasetini sürdürmesi olusturmaktadir.
Oysa Orta Dogu’da siyasi rüzgârlar, içten patlamali motorlarin icadi ve benzin ile mazotun önem kazanmasiyla esmeye baslar. Bu rüzgârlara, Ben-Gurion tarafindan Israil Devleti’nin kurulmasi ile yeni bir yön verilmeye çalisilir. Amaç, bu bölgedeki petrollere üsüsenlerin sömürü agini örtmektir. Görünüste, rüzgârlar, hep Filistin ve Israil’den yana eser ama sömürü aygiti hiç durmadan sömürenlerden yana döner.
Bati’dan, baslatilan ve sömürü aygitinin üzerini örtmek için estirilen rüzgârlara; Orta Dogu’da Iran’dan Musaddak, Misir’dan Nasir, Filistin’den Yaser Arafat, Libya’dan Kaddafi, Irak’dan Saddam zaman zaman estirdikleri rüzgârlar karismislar ise de; bu rüzgârlar, bereketsiz esen kavurucu çöl rüzgârlari olmaktan öte gidememislerdir. Bu rüzgârlara birkaç yildan bu yana, Sayin Basbakan’in estirmeye çalistigi rüzgârlar da katilmaya baslamistir.
Mahmud Abbas’in, Birlesmis Milletlere tam üyelik basvurusu ve Sayin Basbakan’in estirmeye çalistigi rüzgârlar, ne esmekte olan siyasi rüzgârlari durdurur; ne de yeni rüzgârlar estirerek Orta Dogu’yu serinletir. Orta Dogu’daki esen siyasi rüzgârlar, petrol rezervlerinin bitmesiyle son bulur. O zaman, Orta Dogu’daki halklar, kendi kaderleriyle bas basa kalirlar. Bu durumda da baris rüzgârlari esmeye baslar. Çekilen aci ve izdiraplar ve dökülen kanlar, böylece belki son bulur.
Bütün beklentim: çöllerden esen rüzgârlar yerine, Orta Dogu’yu serinleten baris rüzgârlarinin bir an önce esmeye baslatilmasiyla, kalici bir barisin olusturulmasidir.
YORUM EKLE

banner284