KMÜ’de “Yaşayan Fosiller” Konferansı Verildi

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Topluluğu tarafından ‘Yaşayan Fosiller’ konulu konferans düzenlendi. Biyolog Onur Yıldız’ın sunumunu yaptığı konferansa üniversite öğrencileri katıldı.

KMÜ’de “Yaşayan Fosiller” Konferansı Verildi
“Canlılık tarihinde beş kez soy tükenişi yaşanmıştır”
Biyolog Onur Yıldız, sunumunun başlangıcında dünya üzerinde 100 milyona yakın farklı türde canlının yaşadığını ve şu an bu canlıların 2 milyonunun hayatta kaldığını belirtti. Yeryüzündeki ilk canlıya ait olduğu tahmin edilen fosilin 2009 yılında bulunduğunu söyleyen Onur Yıldız, bu canlının 3,5 milyar yaşında, fotosentez yapabilen mavi yeşil algler isimli bir bakteri olduğunu dile getirerek “İlk fosilin bulunduğu yerde oksijen ve oksijene bağlı oksitlenmeye de rastlanmıştır. Canlılık tarihinde beş kez soy tükenişi yaşanmıştır. 250 milyon yıl önce neredeyse bütün canlıların soyu tükenmiştir. İnsanlık tarihi ise 1,9 milyon yıl önce var olmuştur.” şeklinde konuştu.
Dünyamızın yaşının yaklaşık olarak 4,6 milyar yıl olduğunun tahmin edildiğini söyleyen Onur Yıldız, “Bu süreçte yaşayan ve daha sonra ölmüş olan canlıların toprak altında kalması ve toprağın baskısı ile fosiller oluşmuştur. Fosillerin kristal yapısından yaş tayinini yapabilmek mümkündür. Ülkemiz fosil yatakları bakımından çok zengin bir yapıya sahiptir.” dedi.
“Benzerlikler evrim değildir”
Evrim düşüncesine göre hayatın başlangıcı hakkında açıklamalarda bulunan Biyolog Onur Yıldız, Darwin’in teorisine göre canlıların denizin altında bir şekilde oluştuğunu ve bu canlıların zamanla birbirinden türeyerek meydana geldiğini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Darwin, insan dahil tüm canlı türlerinin doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiğini öne sürmüş ve o günün şartlarına göre bu teoriyi destekleyen pek çok kanıt sunmuştur. Yani canlıların birbirinden türediğini ve ataları olmadığını söylemiştir. Fakat tüm türlerde göz kamaştırıcı bir komplekslik bulunur. Benzerlikler evrim değildir. İnsanlar genetik olarak yüzde 80 ineklerle, yüzde 99 farelerle, yüzde 80 kedilerle, yüzde 60 sineklerle, yüzde 98 şempanzelerle benziyor. Evrimciler canlıların kromozom sayılarındaki bu benzerlikleri kullanırlar. Oysa bu bir yanılgıdır. Bu benzerlik yalnızca gen sayıları bakımından ortaya çıkıyor fakat gen sayılarının o canlının evrimindeki yeri ile bağlantısı yoktur. Çünkü kromozon sayılarındaki benzerlik evrime asla delil olamaz. Bilim, canlılığın kademeli olarak, yavaş yavaş evrimsel bir süreçle gelişmediğini aksine anlık olarak var olduğunu göstermektedir.”
Biyolog Onur Yıldız daha sonra maddenin gerçekliği, ışık hızı, kuantum fiziği gibi farklı konularda bilgilerini paylaştı. Öğrencilerin ilgiyle takip ettikleri konferans, soru-cevap kısmıyla sona erdi. Öğrenciler ardından fuaye alanında sergilenen, Yıldız’ın sunumunda bahsettiği fosil örneklerini incelediler.



 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284