Prof. Dr. Mehmet Karatas: “Suya Hoyratça Davranmamaliyiz”

Karamanoglu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Kamil Özdag Fen Fakültesi Dekani ve Hidrobiyoloji Anabilim Dali Baskani, ayni zamanda da KMÜ Rektör Yardimcisi olan Prof. Dr. Mehmet Karatas, Hak-Is Konfederasyonuna bagli Hizmet-Is Sendikasi tarafindan düzenlenen “Su-Sanitasyon ve HIV” konulu uluslararasi toplantida suyun önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Mehmet Karatas: “Suya Hoyratça Davranmamaliyiz”
 
 Ilgi toplayan sunumun ardindan Hizmet-Is Sendikasi Dergisi Prof. Dr. Karatas’la bir söylesi gerçeklestirdi. Sendika Dergisinin 2013 yili ikinci sayisinda yayimlanan söyleside su kullanimina iliskin ilginç veriler ortaya çikti.
Söyleside Prof. Dr. Mehmet Karatas, Hz. Mevlana’nin “Su dünyadir” sözünü animsatarak suyun, yerine baska bir seyin ikame edilemeyecek kadar önemli oldugunun altini çizdi. Karatas, “Su ile insani esdeger tutmak gerekir. Varlik ve yokluklari karsilikli çalismaktadir.” ifadelerini kullandi.
“Türkiye 2025’te su sikintisi çekecek”
“Su kaynaklarinin kit olduguna inaniyor musunuz ve Türkiye bir gün su sikintisi çekecek mi?” sorusuna Prof. Dr. Karatas, “Yeryüzündeki su miktarinin, özellikle de tatli suyun, sinirli ve sabit oldugundan süpheniz olmasin.” cevabini verdi. Suyun sinirsiz ve önemsiz bir kaynak olduguna dair toplumdaki izlenimin dogru olmadigina vurgu yapan Karatas, “sudan ucuz” gibi deyimlerin, suyu önemsiz kilma adina zihinsel bir algilama olusturdugunu ifade ederek “Bu kültürle yetisen bir nesli hem su tasarrufuna hem de suyun çok önemli ve sinirli bir kaynak olduguna inandirmak oldukça zor olacaktir.” dedi.
BM’nin hazirladigi su raporuna göre Türkiye’nin 2025 yilinda su sikintisi çekecegini kaydeden Prof. Dr. Karatas, “Suyu har vurup harman savurursak, kuyular açip yüzlerce metre derinliklerden sulama maksadiyla sulari kullanirsak, yani su israfinda sinir tanimazsak yakin gelecekte su sikintisi çekebilecegimizden emin olabilirsiniz.” seklinde konustu.
Suyun dogru ve ekonomik kullanimina yönelik önerilerde de bulunan Prof. Dr. Karatas, sunlari dile getirdi: “Ihtiyacimiz kadar su kullanmaliyiz. Suyu israf etmemeliyiz. Dis firçalarken ve tiras olurken suyun yani muslugun kapatilmasi durumunda dört kisilik bir aile yilda yaklasik 48 ton su tasarruf edebilmektedir. Suya hoyratça davranmamaliyiz. Suyun bize bir emanet oldugunu varsaymaliyiz.”
“Su kaynaklarinin metalasmasi, yoksul insanlarin suya erisimini zorlastirmaktadir”
Söyleside suyun özellestirilmesi konusuna da deginen Prof. Dr. Mehmet Karatas, suyun bir insan hakki, dahasi canli hakki oldugunu belirtti. Suyun özellestirilmesinin uluslararasi kuruluslar tarafindan özendirildiginin altini çizen Prof. Dr. Karatas, “Sularin, su kaynaklarinin metalasmasi, yoksul insanlarin suya erisimini zorlastirmaktadir.” diye konustu. Musluklardan akan suyun içme suyu olarak kullanilmasinin toplumun en tabi haklarindan olduguna vurgu yapan Karatas, sularin paketlenerek satilmasinin iyi kalitede ve yeterli miktarda suya erisimin önünde engel teskil ettigini belirterek “Bir litre suyun plastik sisesini yapmak ve siselemek için iki litre su kullanildigi bilinen bir gerçektir. Aslolan, evimizde musluktan akan suyun emniyetli ve saglikli bir sekilde ulastirilmasini saglamaktir. Bu görev de halkin imkanlariyla halka hizmeti esas alan kamuya düsmektedir.” dedi.
Prof. Dr. Karatas, söylesisini suya dair Türkiye’de ilk uluslararasi toplantiya imza atan Hizmet-Is Sendikasina ve sendikanin bagli oldugu Hak-Is Konfederasyonunun Genel Baskani Mahmut Arslan’a tesekkür ederek sonlandirdi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284