Not Defterimden

Güzel bir Karaman sabahini
Içime dolduruyor ve yürüyorum;
Merhaba Ahmet
Merhaba dünya iyisi kardesim
Hayirli isler Kel Mahmut
Demokrat Hasan
Merhaba
Merhaba Karaman…!
DILENCI
Dagitiyorum
Elime ne geçerse
Aktekke Cami önünde…
Bir sey kalmayinca elimde avucumda
Imaret Cami’sine gidiyorum;
Soruyorsun niye?
Önünde dilenmeye…
MECBURIYET CADDESI
(Eski Karamanlilarin Ismet Pasa Caddesine çikmadiklari gün isleri rast girmez)
Oturdugum sehrin bir caddesi var
Allah var simdi, zor yok
Yürüsen de olur, yürümesen de olur
Zaten bir yere gitmez o, hep orada durur.
Bosuna bekleme o sana gelmez, sen ona gidersin
Sikilinca kaldirim bile degistirebilirsin
Bak iste kimse buna mani degil
Herhangi bir yer degil, boru degil
Anli sanli Mecburiyet Caddesi bu
Isteyen baska sehirler, baska caddeler sevsin
Ben seni bilir seni severim Ismet Pasa Caddem
Ben o vefasiz manolyayi bile burada sevdim
Baskasini bilmem, baskasina karismam
Geçen geçsin dostum, ben senden geçmem.
Zaten yerime ne güzel söylemis söyleyen:
“Ben sana mecburum bilemezsin
Adini mih gibi aklimda tutuyorum” Mecburiyet Caddem.
DELI BEKIR
Dünyayi
Bir sekere degisen çocuk,
Tabii ki
Senin için hava hos…
Hem nereden bileceksin ki;
Seven sen degilsin
Ayrilan sen degilsin….
“Yirtilan,
Yirtilan Deli Bekir’in yakasi”
SAMKAPI’NIN SIGIRI
Ask olsun esek kardes
Eger sende aglarsan
Ya biz ne yapalim o zaman.
Esek olmak da kolay degil belki
Ama hiç degilse senin
Mümbit köylük yerde
Yedigin önünde
Yemedigin harman yerinde,
“Sen yan yan da,
Tok gidip aç dönen
Samkapi’nin sigirina yan”
REIS SOKAGIM
Biz bu mahallenin ahalisinden degil miydik?
Bize neden söylemediniz;
Azgin makineler sokagimiza girerken
Neden söylemediniz bize;
Hercümere olur iken sokagimiz tasi topragi
Ne sesler duydum derinlerden
Ne feryatlar geldi izbelerden
Tas çesmem minaresiz mescidim
Bilyelerim kagit topum çanak istopum
Az mi gözyasi döktü dut agacim,
Ahh Ah..!
Biz bu mahallenin ahalisinden degil miydik?
Bize neden söylemediniz
Neden söylemediniz bize;
Azgin makineler sokagimiza girerken.
KADIN VAR KADIN YOK
Ne sehirler gördüm;
Elinde sarap kadehi
Dimdik
Kadin heykeller vardi.
Ne köyler gördüm;
Sirtlarinda bebe
Ellerinde çapa kazma
Iki büklüm,
Kadinin adi yoktu.
YALANLAR
Ben bu vatan için…
Ben bu millet için…
Ben senin için…
Ben… Ben….
Iste bütün yalanlar
Hep böyle:
Ben’le baslar.
NE BULURSAK YERIK
Salima
Sahi
Ne yersiniz
Bu Allah’in daginda?
Valla
Burasi köylük yer beyim…
Ne bulursak onu yerik
Yemlik yerik
Kuzu kulagi yerik
Baska..?
Baska…:
Pancar pezik yerik
Erik yerik
Dedim ya beyim
Burasi köylük yer
Erik yerik
Merik bulursak,
Onu da yerik.
TENZILAT-BERAAT
Suçlu
Ayaga kalk…!
Yaz kizim:
Suçu sabit görülen sahsin mahkumiyetine….
