Evliya Çelebi Gözü İle Karaman

Seyahatnamesi ile ünlü 17. yy seyyahlarından asıl adı Derviş Mehmet Zillî olan Evliya Çelebi Karaman’a da uğramış kent hakkında geniş bilgiler vermiştir. Bu yazımızda, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamede anlattığı Karaman merkezdeki bazı abidelere değineceğiz.
Karaman Kalesi, Karaman’ın ortasında, üç katlı, birinci katı çok sağlam (Şeddadî ), çıkılması, aşılması çok zor bir kaledir. İç kale, yüksek topraklı bir bayır üzerine dört köşe sağlam iri taşla yapılmıştır. İç kalenin cirmi 8 (satıh mesahası) 600 adımdır. 8 büyük kulesi vardır, Dört tarafı derin ve enli hendektir. Batıya bakan tek bir kapısı vardır. Ağaç köprü ile geçilir. Üç kat demir kapılıdır. Bu kapının iki tarafında olan duvar taşlarının her birinde celi yazı ile Allah’ın güzel isimleri yazılmıştır. Kale komutanı (dizdarı) burada oturur. İçinde küçük toprak dam örtülü 46 evden ve camiden başka bir şey yoktur. Bu iç kale, dış tarafından bir kat daha kale ile çevrilmiştir Bu orta hisar denilen müdevver (yuvarlak, değirmi halde) ve sağlam bir kaledir. Bunu da başka bir hendeği vardır. Cirmi (işgal ettiği alan) 1700 adımdır. Kulelerinin hepsinin sayısı 40’tır. İki kapısı vardır. Batı tarafındakine Yol Kapısı, kıble ( güney )tarafındakine Pazar Kapısı derler. Bir de büyük şehri saran üçüncü kat büyük bir kalesi vardır.
Bir de bu büyük şehri saran üçüncü kat büyük bir kalesi vardır. Çepe çevirme 7000 adımdır. Bu kalenin 140 kulesi ve 9 kapısı vardır. Kıbleye bakan Emildenli Kapı, doğuya bakan, Seki Çeşme Kapısı, yine doğuya bakan Şam Kapısı, batıya bakan Kör Soğuk Kapısı, Hz. Mevlana Validesi Türbesi dibinde Parmak Kapı, güneye bakan Toplar Kapısı, Kıble tarafında İmaret Kapısı, yine güneye bakan Emir Ahmet Kapısı, kıble tarafında Tekke Kapısı’dır. Bu büyüklükte olan ribat (askeri kışla)içinde 32 mahalle, 53 mihrap (cami ve mescit) 7080 toprak ev vardır.
Camilerin cemaati en çok olanı araste (Bedesten) içindeki Hazreti-i Mevlana’nın Validesi Camii’dir. Bu caminin içinde Mevlana’nın anası (medfun) defnedilmiştir. Burası bir Mevlevi âsitânesidir.(1) Kapısının üzerinde tarihi kitabesi yazılıdır. Yeni Cami ve Hacı Beyler Cami, Hacıoğlu Camii minaresizdir.
Nuh Paşa Camii gayet sanatlı ve nakışlı, kargir yapı, kubbeli bir camiidir. Kubbesi kurşun örtülüdür. Bunun mevzun (biçimli, düzgün oranları uygun) minaresi gibi minare hiçbir şehirde yoktur. Avlusundaki fıskiye ve şadırvan sel sebil gibi bol su akıtıp cemaat abdestlerini tazeleyip Cenâb-ı Hakka yaklaşırlar. Caminin kapısı üstünde, ayet-i Karahisari tarzında altunla ve lacivertle yazılmış ve süslenmiştir. Seyrine doyum olmaz. Aydınlık ve ferah bir camidir. Bu şehirde bundan başka kurşunlu cami yoktur. Dik Basan Camii minaresizdir. Karabaş Cami minareli ve bir tekkesi vardı. Ortahisar’ın Pazar kapısının iç yüzsünde minaresi natamam Boyalıkadı Cami’nin kubbesi yüksektir ama kiremitle örtülüdür.
Bahsedilen bu camilerden başka 53 tane mescit ve medrese vardır. Musa Bey Medresesi ve diğer medreselerin hepsinde cemaatle namaz kılınır. Karamanoğlu İbrahim Bey Medresesi’nin bir minaresi vardır. Burası gelene gidene hususi misafirlere herkese açık bir nimeti bol imarettir. Hz. Mevlana Validesi’nin Medresesi gayet mamur, evkafı ve talebeleri çoktur. Bu medresenin Simav’daki Kızıl Medrese’den başka benzeri yoktur. Müfti Medresesi’nin kapısının üzerinde sahibinin adı yazılı. Kazalpa Mahallesi’nde Şeyh Ali Sultan Karaman’da bir Darül Kura (tecvid öğreten kurum) Karamanoğlu İmareti, Valide İmareti, Karabaş Tekkesi İmareti.
Karaman’da minnetsiz Evae dediğimiz hanlar da vardır. Çarşı Hanı, Nuh Paşa Hanı, sultan Alaaddin Hanı gibi tanınmış hanlardan bahsettiği gibi Evliya Çelebi, Hamam olarak da Nuri Paşa Hamamı, Seki Çeşme Hamamı, Hamamı Kadim ve Karaman Hocası Molla Fenari Hazretlerinin nazargahi hamamıdır ki, hasta giren şifa bulup çıkar ve Karamanoğlu beylerinden Nasuh Bey’in Hamamı, Süleyman Bey’in Hamamı, Seydi Hoca Hamamı…
Karaman merkezde çoğu büyük kentlerde olmayan kale, cami, medrese, imaret, han, hamam gibi sosyal hayatta önemli işlevleri olan bu kurumların sayısını ve varlığını Evliya Çelebi (1611-1685) sayesinde Karaman’da görebiliyoruz.
Bu yazı büyük ölçüde, Abideler ve Kitabeleri ile Karaman Tarihi adlı İbrahim Hakkı Konyalı’nın kitabından yararlanılarak hazırlanmıştır. Bu vesile ile değerli tarihçiyi rahmetle anar mekânın Cennet olmasını dileriz. Hasan ŞİMŞEK - 09.02.2019
 

YORUM EKLE

banner284