LUZUMLU- LÜZÜMSÜZ MERAKLARIMIZ

İnsanız ; farklı meraklarımızın olmasın doğaldır. Merak duygusu her şeyden önce insanidir. En basitinden; başkaları ne alıyor ne giyiyor’ a dair kıskançlık, dedikodu üzerinedir ki; aşırısı kişiyi yorar ve yıpratır.
Özeli olmayan insan yoktur. Kimin özeli can sıkıcı, can yakıcı olup adı üzerinde özeldir, mahremdir. Bu durum Meraklı Melahatların arayıp da bulamadığı fırsatlardır. Yedi gün yirmi dört saat deşeler, yetinmez sondaj yapar. Ayıptır söylemesi işin şeyini çıkarırlar. İnsani olabilir ama ahlaki değildir. Düzgün insanların taşıyabileceği ağırlıklardan değildir.
Her konunun konuşulmasında, tartışılmasında, merak edilmesinde fayda olan mevzular tabi ki yok değildir. Fakat konuşmasını , tartışmasını bilmediğimizden zamanla konudan uzaklaşılır, işi gereksiz ve dipsiz bir sen- ben kavgasına taşırız. 
Kimileri çıkıp: Neden hep kadın haklarından bahsedilir. Erkeklerin hakları ne olacak diye konuyu gargaraya getirir. Tartışma uzadıkça konu sulanır, iş aşağılama ve alaya gelir dayanır. Erkekler paltosuyla tartılabilirken, kadınlar neden terliklerini çıkarıp tartılırmış. İşin magazin boyutu açılmaya görsün, devamı baldan tatlıdır. Kadınların sarışın olma merakı nereden geliyor. Hatta konu : Sarışın olduğu için saçını siyaha boyatan kadın var mıdır’a kadar dayanır. Mevzuların  magazin boyutu insanı değil, ülkeyi de bozar. Televizyonların bu konuda ki üstün gayretleri (!) takdire şayandır.
Faydalı , aynı zamanda eğlenceli meraklarda vardır. Bir şarkı güzel güzel:  Elmayı top top yapalım / Kızlara bahşiş atalım derken, bir türkü neden : Ötüken yolu yokuştur/ Kafaları tokuştur/ Bize faşist diyenler/ Ya haindir ya puşttur deme ihtiyacı duyar. Anlamaya değer bir merak.
Ahmet, Mehmet gibi kolay  ve güzel isimleri dururken  varken insanlar neden : İsfendiyar, Ekmeleddin, Erendiz, Bendevi, Şahistan, Şazuman gibi gülle ağırlığında isimler alır. Ali Ok, Can Öz gibi kısa isim- soy isimler dururken, düşünmeden sarf edemeyeceğimiz Dengir Mir Mehmet Fırat, Maliki Ejder Arvas, Haşmet Bedii Kürüm diye uzatırız. İnsanın; erkekseniz teker teker gelin ulan diyesi geliyor. Kısa isimle lüzumsuzca tasarruf yapıp, uzum isimle israf yapmanın bir alemi var mı. Çünkü o da fazla, o da fazla.
Güneş Mahallesi demek yerine, Konya örneğinde olduğu gibi neden ; Piriesat Abacı  Seyit Mahallesi veya,  Işık Sokak demek varken neden : Sepvahan Sokak, Cebelcudi Sokak isimleri ile dilimizi zorlarız. Zoru seviyorum diyorsan ; otomobil yap, uçak yap şıhım. 
J harfi alfabemizin 29 harfinden biri. Peki, 28 harf sonsuz defa kullanılırken J harfi kullanımı neden  neredeyse Jale, Julide ile sınırlıdır. Yoksa J harfi alfabemize bilerek sokulmuş kökü dışarıda bir ajan harf  mi bilmem hiç merek ettik mi.
Ses ve saz sanatçıları şef olmadan çalıp söyleyemezler mi koca koca icracılar, koca koca sazcılar bir koro şefinin dayamasıyla duruyorlarsa, bırakalım düşsünler. Zaten merakımız muhtelif, bir de onları düşünmeyelim.  Bu arada hafif gırgır bazen iyi gider diyelim. 
Hastanelerde duyuru ve ilanlar neden yara bandı ile asılır. Resmi kurumlarda duvar saatleri neden çalışmaz, eğer çalışıyorsa neden ya bir saat geri ya da bir saat ileridir. Meraksa merak.
Adam adamı öldürmüş. Zaten inkar da etmiyor ama beşinci defa hâkim karşısına çıkıyor, altıncı  duruşma ileri ki bir tarihe erteleniyor. Sonra  salağa yatıp: Dava dosyaları neden birikiyor geyiği yapılıyor. Perşembenin gelişi çarşambadan belli değil mi muhterem. Merak etmemek mümkün değil.
Ringlerde ölen boksör varken boks sporu (!) neden en azından ülkemizde yasaklanmaz. Üzerinde durulmaya değer.
50 yıl önce dedemin Pınarbaşı köyünde ki bağlarına gittiğimizde dağlarda keklikler aylak solo- koro konser verirlerdi.  Özellikle kara avcılığı, hiç abartmadan söylüyorum neden en az 50 yıl  yasaklanmaz diye hiç aklımıza gelir mi. Sis  hiç kuş etinden doyan, geçimini  sağlayan gördünüz mü.
Afyon, Kütahya neden Ege Bölgesin de. Isparta-Burdur neden Akdeniz Bölgesin de. Eğer doğru bölgede iseler , bu ilin insanları paltoyla titrerken aynı bölgenin diğer insanları neden hırkayla gezer. 
Mersin il merkezi ise, İçel neresi. Antakya il merkezi mi, eğer öyle ise Hatay neresi. Aynı  şekilde Kocaeli- İzmit ve Sakarya – Adapazarı arasında ki bağıntıyı bir bilen anlatsa da bizde anlasak iyi olmaz mı. 
Türkiye 7 coğrafi bölgeden oluşurmuş. İyide, bu bölme işini kimler yapmış ve bölge adlarını kimler koymuş. Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi derken  birilerinin uzun vadeli bölme projelerine hizmet etmiş olmuyor muyuz. 
Siyasetin bitmeyen gündemi bilerek mi köpürtülüyor. Maksat, harp olsun vatan kurtulmasın mı. 
Meraksa , alsana bir sürü merak. Zaten Karamanlı yeri geldiğinde : Iccık da sen merak  it dimez mi. Hadi bakalım ıccık merak idelim.

 

YORUM EKLE

banner284