KMÜ’de Kutsal Topraklara Sanal Yolculuk Yapildi

Arastirmaci-Yazar Murat Erkol: “Bir izi takip ettiginizde o iz sizi sahibine götürür” Karamanoglu Mehmetbey Üniversitesinde Bilinçli Gençler Ögrenci Toplulugu tarafindan “Sanal Umre” gerçeklestirildi. Üniversitenin Karamanoglu Mehmetbey Salonunda düzenlenen etkinlige Arastirmaci-Yazar Murat Erkol konuk oldu.

KMÜ’de Kutsal Topraklara Sanal Yolculuk Yapildi

Erkol, “Efendimizin Izinde Kutlu Yolculuk” adini verdigi seminerinde izleyenleri Mekke ve Medine’nin 1400 yil önceki haline götürdü. “Bir izi takip ettiginizde o iz sizi sahibine götürür.” diyen Erkol, temsili çizimlerle destekledigi sunumunda Medine’deki Peygamberimizin evini, mescidini, ashab-i suffenin mekanini ve sehri çevreleyen kabristani örnek çizim üzerinden dinleyenlere aktardi. Peygamberimizin kabri ve demir nikabin ardindaki sandukasinin fotografini da gösteren Erkol, Hz. Muhammed’in “Vefatimdan sonra beni ziyaret eden, hayatimda beni ziyaret etmis gibidir.” hadisini hatirlatti.
Arastirmaci-Yazar Erkol, Peygamberimizin döneminde Medine’nin 10 bin kisilik nüfusa sahip oldugunu belirtti ve sehrin su anki uzaydan görünümünü izleyenlerle paylasti. Osmanli Devletinin kutsal topraklardan el çekmesinin ardindan bölgedeki tarihi dokunun tahrip edildigine dikkat çeken Erkol, Uhud’da Peygamberimizin disinin kirilip yüzünün yaralanmasinin ardindan sigindigi magaranin Suudi Arabistan tarafindan geçen yil haziran ayinda çimento dökülerek kapatildigini kaydetti. Erkol, Mekke’nin de suan otel zincirleriyle örülü oldugunu belirterek “Mekke’deki devasa otel ve yapilar Araplar tarafindan isletilse de mülkiyeti Avrupali, Amerikali ve Yahudi isadamlarina aittir.” diye konustu.
Murat Erkol, Mescid-i Nebevi’nin yüz yil önceki fotograflarini izleyenlerle paylasarak Peygamberimizin mescidinin avlusunda yer alan 1400 yillik agaçlarin Suudlar tarafindan kesilerek yok edildigini söyledi. Erkol, Peygamberimizin esleri ve sahabelere ait Osmanli yapimi türbeler ve mezar taslari ile Ebu Eyyüb El-Ensari’nin evinin de yine Suudlar tarafindan yikildigini dile getirerek bu yapilarin 1800’lü yillara ait fotograflarini gösterdi. Erkol, Osmanlilar tarafindan Peygamberimizin kabrine konulan onlarca kilogramlik elmas islemeli altin samdanin da 1918 yilinda Suudlar tarafindan Istanbul’a gönderildigini söyleyerek su an Topkapi Sarayi’nda sergilenen ve Peygambere hediye kastiyla yaptirilmis olan samdanin bir gün tekrar sahibine iade edilecegine inandigini belirtti.
Osmanli padisahlarinin kutsal topraklara ayri bir önem verdiginin altini çizen Erkol, “36 Osmanli padisahinin hiçbirisi kutsal topraklara gitmemistir. Ancak gönülleri peygamber askiyla doludur.” diye konustu. Eski dönemde kutsal topraklara yolculugun alti ay ile bir buçuk yil arasinda sürdügünü kaydeden Erkol, Seyhülislamlarin fetvasi geregi Osmanli padisahlarinin devleti bu kadar uzun süre bassiz koyamayacagi için hac ya da umreye gidemediklerini söyledi.
Erkol, Osmanli padisahlarinin kutsal topraklara yaptiklari hizmetlere örnek vererek Mescid-i Nebevi’ye yesil türbenin 2. Mahmut tarafindan yaptirildigini, sehre bir kilometre mesafedeki Medine Tren Istasyonu’nun ise 2. Abdulhamit tarafindan insa ettirildigini söyledi. 2. Abdulhamit’in Peygamberi rahatsiz etmemek için tren raylarina Medine içinde keçe sardirdigi bilgisini veren Erkol, Mescid-i Nebevi’deki islemeli mihrabin da Sultan Süleyman tarafindan yaptirildigini belirtti. Mihrabin yapilma gerekçesini ise Erkol söyle açikladi: “Kanuni Sultan Süleyman’a ‘Peygamberimizin secde ettigi yere herkes secde ediyor, insanlar onun namaz kildigi yerde namaz kilmak için birbiriyle yarisiyor’ demeleri üzerine Padisah emir vererek ‘Bu ne terbiyesizlik. Bize ancak onun ayak bastigi yere basini koymak yakisir.’ demis, Peygamberin basini koydugu yere kalin bir mihrap yaptirmis ve insanlar ancak onun ayagini bastigi yere secde edebilmislerdir.”
Arastirmaci-Yazar Murat Erkol, Birinci Dünya Savasinin ardindan kutsal topraklarin kaybedilisine de deginerek Ingiliz destekli Serif Hüseyin’in Medine’yi ele geçirmesi olayini anlatti. Fahrettin Pasa kumandasindaki Osmanli askerlerinin sehri 37 gün boyunca müdafaa ettigini bildiren Erkol, çetin bir savasin ardindan Osmanli ordusunun yenik düserek askerlerin esir alindigini ve Malta’ya sürgün edildigini kaydetti. Ordudaki Ihtiyat Mülazimi Idris Sabih Bey’in Medine’den ayrilirken Peygamberimize yazdigi siiri de dinleyenlerle paylasan Erkol, kutsal topraklarin imari ve duyarli bir Müslüman toplumu için salondaki gençlerle birlikte dua etti.
Seminer, Murat Erkol’a plaket takdim edilmesi ve sunum sirasinda Erkol’un yönelttigi sorulara dogru cevabi veren ögrencilere kitap hediye edilmesinin ardindan sona erdi.

