İncelik – Kibarlık- Nezaket- Saygı 

Dünyanın teknik ve teknoloji  de geldiği nokta hepimizin malumu. Ekseriyet insanlık daha telgrafa, radyoya, sabit telefona, televizyona akıl erdirememişken, bugün cep telefonunun, tabletin, internet ve sosyal medyanın geldiği nokta belki de onu yapan insanın bile aklını başında alacak noktalara geldi. 
Üretim- imalat uçuk rakamlarla ifade ediliyor. Tüketim zaten, kullan at sloganı ile çıldırmış gidiyor. İhtiyacımız olan ürünlere, hizmetlere ulaşabilmek elbette arzulanan bir durum. Peki ama; ilim, bilim, fen almış başını giderken insanı insan yapan değerlerimiz ne durumda. Adab-ı muaşeret (görgü) kurallarına uyuyor muyuz.  İlerisinde miyiz, atbaşı (başabaş) mıyız, yoksa gerisinde miyiz .
Uzağa gitmeyelim. Ailemizden başlayalım. İlişkilerimiz sevgi, saygı temelli mi. Büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü herkes sorumluluğunu biliyor mu. Konuşmalarımızı, sohbetimizi  nezaket sosu ile bir üst seviyeye yükseltebiliyor muyuz.
Oturduğumuz apartmanda aidat ve yakıt giderlerini vaktinde ödüyor muyuz. Ben zemin katta oturuyorum, asansör masrafına karışmam mı diyoruz. Uyumsuz muyuz. Toplu yaşadığımız halde merdiven temizliğinde bile anlaşamıyor muyuz.
Sokağa çıktığımız da komşu esnafa hayırlı işler temenni ediyor muyuz. Ortalama bir Anadolu şehrin inin kaldırımında, çarşısında bırakın üç- beş kişiye selam vermeyi, selam verecek tek bir kişi bulamıyor muyuz. 
Bir yere oturup arkadaşımızla bir bardak çay içiyor muyuz. Tanıdık bir esnafı ziyaretle bir kahve içimi görüşüyor muyuz. 
Eş, dost ve akrabalarımızı ziyaret ediyor muyuz. Onları evimize davet ediyor muyuz. Hasta ve yaşlılarla ilgileniyor, kimsesiz ve gariplere el-kol oluyor muyuz. Otobüse, dolmuşa binerken büyüklere, bayanlara hafiften lütfen buyurun diyor muyuz.
İkram etmeyi, hediye vermeyi, bahşiş ile teşvik edip gönül almayı biliyor muyuz.
Telefonla da olsa hal-hatır soruyor muyuz. Tanıdık olsun –olmasın insanları emeklerinden, ürettiklerinden, hizmetlerinden dolayı tebrik, teşekkür telefonu açıyor muyuz. Yoksa bir: Hayırlı cumalar mesajı ile her şeyi hallettik mi sanıyoruz.
Zat-ı aliniz nasıl. Sizden bir ricam olacak. Size zahmet olmasın. Özür dilerim. Teşekkür eder imli cümleleri en son ne zaman kurduk. Fıkrada adam adama: Sizi nezakete davet ediyorum demiş: Ben bilmediğim yere gitmem demiş. İnce, zarif, nazeninlerin oturduğu duraklara gitmemek için hala ayak mı diriyoruz. İncelik hafiflik değil; İngiliz atasözündeki gibi: İncelik; karanlıkta esnerken ağzını kapatmaktır. 
Sanki saygıdan ölmüş gibi kalkıp: Büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atmak, konuşmak, sigara, içki içmek saygısızlık mı olurmuş diyerek üste mi çıkıyoruz.
Randevularımıza  vaktinde gitmenin medeni bir davranış olduğunu biliyor muyuz. Bir topluluğa en son gelip, herkesi rahatsız ederek en baş  köşeye oturmaya mı çalışıyoruz.
Kişilerin hata, eksik ve sırlarını örtmekten geçtik, görüp bildiğimizi hissettirip yüzüne vurmaktan zevk mi  alıyoruz.
Konuşurken, tartışırken sesimizi yükseltiyor, suçluyor, yargılıyor hatta hakaret mi ediyoruz. 
Evsel atıklarımızı kaldırıma, otomobilimizin camından sigara  izmaritini, peçeteyi, yola mı atıyoruz.  
Otomobilimizi kaldırıma park etmenin kural hatasından başka,  kul hakkına girebileceğini düşünüyor  muyuz. 
Eski şarkılar; sevgiliye: Siz hitabı ile başlar; Ufacık tefeciktin sevgilim- Sende bir incelik vardı  diye devam eder,  nezakette yarışırlardı. Şimdiki şarkılar telefondan mesajdan bahsediyor. Biraz estetik kaygı lütfen. 
Köroğlu: silah icat oldu, mertlik bozuldu demiş. Biz bir adım daha ileri gidip. Cep telefonunun, tablet, internet ve sosyal medyanın bizi bozmasına müsaade etmeyeceğiz diyebilmeliyiz. Diyemiyorsak, aya gitsek de kıymet yok.
 İnsanımız maalesef, anne-babadan, öğretmenden çok siyasi liderlerin sözünü tavrını tarzını benimsiyor, örnek  alıyor. Bu durumda, salı grup toplantılarında kullandıkları ağır sözler yerine: Medeni olalım. Sabah komşularımıza günaydın diyelim. Karşılaştıklarımıza selam verelim, iltifat edelim, gülümseyelim şeklinde mesaj vermeleri gerekmiyor mu.  Çünkü arka teker, ön tekeri takip ediyor. 

 

YORUM EKLE

banner284