KARAMAN’DA BAHAR

Bir zamanlar Karaman’a bahar gelince;

Bütün ilköğretim okullarındaki binlerce öğrenci Türküm, Doğruyum, Çalışkanım dizeleriyle başlayan Andımızı büyük bir coşkuyla söyleyerek, yeri göğü inletirdi.

Çocuk cıvıltıları etrafı sarardı.

Güneş, yükseklerden özgürce toprağı ısıtırdı.

Dağlar, dağ yamaçları, yaylalar ve ovalar yeşilin tüm tonlarıyla kaplanırdı.

Ekinler yeşerir, kuzular meleşirdi.

Doğa, yeşil bir deniz olurdu.

Güneyden esen rüzgârlar, insanların içini ısıtmaya başlardı.

Bütün bahçeler, bir çiçek cümbüşüne dönerdi.

Güney’den gelen leylekler, kavak ağaçlarının yükseklerine yuvalarını yapardı.

Şarözü Bağları’ndaki asma yaprakları arasında ibibikler öterdi.

Sürüler halinde uçuşan sığırcıklar, gökyüzünde dans eder gibi uçarlardı.

Kazalpa Çayı çağlar ve etrafındaki söğüt ağaçları dal budak sarardı.

Kiraz ağaçları dallarında çiçekler açar; çiçeklere arılar konar ve uçardı.

Karıncalar, ince ve siyah çizgiler oluşturarak durmadan çalışırlardı.

İlk çağlalar kamış sepetlerle sebze pazarına taşınırdı.

Karadağ, üzerindeki karlardan arınırdı.

Serçeler, çimler ve çiçekler arasına konar ve çiçekler arasında oraya buraya hep sıçrardı.

Akyokuş’ta sarı ve beyaz papatyalar açardı.

Gelincikler, Akyokuş’tan Konya Yolu boyunca tüm yerleri kızıla boyardı.

İstasyon Caddesi’nde sağlı sollu sıralanmış akasya ağaçlarında kırmızı beyaz akasyalar salkım saçak açardı.

Bahçelerde açan güllerin kokuları etrafa yayılırdı.

Böylece baharla birlikte bütün Kadınların, erkeklerin ve çocukların yüzleri gülmeye başlardı.

Şimdi, Karaman…

Bütün ilköğretim okullarındaki binlerce öğrenci tarafından Türküm, Doğruyum, Çalışkanım dizeleriyle başlayan Andımız, yasaklandığı için okunamaz oldu.

Yeşilin yerine; demir ve çimentonun oluşturduğu gri bir renk almış.

Çiçek kokularının yerini, araçların egzozlarından çıkan karbondioksit gazı sarmış.

Sevinçli ve coşkulu insanlar gitmiş; onların yerini kaşları çatık ve yüzleri gülmeyen ve birbirlerini görmeyen insanlar almış.

Çocuk cıvıltıları yerini, derin bir sessizliğe bırakmış.

Kuşlar, arılar, karıncalar kalmamış, onların yerlerini araçların korna sesleri almış.

Bağ ve bahçeler yok olmuş, yerlerinde kibrit kutuları gibi sıralanmış ve iç içe beton evler yükselmiş.

Yaşadığım Karaman yerine, içimi yakan bir Karaman kalmış.

Çok acı…

YORUM EKLE

banner284