KEFEN PARASI

Memuriyet hayatımın sonlarına doğru, Devletin 25 yılını dolduran memurlar için; eğer emekli olmak isterlerse, hak ettiklerinden fazla bir ikramiyeyi de alabilecekleri söylemi üzerine çalıştığım Ziraat Bankası Karaman Şubesinde bazı arkadaşlarımla birlikte emekli olmak için müracaat etmiş isek de, bu gibi müracaatların çokluğu sebebiyle, isteğimiz kabul edilmemişti.

Tam o yıllarda Karaman Belediyesinin Mut yolunun doğusunda bulunan askeri birliklerin boşalttığı, sanırım eski adı Kırbağları olarak bilinen alanı imara açması, isteyenlere de arsa temin edeceği duyumu üzerine; bankadaki bazı arkadaşlarım gerekli girişimlerde bulunarak, bugünlerde Yunus Kent diye anılan yerde; “Başak Kooperatifi” adıyla bir yapı kooperatifi kurmuş ve belediyeden yeteri miktarda arsa teminini isteğini yapmışlar ve üye kaydına da başlamışlardı.

Arkadaşlarımın benim de bu kooperatife girme teklifine önce hayır demiş isem de, sonradan rahmetli eşimle bu konuyu enine boyuna konuşmuş ve neticede de o günlerde çocuklarımızın hemen hemen tamamının hayata atılmış olmalarından ve ayni yıl içinde çalıştığım kurumumun teklifi ile de sözleşmeli kadroya geçerek almakta olduğum maaşın iki katına çıkarılmasından da cesaret alarak, anılan kooperatife katılmış ve inşaatın uzaması ile de memuriyet sürem ona paralel uzamış ve sonunda 40 yıl 8 üzerinden emekli olmuş isem de, o yıllardaki kanun hükmüne göre; yalnız 30 yıl üzerinden emekli ikramiyemi de almıştım..

Bilindiği gibi geçen yıllarda 6770 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 07.01.2015 tarihinde yayımladığı 2014/195 iptal kararı ile emekli olan devlet memurlarına ikramiyeye esas hizmetleri sürelerinin her tam yılı için süre sınırı olmaksızın emekli ikramiyesi ödenir denilmesi üzerine, yukarıda adı geçen kanuna geçici 226.ncı madde de eklenmişti.

Bu maddeye göre de 07.01.2015 tarihinden önce emekli olan ve emekli oldukları tarihteki hükme bağlı sınırlama nedeni ile 30 yılı geçen sürelere emekli ikramiyesi ödenmeyenlerin; 30 yılı aşan, her tam hizmet yılı için, emekli ikramiyesi ödenir imkânı çıktı.

 Biz emekliler için çıkarılan bu ek kanun çıktığında; benim gibi emekliler çok sevinmiş ve geç te olsa devletimizin bizleri de unutmadığını, Allah onlardan razı olsun diyerek dualarımızı yapmış, alacağımız ikramiyenin hayalleri ve sevinci ile bekliyorduk.

 Çıkarılan bu kanuna göre 8 aylık hizmetim sayılmıyor ama geride ikramiyesini alamadığım bir 10 yıl var. Emekli olduğum 15.02.1995 yılında ve daha önceki aylarda bir grup arkadaşla her ay başında bir kişiye verilmek üzere, altın günümüz sebebiyle, bir çeyrek altının 29-30 lira arasında olduğunu çok iyi hatırlıyorum ki, yine o yıllarda maaşımızdan Emekli Sandığına kesilen aidatlar da, hemen hemen bu rakamlara yakın olarak, o yıllardaki uygulamalara göre, ikramiyesini alamadığım 10 yıl boyunca, maaşımdan her ay kesilmişti…

Bilindiği gibi kanun teklifleri mecliste bu işi bilen çeşitli partilerden seçilmiş kişilerden oluşan komisyonlarda enine boyuna incelendikten sonra meclise iner, orada da gerekli şekilde görüşülüp eksikler varsa tamamlanır, sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın imzası ve resmi gazetede yayınladıktan sonra, kanun olarak yürürlüğe girer.

Bizim ikramiyeleri ilgilendiren kanun da aynı yolla kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. Kanunu onaylayan Sayın Cumhurbaşkanımıza bu konuda hiçbir sözüm olamaz. Çünkü çok yoğun işleri arasında önüne imza için gelen her kanun teklifini yeteri kadar incelemesine imkân ve ihtimal yoktur. Bu işleri, sanırım kendilerine güvendiği yanındaki danışmanlarına yaptırdığı gibi, durumlarını çok iyi bildiği emeklilerin de bir parçacık yüzünü güldüreceği için, o kanunu da gönül rahatlığı ile de imzalamıştır.

Kanun teklifini ilk ele alan çeşitli partilerden oluşan komisyona gelince: hayatlarının sonuna gelmiş olan bu zavallı emeklilere ne yapsak ta, birazcık maddi yönden bari gönüllerini alsak diye düşünmüşler, düşünmüşler ve en sonunda birisi tamam ben buldum dediğinde; öbürleri de araya girerek; ne, neyi buldun? diye sorduklarında:

Kardeşim bu adamlara bundan sonra en çok gereken şey olsa olsa helalinden birer kefendir. Gelin bu adamlara birer kefen parası gönderelim de sevinsinler demiş, diğerleri de  yeni bir şeyi keşfetmişler sevinciyle teklifi benimsemişler, Meclise indirerek, neticede ek kanun olarak kabul  edilmiş oluyor.

Başta bu kanunu enine boyuna inceledikten sonra Meclise getiren komisyon üyelerine, sonra da, sayın milletvekillerimizin bana ve benim gibi eski emeklilere gösterdikleri âlicenaplıkla bağışladıkları, bu son dünya nimetine sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Çünkü daha önce ikramiyesini alamadığım tam on yıllık hizmetim için; iyisinden tam bana yetecek kadar bir kefeni alabilmem  için,  tam 500 TL  göndermişler.

İkinci teşekkürüm ise; tam 40 yıl 8 aylık hizmetime karşılık emekli maaşımı aldığım Sosyal Güvenlik kurumunadır. Onlar da rahatsızlığım sebebiyle eczaneden aldığım her ilacın maaşımdan kesilen katılım payını anında telefonuma geçtikleri halde, bana layık görülen o ikramiyesini alamadığım on yıllık hizmetime karşılık 500 TL ikramiye farkını, sanırım çok olduğundan heyecanlanırım korkusuyla hiç haber vermeden, sessiz sedasız hesabıma geçtikleri için.

Sayın milletvekillerinin kendi paralı hakları olduğunda takındıkları tavır ve hareketleri biliyoruz. Allah daha fazlasını da versin ama, onlara bugün tanınan bütün imkanlarda; şu anda benim gibi emeklilerin de geçmişten hizmet payı ve bir vatandaş olarak hala ödemekte olduğumuz vergilerden oluştuğunu unutmasınlar.

Selam ve saygılarımla.

YORUM EKLE

banner284