Çölasan, gündeme dair konularla ilgili basin mensuplarinin sorularini yanitlarken son günlerde artan terör olaylariyla ilgili olarak terörün herkesin ortak derdi ve sikintisi oldugunu belirterek, "Ben de bir uzman olarak degil de içi yanan bir vatandas olarak bir seyler söylemekte yetkili kiliyorum. Terör siyasi idarenin halledecegi bir olaydir. Çünkü bir karar mekanizmasi vardir. O karar mekanizmasi tamamen siyasidir. Ne asker ne de yerel yöneticiler hiçbirisi, terörü kendi basina siyasi irade olmadan sonlandiramaz. Türkiye'de terör, 1984 yilindan beri olusturuldu. Siyasi irade, 1990'dan sonra kararlilikla bunu yendi. Demek ki siyasi irade, yani hükümet karar verir, askere teblig eder. Asker de ister havadan ister karadan, Kandil'de, artik kaynagini bildigimiz yere gider ve terörü sonlandirir. Simdi bende size bir soru ile cevap vereyim. Bu kadar açik olan bir sorun neden bitirilmiyor. Bu siyasi irade neden gösterilmiyor. Aslinda Türkiye’nin bir sorunu var. O soruna deginmek lazim. Bu sorunda halkin hiçbir konuda gerçek gündemi sebeplerini ve bunun sonuçlarini asla bilgilendirilerek elde edememis oldugudur. Basin görevi de bunu siddetle tekrar tekrar muhatabina hükümet yetkililerine sormanizdir. Aslinda basinin görevi budur. Demokrasilerde basin ve sivil toplum kuruluslari görevlerini iyi yaparlarsa iktidarlarda o halka hizmet eden iktidarlar olur. Bunu saglamak sizin göreviniz aslinda” dedi.
Kanun hükmünde kararnamelerin kural olmadigini belirten Çölasan, “Demokrasilerde meclisler yasa yapar, iktidarlar uygular ve yargida denetler. Hani yargi denetiminden sikilanlar var ya. Yarginin denetiminden sikilinmaz. Çünkü yarginin bizzati görevi denetlemektir. Baska türlü varlik nedeni olmaz” dedi.
Anayasanin toplumsal bir sözlesme olduguna da deginen Çölasan, Anayasa'nin toplumsal mutabakatla yapildigini sözlerine ekledi.
Hükümet seçim öncesinde bir dolu yasada degisiklik yaptigini söyleyen Çölasan, “Kanun hükmünde kararname 6 aylik sürede yani seçim öncesinde basladi. Fakat uygulamasi seçim sonrasinda oldu. Iktidar seçimi kazandiktan sonra bu süreci hizli bir sekilde tüm bakanliklari kaldirdi. Birlestirdi. Ilgili iliskili kuruluslari sekil degistirdi. Talan etti denilebilir. Orda çalisan tüm memurlarin sözlesmelerini, niteliklerini hepsini degistirdi. Bir dolu kanunda da yetkisi olmadigi halde degisiklik yapti” dedi.
Diger taraftan ayni gün aksamda Yunus Emre Konferans Salonunda “Türkçe’ye Saygi” konulu bir panel düzenlendi. Panele Karamanlilar yogun ilgi gösterdi.
Dil Dernegi Yönetim Kurulu Baskani Sevgi Özel, günümüzde Türkçe'nin gerekli önemi görmedigini iddia ederek sehirlerde artik tabelalarin tamamen yabanci oldugunu savundu.
Yeni neslin de Türkçe'yi düzgün kullanmadigini ileri süren Özel, sunlari kaydetti: "Çocuklarimiz cep telefonunda mesaj yazarken 'selam' yerine 'slm' yaziyor. Onlarin suçu yok. Çocuklarimizi test yöntemi ile okutup, tostla büyütüyoruz. Sistem böyle. Yari Ingilizce, yari Türkçe konusuyoruz. Tabelalar konusunda tüm ülke isgal altinda. Simdi de 40 bin yabanci ögretmen gelecek. Okullarin içinden geçip Anadolu'nun koynuna girecek. Bizim okullarimizdan yetisen Ingilizce ögretmenlerimiz de atama bekliyor. Bizim dilimiz Türkçe. Dilimize sahip çikalim. Ona gereken saygiyi gösterelim” dedi.
