AMELE-5

İş yaptıracak kişiler, değişik yönlerden merdivenin önüne gelerek oturanlar arasından seçim yapmaya başladılar.

Ön sırada oturanlardan bir kişi; orta sırada da iki kişi kaldığını gören Yusuf, arka basamaklara baktığında da bir kişinin kaldığını gördü. Biraz daha beklediler. Merdiven tarafına yönelen kişileri gördükçe içini bir umut kaplayan Yusuf, bundan önce dört gündür inşaatında çalıştığı ve harç karmasını hayranlıkla seyreden kişinin henüz gelmediğini düşündü, ancak dakikalar geçtiği halde ne kendisini ne de yanındaki arkadaşlarını işe alan olmadı.

Bu duruma çok üzülen ve karnına bir ağrı giren Yusuf, oturduğu yerden kalkmaya bir türlü cesaret edip, ayrılamadı; ne olduğunu, nerede olduğunu anlamaya çalıştığı esnada sol omzunu bir elin tutmakta olduğunu fark etti; geriye dönüp bakmaya mecalinin olmadığını gördü.

Yusuf, sabahın erken saatleri olduğu halde, terlemeye başladı; alnından akan terler, şakaklarından aşağılara doğru, arkası kesilmeyen bir ırmak gibi aktı; Ağzı kurumaya başladı, konuşmak istediği halde ağzından bir kelime bile çıkmadığını anlayınca paniklemeye başladı…

Yusuf, küreğine sıkıca sarılarak, dengesini korumaya çalıştı; yüzü fark edilecek şekilde sarardı, ellerinin titrediğini far etti.

Yusuf’un bu durumu gören diğer ameleler, Yusuf’un önüne gelerek, ellerinden tutup kaldırmak istedilerse de başarılı olamadılar; biraz bekleyip, tekrar Yusuf’u kaldırmaya çalıştılar, ancak yine de kaldırmayı başaramadılar ve yanına oturup beklediler.

Yusuf, yavaş yavaş kendisine gelmeye başladı, bu düştüğü durumun nedenini anlamaya çalıştı, küreğine dayanıp, arkadaşlarına baktı, arkadaşlarının kendisine bir telaş içinde baktıklarını gördü, hafif gülümsedi. Yanında oturan arkadaşı, Yusuf’un güldüğünü görünce:

“Yeğen ne oldu sana böyle,” dedi.

Diğer arkadaşı heyecanlı bir şekilde:

“Bizi kork kuttun yeğen” diye söze karıştı.

Yusuf, kendini toparlamaya çalışarak:

“Ne olduğunu ben de anlamadım” dedi.

SÜRECEK...

YORUM EKLE

banner284