ÇOK YAPRAKLI ESKI NÜFUS CÜZDANIM

Ilk yapragini açtigimda, sayfanin sol yüzünde, kursun kalemle yazilmis, ancak soluk bir hale geldiginden artik zor okunan “No 28” rakamini gördügümde, bundan tam 74 yil önce 1940 yilinda Asagi Cami bitisigindeki Ibrala Ilkokulu’nun ögretmenler odasini ve orada beni okula kaydeden Basögretmen Sirri Çömlekçinin; “Senin okul numaran 28. Sakin unutma”dedigi günü hatirladim.
Sol sayfada ise, basta ortada kocaman harflerle T.C. ve agzi sola dönük kirmizi renkli ay-yildizi, solda yine basa dogru üzerinde kiymetli evrak yazili 15 kurusluk bir pul ile onlarin altinda büyük harflerle NÜFUS HÜVIYET CÜZDANI ibaresi yazisinin altinda numara, fotograf yeri ve kirmizi harflerle “Is bu cüzdan otuz iki sayfadan ibarettir” yazisini okudum.
Cüzdanin ikinci yapraginin sol sayfasinda Adi, Babasinin adi, Anasinin adi, Dogum yeri ve Dogum tarihi gibi bölümlere ayrilmis ve karsiliklarina gerekenler tam olarak yazilmisken, sayfanin en basinda, bugünlerde yeni hüviyet cüzdanlarinda olan soyadi yerine (eski yillarda köyde demircilik yapan dedem Süleyman’a izafeten) Aile ismi, yani lakap ve söhreti bölümüne de “Demirci Süleyman Ogullari” yazisi yani lakabim yazilmisti.1956 yilinda memuriyete girerken, bu ibareler o yillarda köyde bulunan nüfus memuru tarafindan iptal edilerek “Demir” olarak düzeltilip, resmi mühür ve imza edilerek düzeltilmisti.
Ayni sayfanin saginda Dini, Mezhebi, Meslek ve Içtimai Vaziyeti, Medeni Hali, Boy, Göz, Renk ve Vücutça Sakatligi veya Noksanligi ibarelerini okudum.
Üçüncü yapragin solunda büyük harflerle NÜFUS KÜTÜGÜNE YAZILI OLDUGU YER basliginin altinda Vilayeti, Kazasi, Nahiyesi, Mahalle ve Köyü, Sokagi, Hane No. Cilt No ve Sahife Numaralari bölümleri olup, bunlarda gerektigince doldurulmustu. O sayfayi da çevirdigimde, basta “Ne Suretle Verildigi”karsisinda;“Dogumdan” ibaresini okudum. Bu bölümün altinda ise:
Is bu nüfus cüzdaninda adi ve hüviyeti yazili olan Tevfik …… Türkiye Cumhuriyeti vatandasi olarak nüfus kütügünde kayitlidir. Bu cüzdan Ibrala Nüfus Idaresinden verilmistir.29.9.934, resmi mühür ve Ali Kaya adi ile imza vardi.
Not: 1-Dogum tarihim 15.5.1932 olduguna göre, cüzdanin iki yil sonra tanzim edildigi anlasiliyor.2-Adimin hemen yanindaki soyadi bölümü yukarida da görüldügü gibi bos birakilmisti.3-Kelimeleri hiç degistirmeden oradaki yazildigi gibi aldim.
Dördüncü yapraga geldigimizde, sayfanin sol kisminda soguk damga ve pul mahalli, altinda da 5 kurusluk damga pulunun iki çizgiyle iptal edilmis durumu ve üzerinde yine 29.9.934 tarihini, ayni yapragi çevirdigimde ise, artik çocuklugumun çok gerilerde kaldigini görüyordum..
Çünkü Yapragin bas tarafinda Medeni ve Sahsi Ahvalindeki Tebeddülat harflerinin altindaki bölümde; Hayriye ile evlidir. Akit 24.1.1952. Altinda da Karaman Kazasi ve o yillarda köyde evlenme memurlugunu da üstlenen Haci Bayram Mahallesi Muhtari Ali Dik’e ait Imza ve resmi mühür. Besinci sayfanin sol sayfasinda ise, bu evliligin yine O yillardaki köyde bulunan nüfus memurlugunca da resmi mühür ve memur tarafindan kayda alindigina dair hayatimin en önemli olaylarindan biri olan evliligimin tasdikini görüyorum.
Bundan sonra Yer degistirme vakialarinin yazildigi, Ilk yoklama sütunu, Son yoklama sütünü, Muvazzaflik devrine ait sütunlar ile Ihtiyata naklinden ihracina kadar cari muamelat gibi bir birini takip eden Askerligimle ilgili bilgi ve belgeleri okudum Memuriyet yaptigim Ulukisla, Çumra, Konya, Kurtalan, Ermenek ve Karaman askerlik subelerine ait “yoklamasi yapilmistir” imza ve mühürlerini gördüm ve oralarin halkini, mesai arkadaslarimi hatirladim.
Daha önceleri rahmetli babama ait kilitli sandikta, ailenin diger fertlerine ait nüfus cüzdanlari arasinda muhafaza ettigi ve Ziraat Okuluna giderken de babamin; “Bu cüzdan artik sende kalacak, iyi muhafaza et” diyerek bana teslim ettigi, yeni nüfus cüzdanlari verilene kadar da bütün yasamimi içine alan bu belgeyi ta bastan baslayarak sonuna kadar okurken o günleri sanki tekrar yasayarak “Geçmis zaman olur ki hayali cihan deger”sözcügünde oldugu gibi içimde o eski yillarin özlemini duyup bazi olaylara gülümsemis isem de, çogunda hüzünlenerek bogazimda dügümlenen aci duygular olustu ve agladim,
Ailemin durumu sebebiyle ta çocukluk döneminden itibaren kendi hayatimi kazanmaya mecbur oldugum duygusu, diger akranlarima göre çok erken yaslarda baslayan hayat mücadelem bir çocugumu ve esimi, zar zor geçimini saglayan ailemin yanina birakarak askere gidisim ve asker dönüsü memur oluncaya kadarki sürede, çaresiz ve parasiz yasadigim günler kisacasi artik mazinin çok derinliklerinde kalan o hayatimin maddi ve manevi degerleri yarim saat içinde gözlerimin önünden bir sinema seridi gibi geçtiler.
Ilk memuriyet günlerinde çok az bir maasla yasadigimiz yerlere alismaya çalisirken, aileme pes pese katilan çocuklarimiz, bunlarin yetisip büyümesi sirasinda olaganüstü çaba sarf eden ve bu sebeple sik sik hastalanmasina ragmen mütevazi evimize kendi bilgi ve becerisi ile benden çok daha fazla katkida bulunan fedakâr esimi, çocuklarimizin tahsilleri ve sonrada onlarin büyüdükten sonra birer birer yuvadan ayrilmalarini düsündüm.
Su anda Allahima sonsuz sükürler olsun ki, bugün çocuklarimin maddi yönden hiç birinin bana ihtiyaçlari yok. En iyi yatirimin insana olan yatirim oldugunu az çok biliyordum ama simdi arkama bakarak düsünüyorum da, çocuklarimin tahsili sirasinda neden daha fazlasini düsünemedim ki’, pismanligini üstümden bir türlü atamiyorum. Neyse, saglik olsun demekten baska çaremde yok artik
Yeni gençler bilmezler ama bizim zamanimizdaki nüfus cüzdanlarindan bana ait olan cüzdanin öyküsünü anlattim sizlere. Hosça kalin 
YORUM EKLE

banner284