Doç. Dr. Kuzu “İki Günü Bir Olan Ziyandadır” 

Güzel Sanatlar Lisesi Konser Salonunda gerçekleşen konferansta konuşan Doç. Dr. Lokman Kuzu TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü olarak yapmış oldukları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. 
“Hayatta Başarılı Olmanın Tek Bir Formülü Var, O da Çok Çalışmaktır” 
Başarılarıyla dünya bilim tarihine isimlerini yazdıran hayatlardan kesitleri öğrencilerle paylaşan Doç. Dr. Lokman Kuzu bütün başarı hikâyelerinin çok çalışmak ilkesiyle gerçekleştiğinin altını çizdi. Lokman Kuzu, “Hangi işi yaparsanız yapın birinci meseleniz yaptığınız işi sevmek olsun. Sevdiğiniz işinizde de başarılı olmak istiyorsanız çok çalışmanız gerekir. Haftada 40 saat çalışarak bir ürün ortaya koyamazsınız. Steven Paul Jobs bir ürün ortaya koyabilmek için haftada 100 saat çalışıyordu. Bir insanın 24 saati var. Bu 24 saati nasıl kullandığınız önemli. İsterseniz sosyal medyaya takılırsınız, isterseniz yeni bir şeyler öğrenmek için çabalarsınız, tercih sizin. Güzel işlere imza atmak istiyorsanız sizlere tavsiyem haftada 40 saatten daha fazla çalışmanızdır. Hadisi şerifte de dediği gibi iki günü bir olan ziyandadır. İki gününüzün arasında bir fark olsun. Hayatta başarılı olmanın tek bir formülü var, o da çok çalışmaktır. Önceliğiniz çok para kazanmak değil severek yaptığınız işte çok çalışmak olsun.” diye konuştu. 
“Başarısızlıklar Sizi Başarıya Götürecektir” 
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsünün temel amacının güvenlik ve savunma sistemleri geliştirmek olduğunu vurgulayan Lokman Kuzu bu alanda söz sahibi olan ülkelerin dünyadaki gelişmelere yön verdiğini kaydetti. Doç. Dr. Kuzu, “Uzay teknolojileri demek uzaya gitmek ya da yıldızları takip etmek değil. Bu çalışmaların arka planında teknolojiyi ve özellikle savunma sanayisini geliştirmek yatıyor. Bu alanda gelişebilmeniz için bir şeyleri denemeniz gerekir. Başarısız olmaktan korkmayın. Çünkü ders alınan başarısızlıklar sizi başarıya götürecektir. Thomas Edison ampulü bulabilmek için yüzlerce deney yaptı. Yapacaksınız, deneyeceksiniz öyle öğreneceksiniz. İdeallerinizin peşinden yılmadan bıkmadan ve asla pes etmeden koşun” dedi. 
Konferansta TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsünün çalışmalarından da bahseden Doç. Dr. Lokman Kuzu, enstitüsünün yalnızca haberleşme ve uydu projeleri üzerine çalışmadığını, son dönemde pek çok farklı alanda projelerin de yürütüldüğünü söyledi. Uydu tipleri hakkında da bilgi veren Kuzu, her uydunun özel bir görevi yerine getirmek için tasarlandığını ve fırlatıldığını vurguladı. Doç. Dr. Kuzu, uzayda bilimsel tahminin önemli olduğunu söyleyerek, uzay yolculuğunda çıkabilecek aksaklıkları hesaplayarak gidermek adına gerekli hazırlıkların yapılması gerektiğini kaydetti. “Uzayda binlerce parça, çöp halinde ve gitgide bu parçalar artıyor” Dünyada ilk uydunun uzaya fırlatılışının 1957 yılında Sputnik-1 ile başladığını ve ilk GPS fikrinin de bu şekilde doğduğunu dile getiren Doç. Dr. Kuzu, Türkiye´de ise 1994 yılında TÜRKSAT 1B´nin başarıyla yörüngeye girdiğini ifade etti. Kuzu, “Binlerce uydu şu an Dünya yörüngesinde dönmektedir ve bu uydular sürekli bir etki halinde. Ömrünü tamamlamış uydular uzayda kalmakta ve geriye getirilemiyor. Uzayda binlerce parça, çöp halinde ve gitgide bu parçalar artıyor. Maalesef ki, insanlık uzayı kirletiyor ve bu önemli bir tehdit haline gelmektedir. Her bir parça saatte 25 bin kilometre hızla yörüngede dolaşıyor. Türkiye´nin şu anda uzayda TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 4A ve TÜRKSAT 4B haberleşme uyduları ile Göktürk 1, Göktürk 2 ve Rasat yer gözlem uyduları olmak üzere altı uydusu var. Ülkemizde tasarlanan ve üretilen yer gözlem uydularımız Rasat ve Göktürk 2 uyduları yaklaşık 700 kilometre yükseklikte görev yapmaya devam ediyor. Tasarım ve üretim süreçleri süren TÜRKSAT 6A uydusu ise ülkemizde geliştirilen ve üretilen ilk haberleşme uydu projesi olma özelliğini taşıyor. Ülkemizin meteoroloji uydusu, bilimsel ve navigasyon uyduları bulunmakta” ifadelerini kullandı.