Konuyla ilgili olarak Gida Tarim ve Hayvancilik Il Müdürlügü’nden yapilan açiklamada, “Son yillarda ilimizde kiraz alanlarinda önemli artislar olmus, ilimiz kaliteli kiraz üreticisi olma yolunda ilerlemektedir. Bunun gerçeklesebilmesi için kiraz üretiminin hem kaliteli, hem de insan sagligi açisindan güvenli yapilmasi sarttir. Ürünün güvenligi; bilinçli üreticilerin dogru hedefe, dogru ilaçla, dogru ekipmanla, dogru zaman ve dozajda uygulama yapilmasi ile ilgilidir. Tüm kültür bitkilerinde oldugu gibi kirazda da bazi hastalik, zararli ve yabanci otlar sorun olabilmektedir. Ilimiz için en sik rastlanan zararlilardan birisi olan Kiraz sülügü, genellikle kiraz üretilen tüm bölgelerde bulunur. Larvalari yapragin üst epidermisini yiyerek zarar yapar ve onu ince bir tül haline getirirler. Bu zarar sekli çok karakteristiktir. Yapragin ince ve kalin damarlari zarar görmez. Yogunlugun yüksek oldugu durumlarda, agaçlar yapraklarini tamamen kaybedebilir. Bu durum agacin zayiflamasina ve verimin düsmesine neden olur. Bu zararli kiraz basta olmak üzere visne, armut, erik, kayisi ve bademde de zarar yapabilir. Genellikle ekonomik anlamda çok büyük zarar yapmayan kiraz sülügü, özellikle yagisin bol oldugu yer ve yillarda ortaya çikan bir zararlidir. Zararli ile mücadelede Sonbaharda toprak islemesi yapilarak, toprak içinde bulunan larvalarin bir kisminin ölmesi saglanabilir. Kiraz sülügü, genellikle kimyasal mücadeleyi gerektirecek kadar yogunluga ulasamaz. Ancak popülasyonun yüksek oldugu yillarda, daha önceden bulasik oldugu bilinen kiraz bahçeleri, Nisan ayi sonundan itibaren kontrol edilerek, yogunlugun bulundugu bahçelerde, larvalar görülür görülmez ilaçlama yapilmalidir. Ayrica kimyasal mücadele disinda kültürel; mekanik ve fiziksel; biyoteknik; biyolojik ve entegre mücadele yollarinin da oldugu unutulmamalidir” dendi.