ON ALTI YILLIK SALTANAT SALLANIYOR MU?

Son zamanlarda, AKP’lilerin, düşüncelerinde ve eylemlerinde bir yorgunluk, bitkinlik, yılgınlık, tıkanmışlık nedeniyle, ülkemizin önünü açmak mecali kalmadığı görülüyor. Bunları, metal yorgunluğunun ötesinde bir yorgunluk olarak görüyorum, acaba neden?

Demokrasi yerine, OHAL yönetimini iki yıldan bu yana uygulayan AKP, OHAL yönetimi altında da seçimler yapıyor. AKP, neden kendisine güvenmiyor?

“Kelin tırnağı olsa kendi başını kaşır,” denilir. MHP, kendisine yeterli bir parti olsa AKP’nin kanatları altına sığınır mı?

Kurulduğu andan itibaren, komünist kovalamaktan başka hiçbir hareketi olmayan MHP, AKP’nin kanatları altına girdikten sonra AKP’de tepeden tabana bir metal yorgunluğu oluşmaya başladı. Atalarımız, “Üzüm üzüme baka baka kararır,” derler. AKP’de MHP’ye baka baka bitme ve tükenme noktasında görülüyor! Ne bir hareket var, ne bir heyecan ne de bir coşku var.

Sanırım bu olumsuz durumlardan kurtulmak için bir Cumhur İttifakı oluşturdular ama nafile. Bu oluşturdukları Cumhur İttifakı, bu partilere hiçbir yarar sağlamayacak gibi görünüyor.

Buna karşılık; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DP yani Millet İttifakı partileri; birlikten, beraberlikten, barıştan, üretimden, paylaşımdan, özgürlükten, hukuktan, adaletten, kardeşlikten yana birleşerek, “dipten gelen bir dalga,” oluşturdular. Oluşan bu dalga, her geçen gün yayılarak, bütün yurt sathını kapsamaktadır…

Öyle görülüyor ki, bu dalga kalıcı bir durum olacak. Yıllardır toplumumuzun üzerine çöken korku, çekingenlik, huzursuzluk ve ürküntü artık kesinlikle yok olacak gibi görünüyor…

Böylece ülkemizde arzulanan ve yıllar öncesi temelleri atılan ancak zaman zaman askeri ve sivil güçler tarafından kesintilere uğratılan demokrasimiz, kendi kuralları ve kurumları çerçevesinde gelişerek, varlığını sürdürecek…

İşte, 24 Haziran seçimleri: demokrasinin sahipleri olan dipten gelen bu dalgayı oluşturanlar ile otokrasiden (tek kişi yönetimi) yana metal yorgunluğu olanlar arasında geçecek…

AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, vatandaşlara; Adalette, ekonomide, eğitimde ve diğer alanlarda güven vermiyor, artık…

Faiz, %13’e doğru eviriliyor.

Dolar, beş TL. Oldu.

İşsizlerin sayıları her yıl milyonları bulan rakamlarla artıyor.

İşsizlikten ve yoksulluktan nüfusun %25 psikolojik tedavi görüyor.

Cari açık, her geçen ay ve yıl, daha da artıyor.

Dış ve iç borçlar, almış başını gidiyor.

Elde avuçta satacak bir şey kalmadı.

Kısacası ekonomi dibe vurmuş durumda!

İki yıldır ülkede OHAL yönetimi uygulanıyor.

Ülkedeki medyanın %95’i AKP tarafından kuşatıldı.

Meral Akşener’in yolu, Gaziantep’te çöp kamyonu ile kesildi.

İYİ Parti’nin seçim bürolarına sürekli olarak saldırılıyor.

İstanbul Maltepe’de Saadet Partisi çadırına saldırılar yapıldı.

İstanbul Ümraniye’de CHP çadırına saldırı yapıldı.

Kars’ta Muharrem İnce’nin resimleri yırtıldı.

Bolu’da HDP çadırına saldırı yapıldı.

Konya’da Abdüllatif Şener’in aracı taşlandı.

Cezaevleri; gazeteci, akademisyen, sanatçı, aydın ve siyasetçilerle alabildiğine dolmuş durumda…

Bunlar, “Üç Y” uygulamasının sonuçları olsa gerek…

Hani, AKP, Yolsuzlukları, yasakları ve yoksullukları yok edecekti?

Bunlar, on altı yıllık saltanatın sallanmaya başladığının göstergeleri midir?

AKP’nin yapacağız dedikleri, yapmaları gerekenleri yapmadıklarının kanıtı değil mi?

Metal yorgunluğu olanlar ve bu metal yorgunluğu her geçen gün artanlar, biriktirdikleri sorunları nasıl çözecekler ve bu ülkeyi bundan sonra nasıl yönetecekler, seksen bir milyonluk bir kitleyi nasıl kucaklayacaklar, bunlara güçleri yetecek mi?

Millet İttifakı’nın oluşturduğu bu dinamizm, sandıklara nasıl yansıyacak? Hep birlikte göreceğiz.

Acaba sandıklardan seçmenlerin partilere verdikleri oylar mı çıkacak; yoksa 16 Nisan’da olduğu gibi yine bazı kesimler bir takım yasal olmayan yollardan seçim sonuçlarına etki mi yapacaklar?

YORUM EKLE

banner284