Aktekke Cami Bahçesi’nde baslatilan kampanyada ilk kaba suyu Vali Süleyman Kahraman birakti. Baslatilan kampanya hakkinda kisa bilgi veren Orman ve Su Isleri Sube Müdürü Nazmi Kaplan, tüm duyarli vatandaslari baslattiklari bu kampanyaya destek vererek sokak hayvanlari için su birakmaya davet etti. Vali Süleyman Kahraman’da kendini kâinattan ayri gören insan hiç kuskusuz varligin mahiyetini idrak edememistir. Insanin bu idraki için öncelikle “yaratilani Yaratan’dan ötürü” sevebilen Hz.Yunus Emre misali bir gönül tasimasi gerekir. Insanin oldugu gibi dagin tasin, kurdun kusun da bir hakikati vardir. Göge dal budak salan agaçtaki hikmeti görmüyorsak, denize dogru kosan irmaklarin sirrina vakif olamiyorsak gönüllerin islahini bosuna bekleriz. Zira kâinattaki her sey bize hakikati hatirlatir. Bize düsen tipki bir sariçiçekten cevaplar isteyen Hz. Yunus Emre gibi var olan her seyden hakikatin sirrini devsirmektir. Leyleklere yuva yapmak, zorlu kis sartlarinda kuslara yem birakmak ya da karayollarinda yaban hayvanlari için geçit noktalari olusturmak kimilerine göre akildan uzak olabilir. Ama biz biliyor ve inaniyoruz ki, insan hakikati zikreden dagdan tastan, kurttan kustan ayri bir yolun yolcusu degildir ve olmamalidir. Kurdun kusun dilini anlayan Hz. Süleyman’i düsünelim. Gemisine her canlidan bir çift alan Hz. Nuh’u düsünelim. Ve Hz. Peygamber’in sicak bir günde, susuzluktan kivranan bir köpek için, ayakkabisiyla su çeken bir kadina magfiret edildigine dair hadis-i serifini hatirlayalim. Yine Hz. Peygamber’in bir kediyi evine hapsederek yiyecek vermedigi için ve yeryüzünün hasaratindan yemesine de müsaade etmedigi için bir kadinin azaba ugrayacagini belirtmesini hatirlayalim. Bu fani dünyadaki en zor imtihanlardan biri de susuzluktur. Dilimizin damagimizin kurudugu anlari söyle bir hatirlayalim. Iste bu sebepledir ki bize bir bardak su ikram edene “su gibi aziz ol” deriz. Ama bu o kadar kolay degil elbette. Bu kadar nimetin içinde, arzularimizi-ihtiraslarimizi bir kenara birakip insanligi görmemiz gerektigi gibi, çevremizi de görmemiz gerekiyor. Bizim bu etkinligimizin temel felsefesi bize hakikati fisildayan her seye hürmet etmek ve sonuçta hakikatin sirrina ermektir. Mezarliklarimizda neredeyse her mezarin basina bir su kabi koyuyoruz. Istiyoruz ki kurt kus bu sudan içsin ve orada yatan sevdiklerimiz Allah’in rahmetine kavussun. Bunu idrak etmek için sevdiklerimizi kaybetmeyi beklemeyelim. Pekala evimizin ya da isyerimizin önüne de bir kap su koyabiliriz. Medeniyetimiz de inancimiz da aslinda bunu gerektiriyor. Biz çogu zaman ihmal edilen böylesi mukaddes bir anlayisi yeniden hatirlamak ve hatirlatmak istiyoruz. Arabalarimiz suyla çalisiyor. Onlarin suyunu tastamam koyuyoruz. Insaatlarimizin betonunu, tarlamizi, bagimizi bahçemizi suluyoruz. Çünkü maddi bir kayba ugramak istemiyoruz. Ya ruhlarimiz kaybi! Evimizin ya da isyerimizin önüne bir kap su koymak kaç dakikamizi alir, maddi olarak ne kaybederiz. Hiçbir sey. Ama bir kap su gönüllerimizin huzur bulmasina, ruhlarimizin islah olmasina vesile olabilir. Lütfen bu gerçegi unutmayalim diyor, etkinligimizin Hakk’in rizasina vesile olmasini diliyorum. “Yaratilani Yaratan’dan ötürü sevebilene ne mutlu” diyor, bu kampanyada emegi geçenlere en samimi duygularla tesekkür ediyorum” dedi.