Başkan Şanlıtürk: “Kamuda Mülakat Uygulamasına Son Verilmeli”

Karaman Eğitim-İş Sendikası, eğitim emekçisinin haksızlıklar karşısında susmayacağını, mesleğin onuruna çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermek amacıyla bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu.

Başkan Şanlıtürk: “Kamuda Mülakat Uygulamasına Son Verilmeli”

Bugün "artık yeter!"  diyen öğretmenler 02 Kasım Çarşamba günü Cumhuriyet Parkı’nda bir araya gelerek basın açıklamasında bulundular. Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler diyen Eğitim-İş Sendika Başkanı Hamza Şanlıtürk konuşmasında: “Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloya daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımıza ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz!

Bugün "artık yeter!" demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt'un dediği gibi "ders vermenin bizi hafife alanları uyarmanın günüdür!

Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray in talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK'ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olduk.

"Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” dedik. "Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın dedik. "Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir" dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz! Eğitim-İş'in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulmuştur.

Bugün 14 Eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı gösterecek, "ders vereceğiz".

Taleplerimiz çok açık:

Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.

Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.

Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.

Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.

Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından olanları mutlaka yazacaktır. Emeğinize, ali terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile yana çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkın gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır. Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığım kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir! Bu gerçeği anlamayanlara cevabımızı hep birlikte vereceğimiz mücadeleyle göstereceğiz!

Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde!”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284