Bebek Bekleyen Çiftlerin Kâbusu: “Konjenital Anomali Tanisi”

Karamanoglu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) tarafindan yapilan arastirmada bebek bekleyen çiftlerin, dogum öncesi meydana gelebilecek fizyolojik ve morfolojik bozukluklar (konjenital anomali) nedeniyle yasadiklari endiseler gözlemlendi.

Bebek Bekleyen Çiftlerin Kâbusu: “Konjenital Anomali Tanisi”

KMÜ Saglik Yüksekokulu Hemsirelik Bölümü ögretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Nejla Canbulat, Yrd. Doç. Dr. Meltem Demirgöz Bal ile Ars. Gör. Mehtap Çöplü tarafindan yapilan ve KMÜ Bilimsel Arastirma Projeleri (BAP) Komisyonunca desteklenen arastirmada amniyosentez (fetusun içinde yüzdügü sividan cerrahi müdahale ile bir miktar sivi alma) sonrasi, bebeginde konjenital anomali saptanan annelerin yasadiklari duygu ve deneyimlerin belirlenmesi amaçlandi.
Duygusal Tepkiler Iki Alanda Yogunlasiyor: “Korku/Anksiyete ve Dini Degerler”
Karamanoglu Mehmetbey Dogum ve Çocuk Hastaliklari Hastanesi Kadin Dogum kliniginde, bebegine konjenital anomali tanisi konmus olan 11 gebe kadinla gerçeklestirilen arastirmada yüz yüze ve derinlemesine görüsmeler ile anketler yapildi.
Yapilan arastirma sonucunda elde edilen verilere göre, konjenital anomalisi olan bebege sahip annelerin duygusal tepkilerine iliskin birbirini tamamlayan iki faktör belirlendi. Bu faktörlerden ilki, sürecin basinda yasanan yogun korku/anksiyete olurken, digeri ise dini degerler olarak gözlemlendi.
Yrd. Doç. Dr. Nejla Canbulat, gebelik süresince yapilan rutin tani ve tarama testlerinin kadinlarda ve eslerinde anksiyeteye neden oldugunu belirterek, anksiyete düzeyinin de olasi istenmeyen durumlarin ortaya çikabilecek olmasi ve karar verme asamasinda yasanan zorluk nedeniyle artabilecegini söyledi. Katilimcilarin tümünün amniyosentez islemi öncesi, esnasi ve sonrasinda psikolojik sikintilar yasadiklarini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Canbulat, genetik test yaptirmanin ve sonucunu beklemenin çiftler için stresli bir deneyim oldugunu ve çiftlerin bu süreçte daha çok hemsirelik bakimina ihtiyaç duyduklarini belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Canbulat, yaptiklari çalismada katilimcilarin hiçbirinin test sonuçlari ne olursa olsun gebeligini sonlandirmak istemedigini vurgulayarak söyle konustu: “Geçmiste yapilan çalismalara benzer bir sekilde bizim çalismalarimizda da katilimcilarin dini degerleri ve kadere teslimiyet hislerinin aminosentez uygulamasini gereksiz görmelerine sebep oldugu saptandi. Farkli ülkelerde yapilan çalismalara baktigimizda ise Müslüman olmayan bireylerde de ayni düsüncelere rastlaniyor. Tüm bu nedenlerden dolayi hemsirelik hizmeti verirken konjenital anomalili bebek bekleyen ailelerin dini duygu ve düsünceleri hemsireler tarafindan göz ardi edilmemelidir.”
“Akraba Evliligi Suçluluk Duygusu Yaratiyor”
Katilimci görüslerinin de paylasildigi çalismada akraba evliligi yapan kadinlarin pismanlik duydugunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Canbulat, “Katilimcilarin dördü 1. derece akraba evliligi yapmis olan bireylerdi. Kimi katilimcilarda, ‘Bu evliligi yapmasaydim bebegimin basina bunlar gelmeyecekti.’ düsüncesi var. Akraba evliligi yapan kadinlarin anksiyetesine suçluluk duygusu da ekleniyor. Fakat akraba evliligi yapmayan kadinlarda bu suçluluk duygusu saptanmadi.” seklinde konustu.
“Ailelere Destek Verilmeli”
Yrd. Doç. Dr. Canbulat sözlerini söyle sürdürdü: “Bu zorlu süreçte ailelere psikolojik destek verilmeli. Hemsire ve ebeler sürecin her basamaginda ailelere profesyonel bakim hizmeti sunmalilar.”
Canbulat, arastirmanin sonuçlarinin amniyosentezden önceki ve sonraki süreçte genetik danismanligin ve hemsirelik bakiminin önemini de açikça ortaya koydugunu ifade etti.
 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284