Çocuk ve Uçurtma

Neden yazımın başlığını “Çocuk ve Uçurtma” diye koydum? İlk önce şunu iyi bilmemiz gerekir. İnsan doğduğundan itibaren ölünceye kadar yaşam hayatı hep çocuktur. Çünkü yaşanan olaylar tatlı ve acı da olsa günlerin geçmesi sanki bir uçurtmanın havalanıp rüzgârdan gerekli istifade ve faydalarını alıp da sonradan hızı kesilerek yere düşmesi işte sonu da bir onun için ölümdür. 
Çocuk dediğimiz zaman yaşam hayatında ki bazı özlemleri vardır ki bunların başında “uçurtma” gelmektedir. Çocuk uçurtmayı uçurttuğu zaman ile uğraşları arasında ki düşünceler birer hayal olsa da ilerisi içinde onun bir ışığıdır diyebilirim. Bizler de elbette çocukken bu düşüncelerin içerisinde bulunarak yaşamışızdır. Ama gelin şimdi ki çocukların neyle ve nasıl düşüncelerle yaşadıklarını bilemiyorum. Çocuk hayal gücü geniş, aydınlıklı ve sakin olduğu kadar da heyecanlıdır. Onun istekleri hep oynamak, gezmek, tozmak ve de okumak olsa da bir gün veya bir saatte mutlaka geniş hayal gücüyle bir şeyler yaratma çabası olmalıdır. Bugün bu gücü çocuk bilgisayarlardan alabiliyor ama bu kopyacılıktır. Çocuk tabiatta mücadele ederek, araştırarak, çeşitli kişilerden bilgiler alarak kendini ve zekâsını geliştirmelidir. 
Her şeyden önce çocuk çocukluğunu yaşamalıdır. Bu ne demektir? Çocuk tabiatla, doğanın yapısıyla şahsen bir bir temasla karşılaşarak var olmalıdır. Çocuk toprakla, çamurla, tozla, karla, yağan yağmurla, sokaklarda, tarlalarda, bağ ve bahçelerde buluşarak onlarla yapılan temasların neticelerini ve de havası ile tadını çocuksu düşüncesiyle mutlu olmalıdır. Adam sende hep kirli ve mikroplu olaylardan bahsediyorsun? Evet çocuk bağışıklığını ve kendi varlığını ancak bunlarda ve sonlarında bulabiliyor. Tabiatta ki bütün canlı ve cansız varlıkların var oluşu da budur. 
Yaşadığımız yüzyılda teknoloji ve çocuğun yaşamını sizlerle tartışacak değilim. Ama çocuk çocukluğunu bilmesi ve yaşaması için suni değil doğal olan tabiatla ve onun sevgisiyle yaşamalıdır. 
Hani uçurtma demiştik ya bu kadar laftan sonra çocuktaki bu uçurtma yapma ve uçurtma zevkini yazalım. Uçurtma eski yıllarda evlerin damları çatı değil kamıştan döşenir toprakla yoğrulurdu. Uçurtmanın ana yapısı kamıştır. Ev ev dolaşıp hangi çatıda iyi kamış var onlar asılarak çıkarılır. Sonra beşli veya altılı olacak şekilde bağlanır etrafı iple çevrilir üzeri de renkli kâğıtlarla kaplanır uzatmayalım bir de kâğıt püskülleriyle kuyruk yapılır denge hesabı yere de ufak hareketlerle yapılarak açık alanda rüzgârın esintisinden istifade edilerek koşarak yükselmesini sağlanır. 
Yükseklerde uçan bu uçurtmanın süzülüşü, kuyruğunda ki o kâğıtların kımıldayışları karşısında gelinde siz çocuk olmasanız da neler düşünür ve de hayal edersiniz? 
Yaşam ve yaşamın devamı daima bence “Ben, Değil, Biz” Çocukluğuyla ve birleşimiyle olur derim. Haydi, gelin hep beraber yaşam hayatımızı çocuğun ve uçurtmanın bize tattırdığı o hayal gücünün sağlıklı ve de yararlı bir şekilde yaşamımızın devamlı olması temennisiyle… 
Arıyorum çocukluğumu ve uçurtmamı uçurabilecek o yerleri bugünlerde yok oğlu yok olmuş. Bu yerleri bilen bulan gören var ise haber versin hep beraber yaşlı çocuklar olarak uçurtma uçuralım. 

 

YORUM EKLE
YORUMLAR
OKAN TARTANOĞLU
OKAN TARTANOĞLU - 3 yıl Önce

TEŞEKKÜRLER MUSTAFA AĞBİ.
SAYENDE,BABAM RAHMETLİ'NİN ANLATTIĞI YILLARA GİTTİM TEKRARDAN...

banner284