100 KİŞİYE SORMUŞLAR (!)

    Siyasi partiler, özellikle son yıllarda kendilerince ufukta görülen seçim-erken seçim beklentilerine dönük seçmeni tercih ve yönelimlerini haliyle merak ediyor. Ve kamuoyu araştırma kuruluşlarının kapısına dayanıyor. Bu taleplere tercüman olma iddiasındaki kuruluşlar aldıkları sipariş üzerine yaptıkları itimat edilir-edilmez verilerini yazılı, görsel ve sosyal medyada yayınlıyor, tablolar üzerinden sonu gelmez yorumlar yapıyor. Araştırmayı yaptıran siyasi partilerin görünen tek amacı; eğer oylarını artırabilmiş iseler, yapılacak seçimde rakip partileri deyim yerindeyse avlamak olduğu bir gerçek. 
    Ne seçimsever bir milletiz ki; bir anda davulları dövmeye, zurnaları üflemeye başlıyor, bir heyecan bir heyecan ki ülke sathına dalga dalga yayılıyor, sanki yarın bayram. Sonuçlar bazen başarı bazen yenilgi olabiliyor. Anketçiler fahiş öngörüsüzlüklerinden her durumda muhtelif saiklerle işin içinden sıyrılıveriyorlar. Halbuki herkes, insanımızın yarısının burnunun dikine gittiğini, diğer yarısının ise bilmez görünüp bildiğini okuduğunu biliyor. 
    Bu bir siyaset yazısı değil. Zaten benim tavrım tarzım da değil. Kimseyi reddedemem sonra. Kim ne istiyorsa nasıl istiyorsa öyle yapsın. Benim derdim: Kamuoyu araştırmalarını yapan onca firmanın çalışmalarını telefon veya internet üzerinden 3-5 bin denek üzerinden yaptık söylemleri üzerinedir. 
    Tamam, güzel, iyi de; ben şu yaşıma geldim bir Allah’ın kulu da çıkıp da her gün ortalarda olduğum halde önümüzdeki seçimlerdeki oy tercihimi sormadı. Bir şey değil,insan bizi adam yerine koymadılar herhalde diye komplekse giriyor.
    Gazeteci: Ben toplum adına kamuoyunun merak ettiklerini soruyorum diyor. Başkasını bilmem, ben bir gazeteciden ilgililere tevdi etmesi için hiç ricacı olmadım. 
    Avukat: Karar, toplumun vicdanını yaraladı veya toplumun vicdanında mahkûm oldu ya da toplumun vicdanında aklandı diyor. Koca koca adliyeler varken onca insanın (soyut) vicdanını hangi (somut) cihazla ölçüyorlar bilmiyorum. 
    Futbolcu: Seyirci beni istiyor diyor. Bildim bileli Galatasaray ve Karamanspor’un seyircisiyim. Kalkıp da ben falan futbolcuyu istiyorum demedim. Dedim diyelim, bunun bir karşılığı var mı, çok şüpheli.
    Televizyon ve radyo programlarında sayısız kültürel, eğlenceli programlar yapılıyor. Güya: 100 kişiye en popüler cevap hangisi diye sormuşlar, aldıkları cevaplar şuymuş buymuş. Laf-ı güzaf.
    Yine televizyonların reklam kuşaklarında deterjan, şampuan, diş macunu, çocuk bezi vs. ürünler üzerinden öyle bir reklam algısı yaratılıyor ki; güya kullanıcıların yüzde doksan beşi reklamı yapılan ürünü kullanıyormuş. Üstelik ürün, pek kıymetli üniversitelerimizden onaylıymış. Muhteremler, dilinizi korkak alıştırmayın, yüzde yüzü deyin gitsin. Arayıp soran mı var sanki. Yalandan ölen mi var hem. Görüyorsunuz, iddia ettikleri yüzde doksan beşlerde biz yine yokuz. Size bir şey söyleyeyim mi; Anadolu’nun ferasetli insanı böylesi kırk yalanı birden ayaküstü söyleyiverenlere: Yaha yalanına gıran girsin imi der, notunu kendi verir.
    Siyasetçiyi seçmen, o diş macununu kullanıcıları, o futbolcuyu seyircisi istiyormuş. Yalan. Külli yalan. Kimsenin bir şey istediği, beklediği filan yok. Aslında var da yok. İnsanlar, isteklerinin yerine gelmediğini iyice öğrendiğinden bir istediği yok. Kimse kimseye sormadan bildiğini okuyor. E kalede de (Fenerbahçeli) Kova Yaşar var zaten. At atabildiğin kadar.
    İlime, bilime, işin erbabına, işini doğru yapana elbet saygı duyulur.
    Yukarıda söylediklerimin pek çoğunun çok da yalan yanlış şeyler olmadığına inanıyorum. Ama küçük bir bölümüne garanti veremem. Şu sıkıcı Korona Günleri’nde espri, şaka, gırgır, maytap olsun diye kasvetli hava biraz dağılsın amaçlı ironi yapmaya çalıştım.Becerebildiysem ne güzel.
    Söyleyeceklerimizi söyledik. 
    Fakat her şey bir yana şunu ciddi ciddi istiyorum: Görüşü sorulan o 100 kişiden tercih bildiren yüzde doksan beşlerden, tercihine müracaat edilen 3-5 bin kişiden, biri de ben olmak istiyorum. Olur ya, sorulur belki diye pandemi şartlarından dolayı saat 10:00 ila 13:00 arası sokaklarda, caddelerde, meydanlardayım. Sorun bana. Ben 83 milyona dahil değil miyim. Sorun sorun da ne sorarsanız sorun. İsterseniz saati sorun.
    Buna gerçekten ihtiyacım var.

 

YORUM EKLE

banner284