AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ ÜLKEMİZE HAYIRLI OLSUN!

Benim Akkuyu Nükleer Santrali ile tanışmam en azından duymam yeni değil. 1987 yılında Anadolu Liselerine hazırlık amacı ile yazmış olduğumu (Baraja Doğru ) Sosyal Bilgiler kitabında, yurdumuzda ilk defa nükleer enerji ile elektrik üretecek bu santralin adını ve nerede kurulacak olduğunu ünite testinde sormuştum. Aradan 30 yıl geçmiş. Çocukların okuduğu o zamanki Sosyal Bilgiler kitabında bu Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapıldı yapılacak adı geçiyordu. Sonraki yıllar Sinop’un da adı geçmeye başlamıştı. Sözünü ettiğim bu kitapta Melen Çayı’nın suyunun İstanbul’a getirileceğini de yazmıştım, kitabın birkaç baskısından sonra gerçekleşmeyince bu bilgileri kitaptan çıkarmıştım. Kitap yazmaya devam etmiş olsa idim, aynı hataya Kanal İstanbul için düşebilirdim.

Şimdi de sırada Akkuyu Nükleer Güç Santralinden sonra, sırada Sinop ve Bulgar sınırında İğneada Nükleer Santrali var. Ülke enerjisinin % 10’nun üretimin bu santrallerden sağlanması hedefleniyor.

Ben bu yazımda, güneşten, rüzgârdan, HES’ten, doğalgazdan, jeotermalden, linyitten, biogazdan, taşkömüründen ve nükleerden elde edilecek olan elektriğin çevreye vereceği zararı ve yararı yazmayacağım. Hepimiz biliyoruz ki ülkemizde tüketilen enerjinin ortalama % 70’i dış kaynaklardan elde edilen ham maddelerden ( doğalgaz, kömür, petrol.. ) sağlanıyor. Şimdi ise yerli kaynaklardan üretilen elektriğin % 49,3’ ü yerli kaynaklardan sağlanıyor.(1)

Türkiye’de büyük bir enerji açığı var. Bu büyümeye paralel olarak her yıl artıyor. Bu nedenle ülkeyi yönetenler enerji açığını kapatmak için her türlü çareye başvuruyorlar. Çözüm yollarından biri de Nükleer Enerji Santralleri, 1950’den beri Türkiye Nükleer Santralden elektrik üretmek için çaba sarf ediyor. Bu amaçla ihtiyaç duyulan elmanlar yetiştirmek amacıyla İstanbul-Küçükçekmece’de bir de Nükleer Araştırma Enstitüsü kurulmuştu. Nükleer Santrallere sahip ABD, Kanada, İngiltere, Fransa gibi Batı ülkeleri, diğer ağır sanayi tesislerinde olduğu gibi Nükleer Enerjiye dayalı santral kurmaktan sürekli kaçındılar. Ruslarla bu işi görüşme ve yaptırılmasına karar verme 2010 yılına dayanır. Nihayet 07 Nisan 2018 cumartesi günü uzun zamandır yapılsın yapılmasın, kimler yapacak, finas kaynağını kim sağlayacak gibi tartışmaların sonunda Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin temelini attılar. Parasal kaynağı da Ruslar sağlayacak ve 2020 yılında ilk ünitesi elektrik üretmeye başlayacak. Elektrik üretecek olan bu santralin ömrünün 50-60 yıl olacağı söyleniyor.( 2)

İnsanlarımızın bu santrallerin güvenli olup olmadığına ilişkin kaygıları var. Yakın zamanda Japonya ve Çernobil örneklerinde yaşandığı gibi nükleer santralin bir arıza durumunda çevresine vereceği büyük tahribat tartışılmaz. Diğer yandan işin insani boyutu yanında, ülkemizin enerjiye ihtiyaç duyulan boyutunu da görmek gerek. Yurdumuzun belirli yörelerinde insanlarımız Yatağan’da olduğu gibi termik santrallere, Artvin’de olduğu gibi Hidroelektrik Santrallere (HES ), Sinop ve İğneada’da olduğu gibi Nükleer santrallere karşılar. Onların yörelerinde çevreyi ve insanı olumsuz olarak etkileyen enerji santrallerine karşı olmaları çok doğal olsa da, öbür yandan büyüyen Türkiye’nin enerjiye su, hava, gıdadan sonra muhtaç olduğu, ona şiddetle gereksinim duyduğu gerçeğini görmemiz gerek. Geçmiş yıllardaki elektrik kesintileri ve ekonomik kayıpları hatırlamamızda yarar var. Rahmetli Sakıp Sabancı, “En pahalı enerji olmayan enerjidir.” demişti.

Silifke yakınlarında yapılması kabul edilip temeli atılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali ve diğer yapılacak olan Sinop ve İğneada nükleer santrallerinin güvenli olması şartı ile yapılması

ülkemizin yararına olacaktır diye düşünüyorum. Yurdumuzdaki enerji kaynaklarını ve önemini kavrayıp öğrendiğim 1987’den beri böyle düşünüyorum. Batı ülkelerindeki enerji kaynaklarına bakılınca (Fransa, İngiltere, İsviçre, ABD ) % 50’nin çok üzerindeki elektrik ihtiyaçlarını nükleer santrallerden sağladıklarını görmemiz lazım. Karar vericilerin çevre, insan ve enerji boyutunu iyi dengelemeleri gerekir. Vatanımıza, milletimize hayırlı olsun! 08.04.2018 Hasan ŞİMŞEK

1.Güngör Uras, Olayların İçinden, 05.04.2018 tarihli Milliyet

2.Mehmet Öğütçü, Enerji uzmanı, CNNTURK , 06.04.2018, Taha AKYO ile söyleşi

YORUM EKLE

banner284