Nerede O Eski Oyunlar?

Insanlar, oyuncaklari degisen birer çocukturlar. Her yasta oyun oynarlar ve oyun araçlari ile oyun alanlari degisir. Çocuk yasta oynanan oyunlarin araçlari, bir zamanlar çocuklar tarafindan üretilirdi. Belli bir yastan sonra da insanlar, hem kendileri hem de; baskalari tarafindan üretilen araçlarla oyunlarini oynamayi sürdürürler.
Yaslari elli ve üstü olanlar hatirlayacaklardir. Çocukluk yaslarindaki oyunlar, bazen mahallerdeki dar alanlarda; bazen de, daha genis alanlarda oynanirdi.
Futbol, basketbol, voleybol, istop gibi oyunlar, topla oynan oyunlardi. Cim, üçtas, bestas gibi oyunlar, küçük taslarla oynanirdi. Bunlarin yani sira: ip atlama, seksek, elim sende, âsik, bilye, çember çevirme, birdirbir, uzunesek, çelik-çomak vb. oyunlarda çocukluk yillarinda, oyun araçlarinin da çocuklar tarafindan üretilerek oynan oyunlardi. Hatirlanacagi gibi bu oyunlar, en az iki kisi tarafindan ve toplu olarak oynanan oyunlardi.
Bu oyunlari oynayanlar, oyunlar sirasinda ayni zamanda da spor yapmis oluyorlardi. Ayrica oyunlar esnasinda bir arada olmalari nedeniyle insanlari tanima, insanlarla kaynasma ve böylece sosyallesmeleri de baslardi. Oynan oyunlarla; arkadaslik, dostluk ve kardeslik gibi kavramlarda, çocuklarimiz arasinda olusurdu.
Günümüzde çocuklarimiz, kucaklarina aldiklari veya masalarin üzerlerine koyduklari bilgisayarlarla oyun oynuyorlar. Yalniz baslarina çekildikleri odalarda saatlerce aileden ve çevreden kopuk olarak oyunlarini sürdürüyorlar. Bu oyunlarla adeta kendilerini insanlardan ve çevrelerinden yalitiyorlar. Böyle evlerin odalarina kapanarak, kendi kendilerine oyun oynayan bir çocukta; arkadasli, dostluk ve kardeslik gibi kavramlar gelisir mi? Bu çocuklardan, baskalariyla ilgili sevinç ya da keder gibi duygulara ortak olmalari ve bu duygulari paylasmalari beklenebilir mi?
Günümüzde, dört veya bes seçenege sikistirilan ve sanal âlemlerde kendilerine bir yer aramaya çalisan çocuklarimiz da insani duygularin olusmasi beklenebilir mi? Insani duygularin maalesef bu çocuklarimiz için geçerlilikleri günden güne yitip gitmektedir. Çünkü çocuklarimiz, her seyin odaginda kendilerini görüyorlar.
Egitim sistemimiz de, ayni sirada oturan çocuklarimizi birbirleriyle dost, kardes ve arkadas degil; girecekleri bol seçenekli sinavlar nedeniyle birbirlerine rakip kilmaktadir.
Çocuklarimizin yasamlari; ev, okul ve dershane gibi üç köseden ibaret duruma gelmistir. Çocuklarimiz mekân itibariyle üç parçaya bölünmüs durumdalar. Evde, aile ve çevreden kopuk, kucakta bilgi sayar sanal âlemde yüzüyor; okulda ve dershanede de, sira arkadasina rakip, seçenekler arasinda kaybolup gidiyorlar.
Oyun, insanlarin en önde gelen gidalaridir. Özellikle de çocuklarimiz için oyun çok önemli ve olmazsa olmazlardandir. Egitim sistemimizde köklü degisiklikler yapilarak: çocuklarimizin ruhsal durumlari bozulmus, tüketici ve bencil yetismelerini ortadan kaldiracak ve birbirleriyle kaynasmalarini saglamak için okullarda, birinci siniftan itibaren Anadolu liselerine hazirlik yerine; her gün oyun ve spor yapmayi olanakli kilacak degisiklikler yapilmalidir.
Küçüklerine olan sevgiyi; birbirlerine ve büyüklerine olan saygiyi kaybetmeden, kültürümüzü ve toplumsal dokumuzu korumaliyiz.
Kendimiz olmayi sürdürmek için.
Kemal UYSALER
23.08.2011 IZMIR-KARABURUN
 
YORUM EKLE

banner284