Yalnizz:
Kiravat taktigindan
Cezasindan üç yil,
Ayakkabilari boyali oldugundan
Bes yil,
Tirasli oldugundan
On yil,
Ayrica iyi hali görüldügünden
Yirmi yil düsürülmesine karar verilmistir.
Karar:
Beraat…
Yahu ne oldu..?
Hani bu adam
Hapislerde çürüyecekti.
ZAVALLI AKLIM
Bu gemiler
Nasil yarar gider denizleri
Bu teyyareler
Nasil deler gider havayi
Bu muhtesem kubbe
Nasil durur direksiz
Iste bunlara
Hiç aklim ermez.
Benim
Bir bardak sarapla
Nasil döner basim
En küçük bir dokunusla
Nasil da sendeler düserim,
Iste ancak buna erer
Benim zavalli aklim.
VEFALARIN TÜKENISI
Vefa da neydi ki animsayamadim gitti.
Lakin bilirim:
Istanbul’da bir Vefa vardir
Gitmedim,
Lisesi vardir görmedim.
Bozacisinin sesi çikmaz,
Kulübü vardir
Imi timi duyulmaz.
Sahi
Bu vefa denilen sey neydi ki?
Sonra
Bi vefa diye bir sey vardi,
Ama neydi
Hay Allah…!
Iste bak sen
Durdugumuz yerde
Kafamiz bir güzel karisti simdi.
KÖY OTOBÜSÜ
(Süleyman Hoca’nin anisina)
Önce derimiz kiristi
Tenimizin boyasi kaçti
Sonra saçimiz döküldü
Çekisimiz düstü
Biz bir zamanlar
Dimyat’a pirince giderdik
Simdi
Evdeki bulgurdan da olduk
Anlayacaginiz:
Köy otobüsü gibi
Döküldük biz.
SIMDI
(Ragip’in anisina)
Biz ki;
Bir zamanlar
Heybeli’de her gece
Mehtaba çikar idik.
Simdi,
Simdi yatmaya
Karyolaya çikamiyoruz.
YERLI MALI
(Süleyman Hoca’nin anisina)
N’aparsin
Senin kaderin kötüymüs be hocam..!
Ilk esin Mevlaya erken yürüdü,
Ikinci esin ise hazirmis
Meger o da
Hastalanmak için seni beklermis.
Ne diyebiliriz…
Allah sifasini versin.
Hem;
Senin elinde bir sey yok ki,
Dedigin gibi:
Sen Avrupa diye aliyorsun,
Yerli çikiyor.
ÖLÜMLÜK-DIRIMLIK
Artik yaslaniyoruz Mirim
Onun içindir ki;
Dipte kösede
Ölümlük
Birkaç kurus bulundurmak gerek
Kimseyi ileri geri konusturup
Günaha sokmamak gerek
Bir de,
Eger zamaninda
Dirimlik,
Gözün arkada kalmayacak kadar
Ask biriktirememissen
Isin asil o zaman zor.
Ondan sonra mi?
Ondan sonra,
Horoz ölür
Gözü çöplükte kalir misali
Her gördügün tazeye:
“Daha önceleri neredeydiniz” teraneleri
Ne dersin
Sence
Biraz ayip olmaz mi?
BANA EN ACI HABER
Bir kül gibi
Savrulurken günler
Azrail’in mor yeleli ati
Iki de bir
Canimi almaya yeltenir
Iste o zakit
Içimden
Buz gibi bir soru geçer:
Nerdesin…. Nerdesin…?
“Bana en aci haber
Kiminlesin…?”
KAZIK
Her Allah’in günü
Bir kor gider
Öbür Taraf’a,
Kimi bakimsizliktan
Hastaliktan gider
Kimi bakimdan
Rahatlik battigindan
Kimi de dertten
Sundan bundan
Gidenler hiç düsünmediler
Iyi de yaptilar
Sebepleri
Bir bir tükettiler
Bana ölmek için
Sebep birakmadilar.