Idris Sabih Bey’e ait “Dünya ve Ahiret Efendimizsin” adli siir:

Bir Ulü'l Emr idin, emrine girdik
Ezelden beyatli hakanimizsin
Er idin sayende murada erdik
Dünya ve ahiret sultanimizsin

Unuttuk Ilhan'i, Kara Oguz'u
Isledik seni göz bebegimize
Bagisla ey Sefi' kusurumuzu
Bin küsür senelik emegimize

Suçumuz çoksa da sun'umuz yoktur
Simardik müjde-i sahabetinle
Gönlümüz ganidir, gözümüz toktur
Doyariz bir lokma sefaatinle

Nedense kimseler dinlemez, eyvah
O kadar saf olan dilegimizi
Bir Ümmi isen de ya Resulallah
Ancak sen okursun yüregimizi

Sulari tükendi gülabdanlarin
Dinmedi gözümüz yasi, merhamet
Külleri sogudu buhurdanlarin
Askinla bagrini yakmada millet

Ne kanlar akittik hep senin için
O Ulu Kitab'in hakkiçün, aziz
Gücümüz erissin ve erismesin
Ugrunda her zaman dövüsecegiz

Yapamaz Ertugrul Evladi sensiz
Can verir canâni veremez Türkler
Ebedi Hadimü'l Haremeyniniz
Ölsek de Ravzani ruhumuz bekler.

Idris Sabih Bey (1919 Medine; Fahrettin Pasa Mudafaasi)
 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner284