DAYISI OLDUGUNDAN DOKUNULMAYAN KEKLIKLER ve ILK DEFA HALK TARAFINDAN SEÇILECEK CUMHUR BASKANIMIZ

Yine bir gün Anadolu’da çikan bir isyani bastirmak üzere padisah o devsirme, dönme pasalarindan bir baskasi olan Hasan adindaki pasasini, isyanin çiktigi yere göndermis, pasa da yine acimasizca isyani bastirdiktan sonra, halkin bütün silahlarini da toplayip Istanbul’a dönmüs.
Bu hadiseden sonra o isyanin çiktigi Anadolu’nun bir dag köyünde kirlara gezmeye çikan eski bir avci kayanin basinda korkusuzca ve bütün coskusu ile öten bir kekligi görünce söyle seslenir, “Öt gidinin kekligi öt, Hasan Pasa gibi bir dayin var. Ötersin tabii. Eger Hasan Pasa silahlarimizi alip gitmeseydi, böyle ötemezdin ya” diye yakinir.
Çocuklugumda Devlet baba bizim köye bir adet damizlik boga göndermisti. Boga köyün muhtarligina teslim olunmus, bakimini da, o yillardaki bekçiler üstlenmislerdi. Ancak boga güçlü kuvvetli oldugundan, bekçiler pek zapt edemezler, boga da köyde baga bahçeye dalar ve köylüye büyük zarar verirdi. Ama kimse de sikâyetçi olamazdi. Çünkü boganin dokunulmaligi yani, dayisi vardi.
O yillarda köyde bu bogadan baska dokunulamayan ve korkulan baskalari da vardi.. Misal o yillarda köyde bulunan Nahiye Müdürü, jandarmalar ve hele hele o günlerin ufacik bir vergisini ödeyemedigi için kapisina geldigi, ancak kendisine açilmadigi için sisman arkasi (kiçi) ile vurarak kapiyi açan, buldugu ne varsa alip götüren, tahsildarlara da dokunamaz ve onlardan da çok korkardik. Çünkü o günler tek parti dönemiydi..
Simdilerde ise, çok partili ve demokrasinin daha çok oldugu kanunlarla yönetiliyoruz. Ancak görüyoruz ki Milletvekillerimizin tamamina yakini eskiden isledikleri kanunsuz islerden dolayi suçluymuslar. Adliyedeki hakim ve savcilara güvenemedikleri için de, kendi çikardiklari bir yasa ile, dokunulmazlik zirhi içine siginmislar. Yani basta simdi onlara dokunulamiyor..
Yüzde onluk seçim barajina, siyasi partiler yasasi ile parti baskanlarinin sultasina, Anayasanin güvencesi altinda oldugu halde, gösteri yürüyüsleri yasagina da dokunulamiyor.
Dayilari büyük oldugundan dokunulamayan ve bu sebeple çok güzel öten keklikler çogaldikça çogaldi. Bunlardan hemen aklima gelenler; Mit Müstesarinin bir günde çikarilan kanunla hakim karsisindan kurtarilmasi. Suçlu olduklari halde, müfettis gönderilmeyen bazi belediyeler. Sayistay’dan kaçirilan bazi kuruluslar. Elemanlari suçlu olduklarindan Almanlar tarafindan hapse atilan ve esas suçlulari Türkiye’de dedikleri Deniz Feneri olayina da dokunulamiyor
Adana’da bir vali vatandasa oralara has en büyük küfürle hitap ettiginden bütün Türkiye’de nefret uyandirdi. Ancak Hükümetin son günlerde moda olan “Yedirmeyiz” sözcügü ile ona da dokunulamadi.
Dayilari böyle istedi diye YÖK’ün kaldirilmasina, Üniversitelerin özerkligine, rektörlerin gerçek bilim adamlarindan seçilmesine, gazete ve televizyonlarin üzerindeki baskilarin kaldirilmasina, Devletin bütün din ve mezheplere esit olarak bakmasina, yarginin bagimliligi ve hukukun üstünlügüne bir türlü kavusamadik Çünkü onlarin da dayisi oldugundan dokunulamiyor.