Oh olsun!
Ben de dünyaya kazik çakacagim
Iste.
SEVENE ÖLÜM YOK
Bir gün
Denizde havada ve karada
Seni sever iken
Su veya bu sekilde
Cartayi çekecegim.
Bu bir hakikat…
Tabii,
Bu sevmeme mani degil
Yarin
Ama vadedilen gülsende
Ama cehennemim dibinde
Yine seni sevmeye
Devam edecegim.
Durup dinlenmek yok
Ara vermek yok
Sevene ölüm yasak,
Sevenlere azap müstehak.
ÖLÜLER SIKAYET ETMEZ
Sikayeti birak insanoglu
Birak
Aglamayi sizlamayi
Sikayeti söylenmeyi.
Bak
Yedigin önünde
Yemedigin arkanda
Devletten aylik
Allah’tan saglik yasayip gidiyorsun
Daha ne istiyorsun ki.
Unutma ki;
Sadece
Ölüler sikayet etmezler,
Istersen
Yap tercihini…
AH BE SEVGILI
Agaç oldum,
Meyveden dallarimi kirdim
Birine olsun elini uzatmadin.
Yol oldum,
Ayaginin türabi oldum
Tenezzül edip ayagini sürmedin.
Rahat evler yaptim sana
Ferah sicak konforlu,
Evimin önünden geçmedin.
Tütsüler yaktim
Kokular süründüm,
Burun kivirip geçtin.
Tuz gölü gibi ortadaydim
Eski bir çarik gibi günesteydim
Yandim pistim kavruldum
Oysa
Dört yanin derya denizdi senin.
Ah be sevgili..!
Denizlerinden,
Sanki yarim bardak su mu verdin.
MEVSIMLER
Hiç sebep yokken
Ümitlerimi yesertebilir
Malihulyalara dalabilirim
Mevsim Ilkbahar.
Sevgilinin kirmizi yanaklarindan
Kan damlayabilir
Sicakligini duyabilirim
Mevsim yaz.
Hasretle hüzünle tanisabilirim
Yagmurlara yakalanabilirim
Ne de olsa
Mevsim sonbahar.
Ellerim üsüyebilir
Yem bulamayan kumrular gibi
Düsün babam düsünebilirim
Ayriliklar kapida bekler
Ne de olsa mevsim kis.
DELI YALNIZLIGIM
Uzaklardan bir tren geçer
Bir uzak gurbete gider
Sesi odama gelir.
Çoban atesleri yaylalardan göz kirpar
Deniz fenerleri duvarlarimda oynar,
Ve vapur düdükleri
Çok geçmeden
En yumusak yerinden yirtar
Karanligin karnini.
Hele yakin marti sesleri
Odama doldugunda,
Yoklugun
Yüregime bir migren gibi saplanir
Batik bir gemi olur,
Büyür ha büyür
Deli yalnizligim.
AKLIM KÜÇÜLDÜKÇE
Aklima sorarsan
Onu bir daha görebilme ihtimalim
Zavalli aklimdan daha büyük degildir.
Fakat,
Bu o kadar da önemli degildir
Ihtimalin tahayyülü dahi
Aklimin sinirlarini zorlar,
Ihtimal
Yüregimde yuvarlandikça büyür
Ve aklim küçüldükçe küçülür,
Iste o zaman
Ihtimal gerçek olur ki;
Ki bu da bana yeter.
DEVRILINCEYE KADAR
Hay hay…!
Madem ki öyle istiyorsun,
Öyle yapalim.
Çikalim daglarin basina,
Avazimiz çiktigi kadar bagiralim.
Inelim ovaya düze,
Deliler gibi kosalim
Dolalim denizlere deryalara
Yüzebildigimiz kadar yüzelim.
Gidelim bir sabahçi kahvesine
Sabahlara kadar oturalim.
Sonra da iyi bir sey yapalim:
Siho’nun Meyhanesi’nde
Anasini satiyim
Devrilinceye kadar içelim.
