Doç. Dr. Uca’dan “İttihat Terakki ve Atatürk” Kitabı

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alaattin Uca tarafından kaleme alınan ve Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen “İttihat Terakki ve Atatürk” kitap yayımlandı.

Doç. Dr. Uca’dan “İttihat Terakki ve Atatürk” Kitabı

Kitabın yaklaşık iki yıl devam eden yoğun bir çalışmanın ürünü olduğuna dikkat çeken Uca, Atatürk’ün İttihat ve Terakki ile ilişkisi konusunda yaptığı açıklamada: “Atatürk’ün İttihat ve Terakki Cemiyetiyle ilişkisi yakın tarihin üzerinde önemle durulması gereken ilginç konularından biridir. Atatürk, eğitim hayatına adım attığı andan itibaren siyasi kavramları algılamaya başlar başlamaz, okuduğu okullarda gerek hocaları ve gerekse arkadaşları vasıtasıyla İttihat ve Terakki’yi önce fikir olarak tanıdı daha sonra da İttihatçıların çoğunu şahsen tanımak imkânı buldu. Bu tanışıklık ve ilişki çeşitli şekillerde devam etti.
Hem cemiyet hem siyasi parti olarak ortaya çıkan, bazen gizli bazen de açıkça faaliyet gösteren bu oluşumla Atatürk arasındaki ilişkinin gerçek ve yeterli bilgi ve belgeler ışığında ve tarafsızlıkla ortaya koyulması ayrı bir önem taşımaktadır. İttihat ve Terakki, 1889’da İttihad-ı Osmani adıyla ilk ortaya çıktığında Atatürk yaklaşık sekiz, dokuz yaşlarındaydı. O sonradan Selanik ve Manastır’da askerî öğrenim görürken elbette ki bu şehirlerin siyasi havasından etkilendi. Daha doğrusu II. Abdülhamit yönetimine karşı gösterilen tepkilerin içinde büyüdü. Önce tek başına mücadele etmeye başladı. Ardından yolu İttihatçılarla kesişti. Bu kesişme vefatına kadar devam etti. Atatürk çocukluk devresi hariç hayatının her döneminde İttihatçılarla karşı karşıya geldi. Bunlar arasında devlet adamları, bürokratlar, subaylar, sanatkârlar, ideologlar, yazarlar, şairler hatta komitacılar gibi çok farklı meslek ve meşrepten gelenler vardı. İttihat ve Terakki’nin bu farklı yapısı Atatürk’ün İttihatçılarla ilişkisinin de farklı ve ilginç olmasını sağladı. Askerî okulda öğrenci iken İttihatçıların yaptığı gibi II. Abdülhamit yönetimine karşı faaliyetlerde bulundu. Bundan dolayı bir süre gözetim altında tutuldu. Daha sonra serbest bırakılıp Şam’a tayin edildi. Ancak bu tayin sürgün olarak nitelendirildi. Şam’da ve bilahare Selanik’te istibdat yönetimine karşı cemiyet teşkil ederek mücadele yolunu seçti. Kurduğu cemiyet İttihatçılar tarafından kendilerine entegre edildi. Buna rağmen Atatürk, İttihat ve Terakki Cemiyetine üye oldu ve kongrelerine katıldı. Fikirlerini açıkça ortaya koymaktan çekinmedi. Cemiyetin önde gelen isimleri tarafından eleştirildi. Ordu içerisinde İttihatçı subaylarla birlikte çalıştı. II. Meşrutiyet’in ilanı için Cemiyet tarafından yapılan iş ve işlemlere kendisine verilen görevler çerçevesinde yardımcı oldu. Meşrutiyet’in ilanından sonra gerçekleşen 31 Mart Vakası üzerine kurulan Hareket Ordusu içinde yer aldı. İttihatçılarla birlikte hareket etti. Trablusgarp Savaşı’nda, Balkan Savaşlarında, I. Dünya Savaşı’nda yolu hep İttihatçılarla kesişti. Kimi İttihatçılarla iş birliği ve arkadaşlığı devam ederken kimileriyle rekabete girdi” dedi.
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı yıllarında ve sonraki dönemde İttihatçılarla ilişkisini hakkında değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Alaattin Uca açıklamasında: “Kurtuluş Savaşı’nı, genelde İttihatçıların Anadolu’ya çekilerek verdikleri bir savaş olarak değerlendirenler, Kurtuluş Savaşı yıllarında yapılan kongrelerin de eskiden devlet yönetiminde görev almış İttihatçılar tarafından örgütlenmiş cemiyetler tarafından yapıldığını iddia edenler oldu. Cumhuriyeti kuran kadrolar komitacılıkla ya da gizli örgüt mensubu olmakla suçlandı. Ama Atatürk, komitacılığı da gizli örgütleri de tasvip etmedi. Millet iradesini ön plana çıkardı. İşlerini açık, aleni olarak yaptı. Gizlilikten uzak durdu. Millî Mücadele’yi İttihatçı bir hareket olarak nitelendirmek isteyenlere bunun doğru olmadığını söyledi. İttihatçılarla arasına hep bir mesafe koydu. Onları kontrol altında tutmaya çalıştı. Aşırılıklarına müsaade etmedi.
Onun hedefinde laik ve demokratik bir devlet modeli vardı. Bu modeli gerçekleştirmek için harekete geçtiği günden itibaren yeri geldi İttihat ve Terakki mensuplarıyla fikir mücadelesine girdi, yeri geldi onların bazılarının desteğini gördü. Bazılarıyla iş birliği yapıp, bazılarını tasfiye ederken bazılarının da eşine, çocuğuna Devlet adına el uzattı, yardım etti. Cumhurbaşkanlığı öncesinde ve sonrasında başbakanlarının tamamını bakanlarının da çoğunu İttihatçılardan seçti. Buna rağmen İttihatçıların bir kısmı Atatürk’ün fikirlerini anlamakta zorluk çektiler. Kısa zamanda gerçekleştirdiği inkılâpları hemen kabullenemediler. Bazı İttihatçılar onu diktatörlükle suçladı. Bazıları da onunla iktidar mücadelesine girişti. Ama o, bu mücadeleden hep başarıyla çıktı” ifadelerini kullandı.
İttihatçıların Atatürk’ün hayatında hem olumlu hem de olumsuz izler bıraktığını vurgulayan Doç. Dr. Alaattin Uca, bu kitapta Atatürk’ün İttihatçılarla ilişkisini, başka bir ifadeyle Atatürk’ün hayatında İttihatçıların etkisini bilimsel metotlarla objektif olarak ele aldığını söyledi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284