İş Hukuku Ve İş Sağlığı Güvenliği Konulu Konferans Düzenlendi

Karaman Barosu tarafından Grand Karaman Otel’de “İş Sağlığı, İş Hukuku ve Trafik” konulu konferans düzenlendi.

İş Hukuku Ve İş Sağlığı Güvenliği Konulu Konferans Düzenlendi

Konferansa Baro Başkanı Av. Oktay Yılmaz, çok sayıda avukat ve çoğunluğu Organize Sanayi Bölgesi firmalarından oluşan şirket yetkilileri ile konuşmacı olarak Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talat Canbolat katıldı.

Baro Başkanı Av. Oktay Yılmaz seminerin açılış konuşmasında, “OSB’si giderek büyüyen ilimizde iş hukuku alanında hem biz avukatlar olarak, hemde işveren firmalar olarak güncel mevzuat ve yasalara dair bilgilenmemiz açısından bu semineri önemli buluyorum. İşçi haklarının korunması aynı zamanda iş kapısı diye andığımız işverenin de varlığını sürdürebilmesi açısından ‘iş hukuku’ mağduriyetlerin ortadan kalkması, haklının belirlenmesi konularına olanak sağlıyor. Binlerce hemşerimizin geçimini sağladığı iş sahaları ve işverenler noktasında iş hukuku, bağımsız yargıyı temsil eden biz avukatlar açısından tüm detaylarıyla bilinmesi gereken bir konu. Bu nedenle seminer programını belirlerken güncel konular olmasına dikkat ettik. Bu tip seminerler vesilesi ile savunmayı doğru bilgi ve kurumsallıkla paylaşabilmek hepimiz için çok özel anlam ifade ediyor” dedi.

İş hukukunun gerekli konularda yerine getirilmesi gerektiğini ve kanunlara uygun olarak işlemesinin önemli olduğunu söyleyen Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talat Canbolat, “İş hukuku 18. yüzyılda devlet yapılanma sisteminde meydana gelen arıza nedeniyle işçilerin emekleri sonucu devletin düzenlediği kanuna göre yapılması gerekiyordu. İşçi sınıfı denilen bir sınıf ortaya çıktı. İşçi olmanın en büyük özelliği bağımlı çalışmaktır. Ancak avukatlık mesleği serbest çalışma ile gerçekleşir. İş hukukunun en temel hususu ise iş sözleşmesi türü konusudur. İşverenin elinde belirli ve belirsiz süreli olmak üzere 2 tür sözleşme bulunur. Biliyorsunuz ki Kıdem tazminatını aynı zamanda işsizlik sigortasızlarının yerini tuttuğu iş güvencesi kabul edilirdi. Bizdeki bu gerekçelerle kıdem tazminatı 15 günden işçiye ödenecek miktar her kıdem gününe 30 günlük belirlenmiş brüt ücrete çıkarılarak arttırıldı. İşçi işsiz kalırsa işverenden alınacak kıdem tazminatını alabilecek ve kullanabilecek. Bu konuda belirli süreli sözleşme sonunun ne zaman olacağını ifade eden tür olarak ortaya çıktı” diye konuştu.

AYNI KOYUNDAN İKİ POST ÇIKMAZ

Belirli süreli sözleşmenin önemli oluğunu sözlerine ekleyen Canbolat, “Belirsiz süreli sözleşme de aynı belirli süreli sözleşmede olduğu gibi uygulanır. Fakat kadrolu işçilerde belirli süreli sözleşme kabul edilmiyor. Belirsiz süreli sözleşme yapıldığı zaman tarafların ne zaman sona ereceğini kararlaştırmadıkları sözleşme türüdür ve asıl olan da budur. Önceden haber verilerek sözleşme sonlandırılsın diyen uygulamada 2 haftalık izin süresini 4 haftalık olarak hem izin hem ihbar süresi olarak kullanılması yanlıştır. Aynı koyundan iki post çıkmaz. İhbar izin süresi aynıdır. Kesintisiz verilmesi gerekir. İhbar süresi nispi emredicidir. Toplu sözleşmeleri işçi fesih edecekse ihbar tazminatını bildirmesi gerekir. İşçi ödeyecekse 4, 6, 8 haftalık süre üzerinden gerçekleştirilmesi gerekiyor. Türkiye’de avukatlık mesleği farklı yere gidiyor. Yargıtay kararı geçip önemsenmiyor. Yeni gençliğin dinlemeye tahammülü yok. Siz karar peşinde koşturdukça Yargıtay’ın görevi gelişmiyor. Avukatın görevi Yargıtay’ın içtihatlarını geliştirmektir. Yargıtay’ın görüşleri alınarak değil avukatın görüşleri alınarak içtihatlar oluşturulmalı. Ama avukat yargı kararı peşinde koşuyor” şeklinde konuştu.

Haber: Merve CEYLAN

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284