AGA KAPISI BÜYÜK OLUR
Nasil ki;
Meyhanede duman eksik olmazsa
Benim basimda da dert eksik olmaz,
Yüksek dag karsiz kalmaz
Benim basim dertsiz olmaz.
Getir meyhaneci Siho getir,
Aga kapisi büyük olur, küçülmez
Vel hasil;
Büyük basin derdi büyük olur.
EN IYI ARKADASIM
(Sigarayi biraktiktan sonra)
Ince uzundu
Teni beyaz
Saçlari kehribar sarisiydi.
Bir kivilcim bekliyordu
Durusa vakurdu
Asalet akiyordu
Hatlari yuvarlakti
Endamliydi,
Rüyamda gördüm onu
En iyi arkadasim
Sigaramdi.
TEHLIKELI MÜSELLES
Dünyaya bir kere daha gelir isem
Anamdan emdigim sütün
Burnumdan gelecegini bile bile
Yine onu severim.
Bu bir….
Ikincisi:
Bu zikkim sigarayi yine içerim,
Dumanini daglarin cigerlerine üflerim
Üçüncüsü:
Bu sarabi yine içerim,
Dünyayi bir pula degisirim.
Hasili
Sudur ortaya çikan durum:
Bu tehlikeli üçlü varken,
Sanmayin ki ben adam olurum
(Müselles: Üçlü, üçgen)
SIGARAM
Sigaram;
Sigaramdaki efkarli duman
Sen dünyanin bir ucunda içilirsin
Nefesin yanima gelir
Televizyon caminda içilirsin
Kokun burnuma gelir
Samimi söylüyorum bak
Sen beni en son birakip giden
O hayirsizdan bile iyisin
Hiç degilse cebimdesin
Canim çekince tüttürürüm,
Sigaram tabakam tütünüm.
CANAN O KADAR TATLI KI
Nasil söyleyim bilmem ki
Canan
O kadar tatli
O kadar tatli ki…
Vallahi
Yalan olmasin,
Tadindan yenmiyor.
BIR TENEKE BAL
Sevgili
Öyle güzel,
Öyle güzel ki…
Valla
Yalan olmasin,
Bir teneke balla
Yenmez.
AYRAN GÖNÜL
Benim gönlüm
Nasil bir ayran
Gönüldür ki;
Tursu suyu içer
Bal kaymak üstüne.
ABBAS
“Yolcudur Abbas
Beni buralarda
Kimseler tutamaz” diyorsun.
Iyi de Abbas,
Seni bir bekleyen mi var?
Otur Abbas,
Seni bir bekleyen mi var?
Otur Abbas,
Ilahi Abbas.
KANUN ADAMI
O kadar da cahil degiliz
Oglum;
Kanundan nizamdan biz de anlariz.
Elli elli yüz
Hukuk Fakültesinin bahçesinde
Az mi simit sattik biz.
DENMIYOR
“Görüsmecim
Yine yesil sogan göndermis”
Allah Allah….
Yahu,
Pastirma sucuk gelin mi oldu?
Sonra
Marlborro’nun suyu mu çikti?
Johnnie Wolker öldü mü?
Desem de…..
Yalan olur simdi.
Bunlar
Denmiyor tabi.
KORKUM YOK
Seni seviyorum
Bagdat sehrim yagma olsun
Al Istanbul senin olsun,
Senin olsun Çini Maçin.
CIA MOSSAD MIT
Dursun beni varsin duysun
Sicilimi begendigi gibi tutsun
Iki de sekerli kahve söylesin.
Seni seviyorum Afet
Seviyorum seni
Duysun duysun
Kudursun “Besinci Ahmet”
HANIM CAMA DAYANDI
Tabii
Sana göre hava hos
“Hanim Cama Dayandi” çiçegi…
Benim gibi
Dag basinda deve dikeni misin sen…
Ben de senin gibi
Sicak bir evde
Saksisinda mutlu bir çiçek olsaydim
Birak cama dayanmayi;
Duvara bile tirmanirdim,
A Allah’in “Hanim Cama Dayandi”si
*Hanim Cama Dayandi: Sardunya çiçegi
AHMET MISIRLIOGLU’NUN NOT DEFTERINDEN
SÖZLERIM: (Çok sükür böyle çocuklarimiz yok)
• Baba söyleyecek, ogul tutmayacak; herkes vazifesini yapacak.
