KMÜ’de Okçuluk Anlatildi

Karamanoglu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Arama Kurtarma ve Doga Sporlari Toplulugu (KARDOS) Beden Egitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) isbirligiyle “Geleneksel Türk Okçulugu” konulu bir egitim semineri düzenledi.

KMÜ’de Okçuluk Anlatildi
Iktisadi Idari Bilimler Fakültesi Yunus Emre Konferans Salonu’nda gerçeklestirilen seminere Dr. Murat Özveri konusmaci olarak katildi. Semineri KMÜ idari ve akademik personeli ile çok sayida ögrenci takip etti.
Dr. Murat Özveri konusmasina okçulugun tarihini anlatarak basladi. Insanligin 15 bin yildir ok kullandigini anlatan Dr. Özveri, bu birlikteligin sanatsal ve kültürel yansimalarinin da bulundugunu kaydetti. Dr. Özveri, “Yunan mitolojisinden Rönesans mitolojisine de tasinan Eros ve Kupido tiplemesi buna örnek olarak verilebilir” dedi.
Dr. Özveri okçulugun kaynaginin Dogu dünyasi oldugunu belirtti. Eski Yunan ve Roma’nin genellikle agir piyadeye dayandigini, savas enstrümanlari olarak da mizrak ve kiliç gibi aletleri yaygin olarak kullandiklarini ifade eden Dr. Özveri, “19. yüzyil baslarina kadar Kirim Tatarlari, 18. yüzyilin ilk çeyregine kadar Kapikulu Ordusu’nda padisahi koruyan elit bir birlik olan Solaklar tarafindan ok kullaniyordu” dedi. 
Dr. Özveri atesli silahlarin gelismesi sonucunda okçulugun talim ve spor islevi görmeye basladigini ifade ederek, “Özellikle menzil atislarinda Osmanli okçulari halen kirilamamis rekorlar elde ediyorlar. Bilinen en uzun mesafe atisi Tozkoparan Iskender’e ait 845,5 metrelik atistir” dedi.
Sultan II. Mahmut’un da ünlü bir menzil aticisi oldugunu belirten Dr. Özveri, “Onun zamani spor okçulugunun en son altin çagini yasadigi dönemdir. II. Mahmut zamaninda Okmeydani ve Aticilar Tekkesi son bir kez ihya oluyor. Kendisi de ünlü bir rekortmen olan II. Mahmut’un çok sayida menzil tasi vardir. Bu taslari halen Istanbul’da Okmeydani semtinde görebilirsiniz” dedi.
Dr. Özveri ok’un eski Türklerde siyasal, sembolik anlamlar yani sira kültürel ve dini anlamlar da içerdigini su örneklerle anlatti: “Örnegin Hakaslar yeni dogan erkek çocugunun besigine oyuncak yay ve kiz çocuklarinin besigine ok koyarlar. Mogollar bir yakinlari hastalandiginda gökyüzüne ok atarlar. Bunun sebebinin su olabilecegi söylenir: Ok, Türk ve Türkî toplumlarda bir çagri araci olarak islev görür. Dolayisiyla ok atarak iyi ruhlari çagirdiklarini düsünüyor olabilirler” dedi.
Dr. Özveri konusmasini söyle noktaladi: “Günümüzde bu kültürel arka planin izlerini halen görebiliriz. Ben “okuluk” kelimesini Denizli’de duymustum. Orada okuluk davet etme amaciyla gönderilmekte. Mesela Denizli’de okuluk olarak havlu, baska bazi yöreler de kuruyemis vs gönderiliyor. Kahramanmaras ve baska yörelerde ise bu gelenegin adi okuntu olarak ifade ediliyor. Bu iki kelimedeki ok kavraminin etimolojik kökeni budur.”
Seminerin sonunda KMÜ BESYO ögretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Selahattin Akpinar Dr. Murat Özveri’ye katkilarindan dolayi plaket takdim etti.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284