15 Haziran 2017 günü Ankara’da başlayıp, 9 Temmuz 2017 günü İstanbul’da son bulan ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜN ve MALTEPE MİTİNGİNİN yankıları, yürüyüş ve miting esnasında olduğu gibi halen devam ediyor.

Kılıçtaroğlu’nun, Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyebilmesinin olanaksız olduğunu düşünenler, zaman ilerledikçe ve mesafeler alındıkça “bizim güvencemiz altında yürüdüler” demeye başladılar.

Yani anayasal haklarını kullanan on binlere yürüyebilmeleri için bir lütufta bulunulduğunu dile getirdiler.

İstanbul Valisi, Maltepe Miting Alanına toplanan; Hak, Hukuk, Adalet isteyenlerin sayılarının 175.000 olduğunu belirtti.

Bu miting alanında toplananların sayı tartışmasına AKP Genel Başkanı da katılarak, mitinge katılanların sayılarının, beş bin eksilterek, 170.000 olduğunu söyledi.

Acaba bu sayıya nasıl ulaşıldı? Neden 179.343 veya 174.121 değil de; tam tamına 170.000. Hayret!

AKP Genel Başkanı ayrıca yürüyüşe katılanlar için de “abartıldığı kadar değil; bin, bin beş yüz civarında bir kişi yürüyüşe katıldı” dedi.

Bir tarafta, milyonlarca insan Hak, Hukuki Adalet diye haykırıyor; diğer tarafta, bizim mitingimiz daha kalabalık ve bu mitinge 175.000-170.000 kişi katıldı vb. açıklamalarla işi şekle dökmeye çalışanlar oluyor.

İşin ilginç olan yanı, AKP’nin bu meydanda yaptığı mitinglerde alana 2,5 milyon kişinin toplandığını söylemeleri olmuştur.

Bu miting alanı, AKP’nin yapacağı mitinglere gelindiğinde genişliyor, başkalarının yapacağı mitinglere gelindiğinde de daralıyor galiba!

İktidarda olanların ve onları destekleyenlerin, günlerce yürüyen on binlerin ve meydanlara toplanan milyonların çığlıklarına kulak verme yerine; çocukların, “benim babam senin babanı döver” dediği gibi “bizim mitinglerimiz, sizin mitinglerinizden daha kalabalık” ve benzeri yaklaşımlarla, gerçekleri maalesef sayılarla boğmaya çalışıyorlar.

Demek ki; bazı çevrelerce adaletin olup olmaması değil, yürüyüşe katılanların ve meydanlarda toplananların sayıları önemseniyor!

Bu tür değerlendirmelerle, “adaletsizlik meşrulaştı: Siz neyi arıyorsunuz?” Artık, herkes için adalet devri kapandı; şimdi, sadece parası ve dayısı olanlara adalet var, demek mi isteniyor acaba?

Ayrıca bir durumu daha belirtmiş olayım:

AKP mitingine gelenler, sadece konuşmacıları dinliyorlar; Kılıçtaroğlu için mitinge gelen milyonlar ise; 450 km. yürüyerek gelip Hak, Hukuk ve Adalet istiyorlar. İşte iki miting arasındaki fark da bu…

Anlaşılacağı gibi adalet istenilmesi bazı çevrelerde rahatsızlık yaratmış gibi.

Oysa adalet, evrensel bir değerdir. Adalet istemek, bazı çevreleri neden rahatsız ediyor, anlayabilmiş de değilim. Eğer adalet varsa, bir takım rakamları dile getirme yerine, adalet vardır denilsin.

9. uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, “benzin vardı da biz mi iştik?” dediği gibi yoksa “adalet vardı da yollarda yürüyenler ve meydanlarda toplananlar mı adaleti yok ettiler?”