• Ana-baba sözü, dinlememek içindir.
• Gençler zeki imis. Dogru… Ama daha geride akil var, fikir var, feraset var, izan var. Daha var oglu var.
• Gençler her seyi bilirmis. Iyi de biz bu saçlari degirmende mi agarttik yani.
• Yetiskinler… Siz siz olun, gençlere akil erdirmeye çalismayin. Eger israrci olursaniz, kendi aklinizdan da olursunuz.
• Gençlerde kuracak hayal çok, ama çalisacak mecal yok.
• Günümüz gençlerini gördükten sonra abartmadan sunu rahatlikla söyleyebiliyorum: Biz heykeli dikilecek bir kusagin son temsilcileriymisiz. Vesselam…
• Anne- babanin çocuklarini hep dövüp hem sevdigi devirler geride kaldi. Artik; anne babayi begenmeyip azarlayan çoluk çocugun çagi basladi.
• Her seyin üstesinden gelen bizim kahraman kusagimiz geride kaldi.
Bugün meydan; hiçbir sorunun üstesinden gelmeye kendisini mecbur ve memûr saymayan zamaneye kaldi.
• Günümüzde anne-babalar çocuklara prensesmis gibi davraniyorlar. Onlarda n’apsinlar, gençliklerinin daha ilk yillarinda kralliklarini ilan ediyorlar.
• Anne-baba kendi hatalarindan hareketle çocuklarina hatalarini gösterirler. Ama ayni çocuklar giderler, isaret edilen hatalarin göbegine basa basa yürürler.
• Bizim kusak, hem çocuklarina, hem torunlarina, hem de anne-babalarina bakiyor. Peki ya bizim çocuklarimiz kimlere bakacak dersiniz.
• Yetiskinler bedelini ödeyerek edindikleri tecrübeyi çocuklarina bedel ödememeleri için aktarmak isterler, fakat çocuklar çok zaman bedel ödemeyi yeglerler.
• Büyüklerin sözüne kulak verenler, kirk yilda alacaklari mesafeyi on yilda alabilirler. Büyüklerin sözlerine kulak vermeyenler ise, on yilda alacaklari mesafeyi bir yilda alacaklarini zannederler. Bereket zannetmek parayla degil, degilse buna para yetismez.
• Anne- babadan, aileden baska dost arayan çocuklar, bunun yanlis olmadigini anladiklarinda; is isten geçmis ve çoktan 30 yasina gelmis ve geçmislerdir zaten.
• Anne- baba ögüdünü kendilerine müdahale saymayan çocuklar, basarilarina basari katabilirler. Yalniz kendilerinin ve baskalarinin kulak vermeyi yegleyen çocuklar ise, çogu zaman sürekli olarak alti delik bir bardagi doldurmaya çalisir dururlar.
• Çocuklar hep (çalistim da kazandim) diyor. Anne- babanin çabalari ve dualari havaya gitmemistir insallah.
• Bizler çocuklarimiza her seyin iyisini verdik. Kimi çocuklar almadiysa suç kimin Allah askina?
• Çocuklarinizla arkadas olmayin. Zaten onlarin yeteri kadar arkadasi var. Onlar için ne iseniz o olun. Çünkü onlarin buna ihtiyaci var.
SIR
Yanilip sasirmayan, ummanlari tasirmayan
Çiçegi aksam kapatip, sabah açtiran sir ne..?
Biz bir helvayi ekmege denk getiremez iken
Binlerce nebatati yetirip bitiren sir ne..?
