İNSAN HALİMİZ II

Çalışkan mıyız? Çalışmayı sever miyiz. Aktif miyiz. Çalıştıkça açılan arabalar gibi, dur durak bilmeden dünyayla alakasını kesenlerden miyiz. Yoksa, çalışma isteği duyunca bir yere otur ve isteğin geçmesini bekle, diyen yorgun adam yasasından yana iflah olmaz bir tembel miyiz. Hani, kedi şeyini kapsa pist diyecek mecali olmayanlardan mıyız.

İşkolik miyiz? Çalışmadan duramayan, mutlu olamayanlardan mıyız. Hatta bir adım daha ileri gidip Ragıp’ın tarif ettiği gibi bir iş kuduzu muyuz. Sabah ezanı kontak açıp, yatıncaya kadar kontak kapatmayanlardan mıyız. O gün yapmak isteyip de yapamayınca gece uyuyamayanlardan mıyız. Yoksa, ömür boyu birisine, birilerine yaslanarak yaşayıp gidenlerden miyiz?

Becerikli miyiz? Ne yaparsak yapalım yapar çatar ortaya getirir miyiz. Elimizden her iş gelir mi. Yoksa, elinden kör eşeklerin bile yem yemediklerinden miyiz. Toprağa çivi çakamayanlardan mıyız.

Fırsatçı mıyız? Her fırsattan en iyi ve en yüksek oranda yararlanır mıyız. Promosyonları, bilmem ne puanlarını cezbeye kapılmış gibi takip edenlerden miyiz. Verilen, dağıtılan şeyleri işimize yaramasa bile bedava diye alır, olmadı bodruma koyarım diyenlerden miyiz?

Aceleci miyiz? Tez iş gören, çabuk davranan ivecen miyiz, aceleci bacımıyız. Yoksa, ağırcanlı, ağırkanlı olmaktan postayı kaçıranlardan mıyız?

Sakin miyiz? Sakin mi yaşar, olayları sükûnetle ve suhuletle mi karşılarız. Dağlar gibi sakin vakur ve dingin miyiz. Yoksa fevri davranıp çevremizdekileri incitip kırıp geçirenlerden miyiz. Küçük büyük her olaya benzin gibi parlayıp, sinirden sabaha kadar dövecek adam arayanlardan mıyız.

İyimser miyiz? Yaradılış gereği her şeyin iyi yanını görme eğiliminde miyiz. Yoksa her şeyi kötü yanıyla ele alan her durumu karanlık gören, hep en kötüyü bekleyen, karamsar, bedbin kötümserlerden miyiz.

Hoşgörülü müyüz? İnsanların duygu ve düşüncelerine, yaşam biçimlerine saygı gösterir miyiz. Yoksa bizim gibi düşünmeyen, yaşamayanlara müsamaha göstermez, onlara dünyayı dar edenlerden miyiz.

Anlayışlı mıyız? Ilımlı ve mutedil miyiz. Olumlu tavır ve konuşmalar yerine, her şeyi bezdirecek kadar sorgular, sürekli eleştirir, kimseyi sevmeyen beğenmeyen müzmin bir muhalif miyiz. Karşımızdakini gerim gerim gerer, Alahan rampası gibi yorar mıyız.

Mütevazı mıyız? İddiasız, gösterişsiz ve alçak gönüllülerden miyiz. Hatta olduğumuzdan daha düşük profilli görünmeyi çelebilik sayan kâmil, kemal kişiliklerden miyiz. Yoksa kendimizi olduğumuzdan daha önemli gösterme çabasında, şişinmekten ceketinin düğmelerini ikide bir patlatan pervasız şişkin egolu bir profil çizenlerden miyiz?

Konuşkan mıyız? Her konudan haberi olup, olaylar üzerine her an her şeyden konuşacak bir şeyler bulabilenlerden miyiz. Kadının çok konuşanı neyse de, erkeğin çok konuşanından Mevla hepimizi korusun diyenlerden miyiz. Karşımızdakileri, bunu bari bilme dedirtecek kadar çok bilenlerden miyiz. Suyu bol danesi az olanlardan mıyız. Yoksa kenarda taş eğrisi gibi kararıp duranlardan mıyız.

Güler yüzlü müyüz? Aile içinde, arkadaş arasında neşeli, yüzümüz aydınlık mı. Yoksa Karadeniz’de batan geminin sahibi gibilerden miyiz. Mırrığı eğiklerden miyiz.

Hayalci miyiz? Her şeyi gerçekmiş gibi kabul edip zihnimizde tasarlar mıyız. Her gün yeni ev eşyaları alır, her hafta araba değiştirir, her ay yeni bir ev mi alırsınız. Tabi yalancıktan. Hayal etmekte parayla değil ya. Yoksa gerçekçi olup ona göre düz yaşayanlardan mıyız.

Kırılgan mıyız? Kolay ve çabuk mu kırılıyoruz. Rüzgar esse çıt diye kırılanlardan mıyız. Yoksa gücenmeden incinmeden önüne bakan hatta aldırmayıp işimizi görenlerden miyiz.

Alıngan mıyız? Yağmur mu yağacak ne, diyene: Sen bana ördek mi demek istiyorsun (çünkü yağmur yağınca göl olur, gölde de ördekler yüzer) diyecek kadar alıngan mıyız.  Yoksa kötü ve olumsuz şeyleri üzerine almayan pişkinlerden miyiz. (Üçüncü bölüm yarın)

YORUM EKLE

banner284