Bunlarin tamamina yakini 12 Eylülcülerin yaptigi kanunlar ama onlari hiç sevmedigimiz halde çikarmis olduklari Anayasa ve demokrasimize tamamen aykiri bu kanunlarina da adeta can simidi gibi siki sikiya yapisarak iktidar ve ikbalimizi sürdürüyoruz.
Ayni zamanda bizden ulusal bayramlarimizi da bir nevi yasak sayar gibi kutlamalarimiz isteniyor. Atatürk anitlarina çelenk koymak bir suç gibi karsilaniyor. Halk kamplara bölünmüs, kutuplastirilmis ve yavas yavas ayrilis çanlari çalmaya baslamistir.
“Ne mutlu Türküm diyene”. Devlet dairelerindeki T.C.ibareleri ile. Okullardaki “Türküm dogruyum…” diyen andimiz da birilerine taviz olarak bagislanip ortadan kaldirildi zaten
Bunlara ilave olarak su anda etrafimiz ates çemberi ile çevrilmis durumda. Mübarek ramazanda bile günde yüzlerce Müslüman kani akitiliyor. Hadi Israil tarafindan öldürülünlenleri anladik, onlarin Amerikali dayilarin oldugunu biliyoruz ama yillardir Müslüman, Müslümanlari katlediyor.
Bütün bu ahval ve seriat içinde bu ayin onuncu günü halk olarak ilk defa bir Cumhurbaskani seçecegiz ama yarista üç adaydan birisinin olaganüstü imkânlarina karsi diger ikisi bu olanaklardan tamamen yoksun. Yani.adil olmayan bir yarisi devam ettiriyorlar.
Meshur bir siyasetçimiz seçimde 24 saatin bile çok önemi oldugunu ve çok seyleri degistirecegini söyler ki bunun olup olmayacagini önümüzdeki günler gösterecektir.
Herkes gibi bende Anayasanin sahsima tanidigi vatandasligin icabi oyumu diledigim bir aday için kullanacagim. Seçilen kim olursa olsun, mevcut kanunlarimiza göre seçilen sahis benim için cani gönülden Cumhurbaskanim olacaktir.
Ancak, benimde bir vatandas olarak seçilen Cumhurbaskanimizdan ona oyumu vermesem bile “Ben seninde Cumhurbaskanim” diyebilen birisinin olmasini,seçildikten sonra edecegi Cumhurbaskanligi yeminine sadik kalmasini,yukarida saydigim kanun disi islemlere son vererek demokrasi çitasini daha yukarilara tasimasini,Yurtta sulh Cihanda sulh vecizesinin ruhunu uygun olarak komsularimiz ve bütün Dünya devletleri ile baris içinde olurken kirmizi çizgilerimize de sadik kalip itibarimizi çignetmeyen ve bilhassa ates içinde bulunan komsularimiza silah degil, insanlik,kardeslik elini uzatan birisi olmasi gerekir diye düsünüyorum.
Görevinin geregi herkese esit davranan, kirici olmayan konusma adabina uyan, ötekilestirmeyen, üretime önem veren içinden çikip geldigi vatandaslarin halinden anlayan birisi olmasini;
Hizmetlerin yürütülmesi sirasinda çogu kez isler borçlanarak sürdürülüyor, üretim yetersizliginden cari açik yil yil katlanarak büyüyor. Bizden sonraki neslimize yiginla borç birakirsak onlardan hayir dua da beklemeyelim.Onun için üretime önem vermemiz sart.Bu arada hiç terlemeden zengin olanlari da duyuyor ve üzülüyoruz.
Hizmetleri boyunca vergisini tamamen ödedigi gibi emeklilige esas olan aidatlarini da muntazaman ödeyen memur, isçi ve diger hizmetliler ile bunlarin emeklilerinin durumu da seçilecek cumhurbaskanini bekliyor.
Ben yukarida saydiklarimi da nazara alarak 23 Temmuz Çarsamba günü gecesinde yani dualarin kabul olunacagi vaadi olan Kadir gecesinde basta Müslüman devletler ile birlikte bütün dünya milletleri için Allahtan huzur dilerken, bilhassa Müslüman milletlere de akil, fikir vermesini niyaz ettim.
Önümüzdeki günlerde seçecegimiz Cumhurbaskani’ni yurdumuz için hayirli ve bütün vatandaslari kucaklayacak bir kisi olmasini dilerim. 
YORUM EKLE

banner284