SÖZDEN INCINIRIM
Ziynetçi gel der, meslekleri degiselim
Ben surda bulur yerim yer içerim
Çamurdan kirik bir testi parçasiyim ben
Yiter gümüsün incin, sözden incinirim,
(Ziynetçi: Kuyumcu, Yitmek: Kaybetmek, kaybolmak)
BENI KORU
Ben sarap içerim, sarhosum, tamam dogru
Herkes konusur agzini yapmis bir boru
Yalniz sana siginir, senden af dilerim
Allahim sen beni bunlardan kolla koru.
DOST KALMADI
Kimler ügünür, kimler un olur bu degirmende
Ister Sam’da vali ol, ister sarhos meyhanede
Ne Karunlar, Sultan Süleymanlar vardi gittiler
Mezarlarinin izi bile kalmadi âlemde
HAZINE
Ey ilahi Rab, çektirme bize yoklugu bari
Hem bize ne verdin de elemden kederden gayri
Bize de ver ele verdiginden, korkma tükenmez
Hazinelerinin haddi hesabimi var sanki.
Rab: Tanri
BIZIM HIKAYEMIZ
Ne zamanki ben seni unuttum desem
Bir resim gelir gözümün önüne gitmez
Sen git, bizim resminle muhabbetimiz
Bizim hikayemiz istesek de bitmez.
DÜSÜNMEZ GIDERIZ
Dizime degse yârin dizi
Gerdanda inci dizi dizi
Çagirsa düsünmez gideriz
Kaleye tas çekmeye bizi.
GIDENLER GELENLER
Kimi konar, kimi de göçer bu dünyadan
Iyi ki de dönmediler gidenler ordan
Iste duramadi ve bir misafir daha
Çikti geldi, anasinin rahat karnindan
BOSA DEGIL
Degirmende ederler bulgur ile unu
Güzel cilveyle isveyle öder borcunu
Param kalir diye korkma, kafani yorma
Masuka masarif hiç beyhude olur mu?
Masuk: sevgili Masarif: masraf
SIRLAR
Umman içinde denizler vardir
Deniz içinde ne sirlar vardir
“Bir ben var benden içeri” diyen
Sirra eren Yunus Emrem vardir.
HAMLIK
Olgun ol insanoglu, sana bu yarasir
Hamlik, bagda hiyara bostana yakisir
Lakin, ne de olsa çig süt emmistir insan
Sakin oldum deme, hamligin sonu yoktur.
ÇIVI
Ey akillara fikir bagislayan ulu Tanri
Seni tanimayanlar, ya akilsiz ya fikirsiz
Sahi be, hiç fezaya da mi bakmaz bu gafiller
Günes ay, binlerce yildiz nasil durur çivisiz..?
YORGAN GITTI
Türlü çesitli ihtiyaçlarin var idi
Biri yiter iken biri de biter idi
Yine de doymazdin akibeti insandin
Simdi mezarinda bes karis otlar bitti.
Yar üstüne yar sevdin sarisin esmerler
Türlü çesit libas rengârenk giyildiler
Dönüp dönüp aynalarda kendine baktin
Simdi sana komsu oldu böcü börtüler.
Borç bitti alacak bitti libas verildi
Un kavruldu helva pisti serbet içildi
Tüm isler ortada yarim kaldi da n’oldu
N’olacak sanki, yorgan gitti kavga bitti.
HIKMET
Mevlam çekene verir derdi kederi
Garibe verir issiz güçsüz pederi
Yine de hikmetinden sual olunmaz
“Mevlam neyler, neylerse güzel eyler”
Mevlam kele verir aynayi taragi
Perhize verir unu sekeri yagi
Yine de hikmetinden sual olunmaz
“Mevlam neyler, neylerse güzel eyler”
Mevlam aglayanlara verir memeyi
Isteyene verir yelegi takkeyi
Yine de hikmetinden sual olunmaz
“Mevlam neyler, neylerse güzel eyler”
Mevla: Allah Hikmet: Gizli sebep, Tanrinin insanlarca anlasilamayan amaci
HESAP GÜNÜ
Ey fani kul sen ne acayip bir adamsin
Farzi terk eder sünnete heves edersin
Özden geçer sekil semalde bogulursun
Levhi boslar beseri kitaplar açarsin
Saskin..! Insana kuru ekmek de yeterdi
Fakirlik zenginlik sirf imtihan içindi
Aslolan gönüllere girmekti bilmedin
Örenlerde büyük hesap günüdür simdi.
