KMÜ’de Ülü’l-Emr Kavrami Konusuldu

Karamanoglu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Islami Ilimler Fakültesi tarafindan düzenlenen ‘Düsünceler ve Kavramlar’ seminerler dizisinin sekizincisi gerçeklestirildi. Islami Ilimler Fakültesi Dekani Prof. Dr. Halit Çalis`in sunumunu yaptigi ve Ülü’l-emr kavraminin irdelendigi bu haftaki seminere Rektör Yardimcisi Prof. Dr. Ahmet Yildirim ile akademik ve idari personel katildi.

 KMÜ’de Ülü’l-Emr Kavrami Konusuldu

Ülü’l-emr kavraminin esasen iki ayri kelimeden olusan bir tamlama oldugunu belirten Prof. Dr. Çalis, her iki kelimenin de Arapça oldugunu, ilkinin sahiplik, ikincisinin ise is, buyurma gibi anlamlara geldigini söyledi. Yönetenlere itaat etmeyi öngören ülü’l-emr kavraminin Müslüman toplumlarda sürekli gündemde oldugunu dile getiren Çalis, “Mesru ve adil yönetimler kadar, idareyi darbe ile ele geçirenler, temel hak ve hürriyetleri askiya alma ya da tamamen kaldirma girisiminde bulunanlar, zulümlerini ve haksizliklarini mesru göstermeye çalisanlar tarafindan tarihin her döneminde ve günümüzde ülü’l-emr sürekli gündemde tutulmustur.” dedi.

“Ülü’l-emr yetki ve sorumluluk gerektirir”
Prof. Dr. Çalis, Islam siyaset teorisinin en temel kavramlarindan birisi olan ülü’l-emr kavraminin yetkiyi ve görevleri bünyesinde barindirdigini dile getirerek sunlari söyledi: “Dinî literatürde ülü’l-emr, basta devlet baskani olmak üzere Müslüman toplumun üst yöneticilerini, toplumsal sorumluluk ve otorite sahibi kimseleri ifade eder. Ülü’l-emr konumunda olan kisilerin hem yetkileri hem de sorumluluklari vardir. Bu sorumluluklarin basinda, dinin gereklerinin eksiksiz olarak yasanabilecegi bir toplum düzeni olusturmak, bilim ve teknik anlaminda da medeni toplum olmanin gereklerini yerine getirmek gelir.”
Kavram ile ilgili Kur’an-i Kerim’deki ayetlerden örnekler sunan Prof. Dr. Çalis, kavramin iki ayette yer aldigini belirterek, “Bu ayetlerden ilkinde, ‘Allah’a, Peygamber’e ve sizden olan yöneticilere itaat edin’ buyruluyor. Ikinci ayette ise, toplumun güvenligiyle ilgili sorunlari yaymayip ülü’l-emre götürme, liyakat sahiplerinin sunacagi çözüme uyma konusunda uyarilarda bulunuluyor.” seklinde konustu.
“Ülü’l-emre itaat kural olarak vaciptir”
Ülü’l-emre itaatin kural olarak vacip oldugunu belirten Prof. Dr. Halit Çalis, bu itaatin bir kayda bagli oldugunu ileri sürerek söyle devam etti: “Kur’an’da ülü’l-emre itaat edilmesi emredilmistir. Fakat bu, emrin dinin gerekleriyle çelismemesine baglidir. Zira Yaradan’a isyanda yaradilana itaat olmaz. Dolayisiyla toplumsal düzeni saglama bakimindan ülü’l-emr saygindir fakat hiç kimsenin hatiri Allah’in hatirindan üstün degildir. Ilahi buyruklarla çelisen durumlarda ülü’l-emre itaat yoktur. Bu ilkenin, Hz. Peygamber’in ve ashabinin hayatindan nice örnekleri vardir.”
“Devlet adamlarinin tasarruflari, ilim ehlinin onay ve denetimine tabidir”
Islami literatürde ülü’l-emr kavramina genellikle yöneticiler ve alimler olmak üzere iki anlam yüklendigini belirten Prof. Dr. Çalis, ilmin otoritesi ve alimlerin konumunun önemine dikkat çekerek sunlari söyledi: “Ibn Abbas basta olmak üzere klasik ve çagdas dönem alimlerinin önemli bir kismi ülü’l-emr ifadesinin, ‘emir sahipleri’ degil ‘bilgi sahipleri’ anlamina geldigini söyleyerek itaatin, güç ve servete degil, bilgiye dayali oldugunu vurgulamistir. Dolayisiyla tecrübenin de teyit ettigi gibi, yöneticilerin dinî kurallardan sapmasi veya sapma ihtimaline karsi, ser‘î ilimler ekseninde sekillenen sosyal bir otoritenin bulunmasi gerekmektedir.”
“Itaatin vacip oldugu kisiler Müslüman olmalidir”
Ülü’l-emr kelimesinin kullanildigi ayetlerde ‘sizden’ seklindeki kayda dikkat çeken Prof. Dr. Çalis, ülü’l-emr konumunda olup itaatin vacip oldugu kisilerin Müslüman olmasi gerektigini, Müslüman olmayan yöneticilerle Müslümanlar arasindaki iliskinin, sözlesme ve ahde vefa çerçevesinde sekillendigini belirtti.
“Sorunlarin çözümünde ülü’l-emr kaynak irade degildir; kaynak irade Kitap ve Sünnet’tir”
Prof. Dr. Çalis konusmasinda dinî hayati ilgilendiren hususlarda ülü’l-emrin konumuna da temas ederek söyle devam etti: “Toplum güvenligine dair sorunlarin çözümünde yetkili olanlar, istinbata, yani toplumsal bir sorunla ilgili mevcut bilgileri inceleyip tahlil etmek suretiyle bir hükme ya da sonuca ulasma yetkinligine sahip bulunanlardir. Dolayisiyla devlet yetkisi kullanmasa bile belli bir konuda uzmanligi bulunan herkes, uzmanlik sahasiyla sinirli olmak üzere ülü’l-emr kapsaminda degerlendirilecek; sorunlarin çözümünde etkin rol üstlenecektir.”
Seminer, katilimcilarin sorularinin cevaplanmasi ve konuyla ilgili karsilikli fikir alisverisinin ardindan sona erdi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284