Siddet ve zulümlere ugrayan ve zindanlarda bir ömür boyu çürüyen…

Giyotinlerde, idam sehpalarinda ve savas alanlarinda can veren…

Diri diri yakilan…

Kursun ve sarapnel parçalariyla yaralanip, acilar içinde kivranarak yasama veda eden…

Atom bombasi ve nükleer tehlikeler karsisinda yiginlar halinde yasamlarini kaybeden…

Tepeden bakilan, asagilanan, azarlanan, kizilan, her türlü hakarete ugrayan, horlanan insan;

Her türlü güce ve kudrete sahip olan ve olmasini istedigine “ol” diyerek olduran Yüce Mevlamin;

Özenerek yarattigi,

Ruhundan üfledigi,

Dünyaya halife tayin ettigi,

Kur’an’i emanet ettigi,

Sah damarindan daha yakin oldugu,

Kalbiyle kendi arasinda oldugu, kuludur.

Yüce Mevlam, Hiçbir yere sigmadigi halde, insanin gönlündedir.

Müslümanlarin yapmalari zorunlu olan ibadetlerinden biri olan oruç, yilda bir kez ve Kur’an’in indirildigi Ramazan Ayi’nda, bir ay süre ile her türlü yeme ve

içme dahil bütün olumsuzluklardan uzak yasayarak, bir Müslüman’in nasil yasamasi gerektiginin göstergesi olan bir dini ibadettir.

Bu nedenle oruç, sadece gün isimasindan günes batimina kadar geçen bir süreç içinde aç ve susuz kalmak degildir.

Oruç, insanlara yalan söylememek ve insanlari aldatmamaktir…

Oruç,Öfkelenmemek ve insanlara kizmamaktir…

Oruç, iftira etmemek, fitne ve fesat sokmamaktir…

Oruç, toplumu ayristirmamak ve insanlari ötekilestirmemektir…

Oruç, insanlara tepeden bakmamak, hakaret etmemek; insanlari hor görmemek ve asagilamamaktir…

Oruç, insanlarin emeklerini, alin terlerini ve göz nurlarini çalmamaktir, sömürmemektir…

Oruç, iffetine sahip olmak ve hiç kimsenin namusuna göz koymamaktir…

Oruç, Allahüekber diyerek, can almamaktir.

Oruç, okumaktir, yazmaktir, çalismaktir, bilgi, bilim, sanat ve teknoloji üretmektir,

Oruç, adalettir.

Bu anlayis içinde, Islam dünyasinin ramazanini kutlar,tüm insanliga iyilik, güzellik ve barisa vesile olmasini dilerim.