İlimizin köklü sanayi kuruluşları arasında yer alan Duru Bulgur Ailesi’nin çıkarmış olduğu “Anadolu’nun Bulgurlu Yemekleri” kitabı lansman toplantısında basın mensuplarına bilgi veren Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru Duru Bulgur olarak 3 farklı merkezde günlük 200 ton buğday işleme kapasitesiyle çalıştıklarını ve bulguru sofralarda hak ettiği konuma taşımak için yenilikçi projeler geliştirdiklerini söyledi.
175 farklı bulgurlu yemek tarifinin yer aldığı “Anadolu’nun Bulgurlu Yemekleri” kitabının içeriği hakkında basın mensuplarına bilgiler veren Selçuk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Toplum Beslenmesi Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Nermin Işık bulgurla ilgili geniş tabanlı bir literatür taraması yapıldığını ve çok sayıda kaynak kişi ile görüşülerek bu kitabın ortaya çıktığını söyledi. Dr. Işık, dokuz bölüm başlığı olarak hazırlanan “Anadolu’nun Bulgurlu Yemekleri” kitabında çorbalar, etli bulgur yemekleri, köfteler, dolma ve sarmalar, bulgurlu sebze yemekleri, salatalar, pilavlar, hamur işleri ve tatlılardan oluşan bulgurlu lezzetlerin tariflerinin yer aldığını belirtti. Dr. Işık “2003’teki basılan ilk baskıda yer verilen 112 farklı yemek tarifine, 63 yeni tarif daha ekleyerek 175 farklı tarif ile ikinci baskımızı gerçekleştirmiş olduk. Tarifler denenerek, kitaba destek veren çok sayıda panelist tarafından değerlendirildi. Uygun görülmeyen tarifler, kaynak kişilerin bilgisine başvurularak tekrar denendi ve standart ölçüleri geliştirildi” dedi.
Duru Bulgur Gıda Mühendisi Ece Duru ise ülkemizde bulgurun kişi başı tüketiminin 3,30 kilogram civarında olduğunu söyledi. Özellikle Avrupa ülkelerinin son yıllarda bulgura ilgi gösterdiğini söyleyen Duru basın mensuplarına yaptığı açıklamada Türkiye’de ve dünyada gastronomi turizminin öneminin gün geçtikçe arttığını vurgulayarak Türkiye’ye gelen turistlerin toplam harcamalarının yüzde 20'sini yeme-içmeye ayırdıklarını söyledi.
yeme-içmeye diğer yabancı turistlerin 1 buçuk katı daha fazla para harcadıklarını ifade eden Ece Duru ülkemizin uluslararası arenada Turizm’de rekabetçi bir konuma gelmek istiyorsa, Gastronomi turizminde treni kaçırmaması gerektiğini belirtti.