KAYINVALİDEM

Bilmeyenler için: Kayınvalidem; kadim Karamanlıların gülümseyerek andığı merhum İğneci Emin (Canel)’in eşi Zeliha hanımdır. Anadolu’nun düşmanlardan kurtulduğu 1922 yılında dünyaya gelir. Osmanlı devrini tamamlamış, yakılan-yıkılan ülkeden hala dumanlar yükseliyor. Varlıklı bir ailenin üyesi olsa da savaşlardan nasibini almamak olur mu. Kelimenin tam anlamıyla yokluk, kıtlık, çaresizlik yılları. Yiyecek ekmek yok, haliniz nice diye soracak makam yok.
Kayınvalidemin sözlerinden, tutum ve alışkanlıklarından hayata dair doğru özetlere ulaşmak mümkün. Tecrübeleri; hazır, rafine reçetelerden istifadeye açık bedava bir okul adeta. 
İlerlemiş yaşına rağmen aklı, fikri, zihni, hafızası müthiş aynı zamanda iyi bir gözlemcidir. Evimizdeki yeni çöp kovalarını görünce memnuniyetini: Hı… Siz terakki (ilerleme) itmişsiniz ellehem (herhalde) diye ifade etmişti. 
O, kararlarını kendisi verebilir. Sağ gözünden katarakt ameliyatı olacağında, solunu da ameliyat edelim dediklerinde: O idare idiyorguzum, hem bigafayabi göz yiter diyebilecek özgüvene sahiptir. Neşelidir, eğlencelidir.
Geçenlerde televizyonda türkü okuyan (belki biraz yaşlanmış biraz bakımsız) Belkıs Akkale’ye baktı baktı: Gızım... Gadın ne hale gelmiş gördün mü. Parası galmamış bu yaşta çalışıyor bak dedi. Biz gülerken o yorumlarına devam ediyordu. Çocuk filan mı okutur garibim. Allah bilir gocası da çalışmıyordur bunun. Bizlerin kahkahalarla gülmesine az duyan kulaklarının etkisiyle pek bir mana veremedi, sadece: Ne gülersiniz gı, gülecek ne var, görmediniz mi gadını dedi.
Birkaç yıl evvel Esra Erol’un evlenme programında çiftler çay içmeye (görüşmeye) ve evlenme kararı aldıklarında: Esra bugün iyi satış yaptı demez mi.
Yine birkaç yıl evvel Çarkıfelek yarışmasını seyrederken gızım burayı (programı-stüdyoyu demek istiyor) Memet Ali (Erbil) mi çalıştırır diye sordu.
Yine Roman’ların hayatına dair Alişan ve Çağla Şıkel’in de rol aldığı Cennet Mahallesi dizisini seyrederken ciddi ciddi: Gızım bunların (oyuncuların) hepsi abdal (roman) da, Müjdat (Gezen) bunların arasında ne arar demez mi. Sen gel de gülme.
Kayınvalidem bu… kendine göre yorum yapar, bazı sözlere dilim dönmüyor diye dert etmez; dipfrize (deepfreeze) dipsirik der çıkar. Laf oraya gelmişse: Ehdiyarlayıncaartema (alzheimer) filan olmasam bari diye endişelenir. 
Gün olur, çok yaşadığından utandığı da olur. Geçen gün 98 yaşında olduğu halde ziyaretine gelenlere: 96 yaşındayım guzularım demiş. Misafirler gidince eşim: Hay anne madem yalan söyleyecektin, bari söylemişken 86 deseydin dedi. Yaşlı da olsa kadın yine kadın.
Son yıllarında ev-el işlerinden elini-eteğini çekse de her sabah kızına: Gızım bugün ne yimekyapacan diye sormadan edemez. Cevabını alınca: Yap guzum yap, adamağızlı (adamakıllı) yap. Dinli-imanlı (yağlı ve etli demek istiyor olacak) olsun der.
Misafiri sever. Kahvaltı sonrası: Bugün hangi ümmeti-müslüman gelecek bakalım diye beklentisini dillendirir. Allah’tan uzaktan yakından bir konuk çıkar gelir. 
Kıtlığı-yokluğu yaşamış biri olarak; ayıp, yazık, günah, israf duyguları yüksektir. Çocukları ona her giyecek aldığında: Almayın gı… Yazık, yarın ölüp gidecem, hem günah diye yalvarır. Geçenlerde eşim (affınıza sığınarak) balık ızgara yaptı, patates, soğan ve biberlerle tablo gibi süsledi. Yemeğe oturduk, kayınvalidem başladı ağlamaya. Ne oldu anne niye ağlıyorsun. Niye ağlayacağım gızım, bunun hepsini bir öğünde mi yiyeceğim, günah değil mi şimdi. Ben patateslerini yiyeceğim dedi. Gülelim mi ağlayalım mı bilemedik. Biz geçmiş kuşakların duygularını iyi-kötü biliyor ve anlıyoruz bereket. Durumu kızıma telefonda anlattım. Önce anlamadı sonra kahkahalardan konuşamadı bile.
Ağzı dualıdır. Allahımgayıp hazine (mevcuttan değil kenarda-kıyıda kalanlardan olacak)nden herkese vir, içinde çocuklarıma da vir. Eşimle sohbet ederken: Gız İmran ben kime iyilik ittim de Allah bana sizin gibi çocuklar virdi. Ahir ömrümde bu saltanatı bu gonforu virdi. Cevap: Anne unuttun mu; sen yoksul İbadullah’a az mı sofra açtın. Çocuksuz İmineaba’nın az mı çamaşırını yıkadım.
Her ne kadar rahatı yerinde olsa da son zamanlarda bazı yaşlılar gibi çocuklarına: Her namazınızın sonunda anneme iki yol (sağlık ya da ölüm) danbirini vir, emanetini yoklayıvir diye dua edin tembihini etmeden kendini alamıyor. 
Asırlık yorgun Osmanlı kadın kayınvalidem, uykusuz gecelerinin geçmek bilmeyen saatlerinde arada bir gönülden tüm samimiyeti ile: Yitiş (kurtar) Allah sadası gecenin karanlığında dağılır kaybolur. Bu tiyatral talep, ta ki gün ağarıncaya kadar sürer gider. 
Lakin biliriz ki: Takdir, yalnız ve ancak Mevla’nın inhisarındadır. 
Yaşayan tüm yaşlılarımızın mübarek ellerinden öpüyor, sevdikleriyle birlikte sağlık, sıhhat ve afiyette olmaları temennisi ile ebediyete intikal edenlere rahmet dileriz.  
    

 

YORUM EKLE

banner284