Beseri: insan ile ilgili Öz: Benlik, manevi varlik Levh: Levha, Allahin bilgisi Ören: Eski yapi kalintisi, harabe Fani: Ölümlü
NEYLERSIN
Insanoglu çok geç anliyor çok
Meger un uçar kepek kaçarmis
Bir degirmenci baki kalirmis
Bildim amma geç oldu neylersin.
Insanoglu çok geç anliyor çok
Meger yar gider aski gitmezmis
Hüzün ayrilik hediyesiymis
Bildim amma geç oldu neylersin.
Insanoglu çok geç anliyor çok
Meger ses gider sada kalirmis
Icarci gider borcu kalirmis
Bildim amma geç oldu neylersin.
Insanoglu çok geç anliyor çok
Meger harç biter han hamam bosmus
Tastaki çorba nasip degilmis
Bildim amma geç oldu neylersin.
Baki: sürekli, kalici Sada: Kalici ses, söz Icarci: Kiraci, kiraya oturan
 
ÜÇ SIEY
Bugüne kadar
Üç sey kaybettim hayatta;
Birincisi yillanmis bir çanta içinde
Ehliyet, nüfus cüzdani üç bes kurusta para.
Zor olmadi ama
Bir iki günde yeniden edindim hepsini,
Ikincisi sigara…
Aramiyorum desem yalan olur simdi
Burnumda tütüyor meret hala.
Üçüncüsü mü?
Üçüncüsü Tamara…
Ama ne Tamara…
Aski kaldi bana hatira.
Kaybettiklerimiz bunlarla kalsaydi keske
Kim bilir daha neler kaybedecegiz hayatta,
Hepsi vaktini bekliyor sirada.
ITIRAF
Ayse Teyze
Kizmazsan
Sana bir sey söyleyecegim:
Hani gündüz iki
Aksam sekiz sulari
Kapini çalip kaçan
Bir çocuk vardi ya;
Iste itiraf ediyorum simdi,
O bendim…
Kizmadin degil mi?
SAKÜLÜ BOZUK DÜNYA
Düzyollarinda insanlarin sasirdigi
Daglarindan arabalarin asirildigi
Pirelerin filleri yuttugu
Kedilerin ablan bogdugu rezil dünya…
Dumanin dahi egri tüttügü,
Içinde yamuk yumuk islerin döndügü firildak
Daha ne söyleyim sana…
Kutuplardan basik tipi kayik
Keyfe keder veren
Sakülü bozuk dünya,
Ne zaman adam olacaksin sen
Söyler misin bana
Sakül: Insatta yapilarin düzgünlügünü kontrole yarayan düzenek
INANMAYA BASLADIM
Artik
Iyice inanmaya basladim;
Yarin,
Benim de uykularim bölünecek
Paltom omuzlarima agir gelecek
Ayagim ayakkabisini zor sürüyecek
Oglumun saçina
Kizimin etegine karisacagim
Ben bir zamanlar neydim
Simdi neye döndüm
Siz beni birde gençligimde görseydiniz
Diyecegim
Daha neler neler diyecegim
Diyeceklerimin
Daha yarisi aklimda yok,
Emin olun emin.
ELIME DÜSMÜSKEN
Gördün mü bak
Elime düstün iste.
Söyle bakalim simdi
Sana
Pamuklu sekerler mi alayim?
Kaymakli dondurmalar mi?
Elime düstün iste
Hadi söyle söyle simdi
Seni
Çarpisan arabalara mi bindireyim?
Dönme dolaba mi?
Bir daha nerede bulacagim seni
Dur sen
Hazir elime düsmüsken,
Ben senin basini
Iyice bir döndüreyim.
