CHP, Cumhuriyet Bayramini Kutladi

Cumhuriyetimizin ilan edilisinin 90. yildönümü ve Cumhuriyet bayrami ilimizde etkinliklerle kutlanirken, Cumhuriyet Halk Partisi de kendi bünyesinde bir program düzenledi.

 CHP, Cumhuriyet Bayramini Kutladi

Cumhuriyet Parki’ndaki Atatürk anitina çelenk sunup, saygi durusunda bulunan ve Istiklal marsimizi seslendiren CHP grubu adina bir açiklama yapan Belediye Baskan adayi Merih Ünver, “Anadolu Ulusal Baskaldiri eyleminin 19 Mayis 1919′ da baslayan gelisme süreci, bunun devamindaki örgütlenme devresi, kongreler ve Ulusal Meclis dönemi, bu eylemi örgütleyen, halkin gücünü dirence, eyleme ve kurtulus savasina iten Mustafa Kemal’ in önderlik gücü, bu savasin kaybedilmesi halinde kuskusuz ülkenin parçalanmasini ve paylasilmasini getirecekti. Bu nedenle mücadele sürecinin orta yolu yoktu. “Ya Bagimsizlik, Ya Ölüm” cümlesi bu nedenle Ulusal Mücadele döneminin simgesi haline gelmistir. Bagimsizlik; hem devletin, hem toplumun, hem de kisinin bagimsizligini içerir. Bu bagimsizliklarin “Halkin Egemenligini” öngören kavrami ise“CUMHURIYETTIR”. Cumhuriyet ilan edilmeden 13 Agustos 1923’de Atatürk’ün söyledigi “Yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir, halkin devletidir. Geçmisteki yönetim ise bir kisi devleti, kisilerin devleti biçimindedir” sözleri bu nedenle çok anlamlidir. Cumhuriyetin ilani ile baslayan rejimin ilkelerini belirleyen devrimlerin gerçeklestirilmesi evresidir. Bu evre sonucunda hukuk, egitim, idari yapi ve toplumun sosyal hayatini etkileyen birçok konudaki devrimlerle “Çagdas Toplumun” insasi baslatilmistir. Gerek ulusal mücadele, gerekse devrimlerin gerçeklestirildigi Cumhuriyet dönemi sürecinde yogun bir dirençle karsilasilmistir. Bu direnç bazen Emperyal güçlerin ve Istanbul yönetiminin örgütlü girisimleri ile bazen de yillarca devam eden Monarsinin etkisiyle ortaya çikmistir. Ulusal mücadele sonucunda Lozan'da varligimizi kabul etmek zorunda kalan Emperyal güçler, günümüzde Küresel Sermaye Gücü olarak karsimiza çikmislardir. Ülkemizde yaratilan yapay kaos dönemleri sonucunda ortaya çikan Askeri Yönetim dönemlerinde aydinlanma ve demokrasi adina ne varsa ezilmis, bu sisli ortamlar gerici ve rejim düsmani odaklar kendileri için müsait bir gelisme ortami bulmuslardir. Günümüzde Cumhuriyetin hak ve özgürlüklerinden yararlanarak ve uluslararasi destekle devleti yönetme durumuna gelmislerdir. Bu gelinen noktada ulusal çikarlar degil, Global sermayenin menfaatleri ön planda tutulmus, Siyasi Iktidar bu hizmeti karsiliginda rejimin temel ilkelerini, demokrasiyi ve Cumhuriyet’i ortadan kaldirma yolunda sonsuz destek almistir. Bati demokrasisinin önderleri olan devletler, bu dönemde ülkemizdeki hukuksuzluklari, bitmeyen tutukluluk sürelerini, dinlemeleri, gözetlemeleri ve kapali rejimlerdeki baski ortamina benzer uygulamalari görmezlikten gelen bir çifte standartla yaklasmislardir. Bundan güç alan ülke yöneticileri Cumhuriyetin temel ilkelerini bir tarafa birakmis, ülkeyi tek adam yönetimine götürmek için gereken hazirlik ve kilometre taslarini dösemeye baslamislardir. Ülkenin sahip oldugu insan gücü, dogal ve yeralti zenginlikleri ile gelecegine ait ne varsa kapitilasyonlari aratacak derecede tek yanli ve acimasizca peskes çekmektedirler. Büyük ve onurlu mücadeleler ile kazanilan Cumhuriyet ve degerlerini yasakli bayramlarla kutlamak durumunda birakildigimiz bu günlerde Cumhuriyetimizin demokratik rejim ile birlikte daha güçlü olabilmesi için hukukun üstünlügüne, insan hak ve özgürlüklerine, kadin erkek esitligine ve daha fazla demokrasiye ihtiyaç vardir. Cumhuriyet bize Dünya Milletlerinin onurlu bir üyesi olma bilincini kazandirmis olup, bu bilinçle hareket etme zorunlulugumuz vardir. Bu, Cumhuriyet’i emanet olarak birakanlara karsi borcumuz yeni nesillere karsi sorumlulugumuzdur. Bu bilinç ve sorumlulukla, çagdas, demokratik, laik ve bagimsiz Türkiye özlemiyle Cumhuriyetimizin 90.Yili kutlu olsun” dedi.

 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284