Devlet Sözü

Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na göre: Polis; devletin (kendini) ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine ve genel güvenliğe dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, emniyet ve asayişi sağlamak üzere… Vazifeli ve salahiyeti olan kurum olarak tanımlar. Devletin diğer istihbarat kuruluşlarıyla iş birliği yapar.
Çizilen bu çerçeveye tabi ki kimsenin bir, itirazı olamaz. Fakat kurumlar kuru metinlerden ibaret değildir. Ruhunda; hukuk, adalet, eşitlik, hamurunda emniyet ve güven olmazsa sağlıklı bir devlet-vatandaş ilişkisinden bahsedilmez.
Geçtiğimiz haftalarda Kemal Kaynaş Stadı’nda BAL Liği’nde bulunan Karaman Belediye spor- Isparta 32 spor maçına sekiz yaşında ki torunum ile birlikte gittik. Seyirci giriş kapında görevli beş polis üst-baş araması yapıyor. Tabi herkes gibi ben de, torunum da bir güzel arandık. Üzerimde hep taşıdığım 0.9 plastik kurşun kalem ve siyah tükenmez kalemimi hemen oracığa yere bırakmam söylendi. Uygun bir dille hafiften: Bırakmasam olur mu? isteğim yerinde bir tatlı-sert ifade ile: Herkes gibi siz de… Şeklinde karşılık buldu. Ve kendisinin de inanmadığı: Çıkarken alırsınız… çözümünü sundu.
Sorumlular her durumda basit, pratik ve etkili çözüm bulmalıdırlar. Tribüne alınacak seyircinin üzerinde madeni para, çakmak, kalem ve benzeri şeylerin yasak olması doğaldır. Seyirci, stadın içinde bu durumla karşılaşmadan önce, girişte yazılı bir ilan ve megafonla uyarılsa böylesi maddelerin girişini büyük ölçüde engellenir. Madeni parası olan çekirdek, simit alır, çakmak ve kalemini evinde ya da aracında bırakır. Sonraki haftalar içinde tedbirli olmasını sağlar. Böylece ne deve kalkar, ne çan öter.
Stadın muhtelif noktalarında belki de yüzden fazla polis görev yapıyor. Görevlilerden bir- ikisi bu yasak maddeleri etiket ile isme kayıt alıp, bir masa üzerine çıkışta iade etmek üzere emanete alabilir. Kimse: Devlet öyle cıncık-boncuk küçük işlerle uğraşmaz dememeli. Devlet gerekirse bir lira alacağı için bin yılara masraf edip alacağını tahsil ediyor. Devlet taahhüdünü yerine getirir. Çünkü varlık sebebi budur. Aksi durumda vatandaşla ilişkisinde problem yaşanır. Toplumun, kurumlara, meslek gruplarına duyduğu güven endeksi sürekli düşüyor. Emniyet Genel Müdürlüğü bu düşüşün önüne mutlaka geçmelidir. 
Çıkarken alırsınız… Sözüne dönersek; görevlinin verdiği söz, kişisel bir söz olmayıp devlet adına alıkoyulan bir emaneti daha sonra sahibine iade etmek üzerine verilmiş bir sözdür. Devlet baba emaneti korur, zayi etmez. Unutulmamalıdır ki; insanlar küçük küçük naif geri dönüş ve hoşluklarla büyük bağlılıklar duyar. 
Bugün polisin emniyet teşkilatı yüz binlerle ifade ediliyor. Yapılan şey de güven, itimat, emniyet, teminat, garanti yoksa o kurum milyonla da ifade edilse faydası yoktur.
Maç bitti. Çıkarken, girerken alıkonulan şeylerden oluşan tepecikten eser yoktu. Bunun böyle olduğunu- olacağını defalarca görmüş biri olarak hiç yadırgamadım. Çocuktur ne yapsa yeridir derler. Sahipsiz emanetlerin bir kısım çocuk tarafından sahiplenip- yağmalanması doğru olmasa bile çok yadırgalanmamalıdır. Çocuk dedik ya. Bazen de polisin o emanetleri uygun kimselere ya da adreslere verdiğini söylerler. Her iki durum da fecaattir. Çünkü emaneti sahiplerinden izin almadan bağışlayanlar vebal altındadır. Devlet, bu ve bunun gibi sayısız küçük önemsiz şeylerin altında kalamaz.
Atatürk: Polis, asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne kadar şefkatli olmalıdır demiş. Daha ne desin.

 

YORUM EKLE

banner284