ACIMIZ BÜYÜK

Köyümüzde yasli insanlar vakti zamani gelince hayattan göçer giderlerdi. Köyümüz haftalarca yas tutardi. Kabullenilmek istenmezdi ölümleri.
Gençlerin ölmesi köyün felaketi olurdu. Erken ölüm denirdi. Aylarca yas tutulurdu. Insanlarin agitlari hiç dinmezdi.
Suçsuz günahsiz her gün onlarca insan ölüyor.
Her gün bir yerlerde bombalar patliyor.
Ölümler, agitlar her yerde.
Ankara Garinda yasanan ölümler baska bir seydi. Ne dense az gelirdi. Katliam, felaket, vahset…
Acimiz büyük!
Böyle bir aci bu ülkede ne yasandi ne de görüldü.
Hissetmemek, aglamamak, gözyasi dökmemek, insanligindan utanmamak, kahrolmamak insan olmamaktir.
Ülkenin utancidir bu!
Her yer kan gölü!
Her yer insan parçasi!
Her yer agit!
Bin dokuz yüz yetmis yedi
Unutulmaz yilin adi.
Bin dokuz yüz yetmis yediyi kimse unutmadi. Acisi hala yüreklerdedir.
10 Ekim 2015 Ankara Gar’indaki katliam yüregimizi bin kat daha yakti.
“Baris” demek için yolara düsmüs insanlar hunharca katledildi. Dillerinde “baris, kardeslik, dostluk” olanlara bu düsmanlik nedendi?
Acimiz büyük!
Hiç kimse beklemiyordu.
Soktaydi insanlar.
Yasananlara inanmak istemiyordu.
Ta ki televizyonlar canli yayin yapana kadar.
Ta ki ölenler, yaralananlar hastanelere tasinana kadar.
Ta ki evlerine, illerine cenazeler gelene kadar.
Ta ki sevdiklerini kaybedene kadar.
Tarifsiz büyük bir aci!
Yok böyle bir aci… 
YORUM EKLE

banner284