KMÜ’de Cahiliyeden Günümüze Islam Tarihi Semineri

Karamanoglu Mehmetbey Üniversitesinde (KMÜ) Islami Ilimler Fakültesi tarafindan ‘Cahiliyeden Günümüze Islam Tarihi’ konulu seminer düzenlendi.

KMÜ’de Cahiliyeden Günümüze Islam Tarihi Semineri

Istanbul Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Demircan’in konusmaci olarak yer aldigi programa KMÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen, Rektör Yardimcisi Prof. Dr. Ahmet Yildirim, davetliler ve akademisyenler katildi.
Saglik Kültür ve Spor Daire Baskanligi VIP Salonunda düzenlenen ve dört oturumda gerçeklestirilen seminerin ilk oturumunda ‘Islam Tarihinin Kaynaklari ve Günümüz Çalismalarinin Imkân ve Sorunlari’ konusuldu. Seminerin açilis konusmasini yapan Islami Ilimler Fakültesi Dekani Prof. Dr. Halit Çalis program hakkinda bilgi vererek sözü Prof. Dr. Adnan Demircan’a birakti.
“Tarih kaynaklarinin tamaminin etkin kullanildigi yeni yöntemler gelistirilmelidir”
Geçmiste üretilen her bilginin tarihi belge olarak karsimiza çiktigini belirten Prof. Dr. Adnan Demircan, “Medeniyetimizin serüveni, bugünümüzü anlamak açisindan büyük bir önem tasiyor. Bu anlamda medeniyetimiz geçmisten günümüze çok genis bir literatür üretmistir. Ancak Islam tarihini daha iyi anlamak için Islam tarihçilerinin yazili kaynaklar kadar arkeolojik buluntulari da yeterince kullanmasi gerekir. Yeni yöntemlerle tarih kaynaklarinin etkin bir sekilde kullanilmasiyla ortaya konulacak çalismalar, günümüz olaylarini dogru anlama noktasinda da açilimlar getirecektir.” seklinde konustu.
“Islam tarihinin temel kaynagi Kur’an-i Kerim’dir”
Prof. Dr. Adnan Demircan, Islam tarihinin temel kaynaginin Kur’an-i Kerim oldugunu belirterek, “Kur’an-i Kerim’in diger kitaplardan ve kaynaklardan farki metnin olusumu açisindan üzerinde tartisma yasanmamis olmasidir.” dedi. Tarihi olaylari içeren kaynaklarin dogru anlasilabilmesi için önyargilardan uzak bir yaklasimda bulunmak gerektigini söyleyen Prof. Dr. Demircan, modern dönem çalismalarinda karsilasilan temel sorunlardan birisinin bu husus oldugunu belirtti.
“Söz yaziya aktarilirken anlam kaybi yasar”
Cografyada ve tabiatta yasanan degisimlerin dahi kaynaklarin bize saglikli olarak aktarimini engelledigine dikkat çeken Prof. Dr. Adnan Demircan konusmasini söyle sürdürdü: “Dini literatür bize uzun bir süre sözlü gelenekle gelmistir. Sözlü gelenekte bilgi, insanlarin kapasitesine, aklina ve anlama yeteneklerine bagli olarak onlara emanet edilmistir. Bir bilginin ya da sözün yaziya geçirilme asamasinda birebir aktarilmasi söz konusu olmuyor. Yazinin konusmada anlatilmak istenen seyi ifade etmesi mümkün degil. Söz yaziya döküldügü zaman önemli oranda anlam kaybi yasar. Tarihi olaylarin yasandigi sekliyle ortaya çikarilmasinin önündeki sorunlardan birisi de budur. Onun için çok yönlü arastirma ve degerlendirmelerde bulunmak gerekmektedir.”
“Tarihçi emanetçidir”
Prof. Dr. Adnan Demircan bir tarihçinin yüzde yüz objektif olmasinin asla söz konusu olamayacagini ifade ederek kisilerin yapilarinin farkli olmasindan dolayi üretilen bilgilerin de farklilik tasidigini söyledi ve “Tarihçi emanetçidir. Kendisine gelen bilgileri en dogru sekilde aktarmalidir.” dedi.
“Zulme karsi olmak Müslüman olmanin geregidir”
Prof. Dr. Adnan Demircan, Müslümanlarin belirleyici unsur oldugu toplumlarda farkli etnik ve dini gruplar arasinda adaleti gözeterek bu konuda en üst seviyede hassasiyet gösterdiklerini, bunun yani sira egemenlikleri disindaki toplumlarda meydana gelen haksiz uygulamalara karsi da tavir aldiklarini belirterek “Zulme karsi durmak Müslüman olmanin geregidir” ifadesini kullandi.
Seminer, katilimcilarin karsilikli fikir alisverisi içerisinde soru ve cevaplarla gün boyu devam etti. Seminerin diger üç oturumunda ise ‘Son Vahyin Geldigi Cografya ve Toplum, Hz. Peygamber ve Dört Halife Dönemi, Emeviler ve Abbasiler Dönemi’ konu basliklariyla Islam tarihi ele alindi.
 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284