DELIKLI KURUS
Herkes bana hayran
Ben sana.
Bu böyle sürdükçe inan,
Küçükler gözümde
Dünyanin tanki topu
Güllesi gürzü.
Valla
Ben konusmam bosa
Hiç dinlemem satarim,
Dünyanin anasini bir kurusa.
BIZIM ASKIMIZ
Düsündügüm olur bazen
Bizim askimiz;
Su denizden daha büyük diye…
Içim içime sigmaz olur…
Iste o zaman;
Atarim kendimi köpüklerine
Çikarim dalgalarin tepelerine
Bir türlü inesim gelmez.
ANLADIM SA ARAP OLAYIM
Eger ben bu asktan
Bir sey anladimsa Arap olayim.
Iyi miydi kötü müydü
Acimiydi tatli miydi anlayamadim.
Çiçekli bahçelerde mi gezilirdi?
Hayallere dalip
Pembe küçük bir ev üzerine
Yeminler dualar mi edilirdi?
Vallahi hatirlayamadim…
Yarim yamalak bir iki sey bilirdim,
Sayesinde
Onu da unuttum.
ÇAKTIRMA
Anlarsin ya…
Bu hafta;
Bir yere kipirdama
Bütün randevularini iptal et.
Gözüm yolda
Kulagim seste olsun.
Bugün degilse bile yarin…
Anlarsin ya,
Hersey aramizda.
Çaktirma…
YALAN MI AHMET
Aslinda biliyorum
Sen
Ne o vefasizdan vazgeçebildin,
Ne de ondan sonra
Dünya nimetlerinden tad alabildin,
Bana kalirsa
Belki de sen;
O vefasiz manolyayi degil de,
Yüreginde yarattigin
Afeti sevdin,
Yalan mi Ahmet..?
BILE BILE
“Tren gelir hos gelir
Odalari bos gelir”
Istasyona
Sanki ben
Bunu bilmezmis gibi
Bile bile
Seni görmeye gelirim,
Istasyona.
MECBURMUSUM GIBI
Ben her bahar
Sanki
Mecburmusum gibi;
Bir dilber severim.
Sonra da mecburen
Düsün Allah düsün
Düsünür dururum,
Dogrusu
Insan bos yere düsman ariyor
Insanin kendine yaptigi kötülügü
Inanin,
Kimseler yapmiyor.
MEVZU
Bir sevmis
Biri sevmemis…
Oglan fakir kiz zenginmis…
Aslinda saire
Mevzu çikmis…
YAYLA HAVASI
Yayla havasi dokunurmus insana…
Birak Allah askina be Mustafa,
Benim bir yanim demir çelik
Diger yanim tas kaya
Bunca ayrilik dokunmamis da,
Yayla havasi mi dokunacakmis bana.
Ilahi Mustafa..!
ILETISIM FAKÜLTELI
Duydum ki;
Duygulari
Ayrildik ayrilali degismemis
Yaban elde içten içe
Hala beni severmis.
Madem öyle idi de
Neden ses vermedin be mavis.
Hadi,
Dilin söylemedi diyelim
Kalemde mi yazmazdi
Telefonda mi çalmazdi
Kusda mi uçmazdi.
Üstelik sen o zamanlar
Övünür dururdun bir de;
“Iletisim Fakülteliyim” diye.
Bu nasil is,
Ilahi mavis..!
BUNDAN SONRA
Gel sevgili
Oturalim seninle bir parka
Artik bundan sonra
Bizden ne köy olur, ne kasaba,
Ben sana
Romatizmalarimi anlatirim,
Sen bana
Fasulyenin neden hala pismedigini.
NE KALDI GERIYE
Ekmegini kazanirken
Ama yazar ama çizerken
Ama bos gezerken,
Yankilanir kafamin içinde
Ve sorarim kendime
Biteviye;
Ne kaldi ondan geriye,
Ne kaldi ondan diye.
 
YORUM EKLE

banner284