21. Yüzyılın Öğretmenleri Ve Çocukları Konuşuldu

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Eğitim Fakültesi tarafından ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’ dolayısıyla ‘21. Yüzyılda Öğretmen ve Çocuk Olmak’ konulu çalıştay düzenlendi.

21. Yüzyılın Öğretmenleri Ve Çocukları Konuşuldu

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Birol Üner, üniversite personeli ve öğrencilerinin yanı sıra Karaman’daki eğitim kurumlarının temsilcileri ile öğrencilerinin katıldığı çalıştay, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
“Öğretmen, öğrencisine toprak olandır”
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan KMÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nesip Aktan, ‘Öğretmenlik Meslek Etiğine Bir Bakış’ konulu slayt sunumunu gerçekleştirdi. Prof. Dr. Aktan, “Öğretmenlik mesleğinin konusunu gençler oluşturuyor. Bu bağlamda öğretmenlik diğer meslek dalları ile kıyaslanmayacak kadar büyük bir önem taşır. Bu meslekte yapılacak hata bir gencin hayatını karartmaya kadar gidebilir. Öğretmenlik bir meslekten ziyade bireyin kendisini eğitme yolculuğudur. Öğretmen, karşısındakini var olduğu gibi kabul eder ve onu öyle sever. Onu değiştirmeye ve şekle sokmaya çalışmaz. Kendisini ona kabul ettirmeye çalışmaz. İyi öğretmen için her insan bir dünyadır, çünkü işi insandır. Kısacası, öğretmen, öğrencisine toprak olandır.” dedi.
Mesleki etik ilkeleri ve eğitim süreçleri ile ilgili anlatımlarda bulunan Prof. Dr. Aktan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Meslek etiğine bağlılık güvenle doğru orantılıdır. Meslek etiğindeki değerler aslında bireyin erdemli insan olma yolunda attığı adımlarla eşdeğerdir. Eğitim bir süreçtir ve merkezinde insan vardır. Bizler içinde yaşadığımız sistemde fiziksel anlamda baktığımızda adı insan olarak anılan bir varlık değiliz. Bizler bu sistemde aklımızla varız ve düşünerek varız. Bireyin kendi eğitiminde ulaşmayı hedeflediği her nokta aslında yepyeni bir başlangıçtır. Kendisini eğiten kişi evrensel değerleri daha kolay tanır ve bu değerleri kendi hayatında uygulamaktan zevk alır.”
Çalıştayın ilk oturumu Eğitim Fakültesi ritim ekibinin gösterisinin ardından sona erdi. Öğleden sonraki ikinci oturum ise Ayşe Aksay isimli öğrencinin ‘öğretmenim’ temalı şarkıyı seslendirmesiyle başladı.
“Kendisine sunulanı değil, farklıkları ortaya koyan çocuklara ihtiyacımız var”
İkinci oturumun ilk konuşmacısı olan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gülçin Güven ‘Çocuklardan Ne Bekliyoruz?’ başlıklı sunumunda özdenetim ve özgüven kavramları üzerinde durdu.
Öğrencilerin özdenetime sahip olmalarının onların altyapısını oluşturan önemli bir veri olduğunu söyleyen Dr. Güven, “Özdenetimin oluşmasında en büyük etken aile ve öğretmenlerdir. Bireyler çocukluktan itibaren özdenetim değerlerine sahip olmaya başlıyor. Toplum olarak özdenetimli bir toplum değiliz fakat bu döngüyü kırmak bizim elimizde. Yeni nesli şekillendirecek bireyler olarak siz öğretmen adaylarına büyük bir sorumluluk düşüyor. Öncelikle kendi hayatımızla ilgili güncellemeler yapmamız gerekiyor. Bu güncellemeleri yaptığımız sürece çocuklarımıza rol model olabiliriz.” dedi.
Dr. Güven, her çocuğun özünde bir birey olduğunu unutmamak gerektiğine vurgu yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çocuklar birbirinden farklı ‘biricik’ bireylerdir. Biricik olduklarını onlara hatırlatmak ve o özgüveni kazandırmak ailelerin ve bizlerin görevidir. Özgüven, çocuklara güç verir ve onların enerjisini arttırır, daha fazla çaba göstermesi için özendirir, başarısını için ilham kaynağı olur, başarılarıyla gurur duymasını ve onlardan keyif almasını sağlar.”
Dr. Güven konuşmasının son bölümünde çocukların eğitimi ile ilgili tavsiyelerde bulanarak şunları söyledi: “Çocuklara özgüven kazandırmak için çocuğun güçlü olduğu konularda size yardımcı olmasına izin verin, yaptığı işe çok fazla müdahale etmeyerek kendisine güven duymasını sağlayın, onunla zaman geçirerek ona önemli olduğunu hissettirin, düşüncelerini eleştirmeden dinleyin. Çocuklarınızı başkaları ile asla kıyaslamayın. Kıyaslamayı yalnızca kendileri ile yapın. Çünkü çocuk yaşta yapılan kıyaslamalar ileriki yaşlarda o bireyin yakasını bırakmaz. Çocuklarımızın özgüvenini kıracak davranışlardan kaçınalım. Çünkü bizim bize sunulanı yapan değil, farklı olanı gören ve farklı olanı yapan çocuklara ihtiyacımız var.”
“21. yüzyıl becerileri aslında günümüzün hayatta kalma mücadelesidir”
Öğleden sonraki oturumun son konuşmacısı olan Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Sarı ise ’21. Yüzyılda Öğretmen Yeterlikleri’ konulu bir sunum yaptı. Öğretmenlerin günümüz şartlarına göre kendilerini yenilemeleri gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Sarı, “Öğretmenin sadece bilgi vermesi değil birçok yeterliğe sahip olması gerekiyor. Çünkü günümüz şartları bunu gerekli kılıyor. 21'inci yüzyıl becerileri aslında günümüzün hayatta kalma mücadelesidir. Sadece kariyer başarısı için değil aynı zamanda kişisel ve sivil yaşam kalitesi için de bu beceriler gereklidir.” dedi.
Prof. Dr. Sarı konuşmasının devamında öğretmenlik mesleğinin sorumlulukları çok ağır bir meslek dalı olduğunu belirterek, “Öğretmenler açısından bilgi, beceri ve tutumlar 21'inci yüzyıl becerilerini de belirler. Öğretmenlerimiz, mesleklerinin ahlaki ve etik ilkeleri ne ise bunları üstlenmeliler. Günümüz şartlarında öğretmenlerimiz sınıf yönetimi, zaman yönetimi, programları kullanabilme, ölçme değerlendirme puanlama gibi yöntemleri daha iyi kullanabilmeliler. Mesleki gelişime açık olmak ve kendini geliştirmek günümüz açısından çok önemli. Bunun yanı sıra teknik becerileri elde etmek, gerektiğinde okuyarak, deneyerek, hatta gerekirse sorarak mesleki becerilerimizi arttırmalıyız.” şeklinde konuştu.
Çalıştay, plaket ve hediye takdimlerinin ardından sona erdi.


 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284