MAHALLE SAHİPLERİ

Her mahallenin belediyeler tarafından çizilmiş sınırlar içerisinde oturan mal sahibi veya kiracıları bulunmaktadır. Bu aileler de oturdukları mahallelerin sahipleridir. Ayrıca her mahallenin de bir muhtarı ve heyeti vardır onların sahiplenmesi ise kanuni olduğu kadar da kendi meskeni gibi sahiplenmesidir. 
Her mahallede elbette ki fakir de var zenginde var, esnafta var çiftçi de var, memur da var ama bunlar arasında bir kibir, bir yükseklik gururu yoktu hepsi de birbirlerinin yardımcıları ve kardeşleri arkadaşları idiler. Bütün bu samimiyetler arasında bazı hır gür olaylar, bağrışlar ve de kavgalar olmaz olur mu? Ama gelin bu hiçbir zaman kine ve küslüğe dönmezdi. Çünkü mahalle kültüründe mahalle büyükleri bu gibi meselelere meydan vermezlerdi. 
Kültürün, sevginin çoğalması, iş hayatının yürümesi, sanatın ve zanaatın çoğalması da bu mahalle birliğinde ileri gelmektedir. Mahalle de fakir olup da okumaya yani tahsilini yukarılara kadar yapamayacak çocuklara da başta muhtarlar ve o mahallenin zengin kişilerin yardımlarıyla gerçekleştirildi. 
Mahalle sahiplerinde ki birlik ve beraberlik bayramlarda olduğu kadar ölümlerde düğünlerde ve diğer meselelerde de vardır. Dini bayramlarda bayram namazından sonra o mahallenin saygın olan bir aile reisi cemaati evinde bayram yemeğine davet ederdi. Bu davete herkes gelmek zorunda değil ama birlik ve saygınlıktan dolayı gidilir yenir, içilir, yapılır dağıtılırdı. Artan yemekler de yine mahalle fakirlerinin evlerine gönderilirdi. 
Bu mahalleye sahiplenme doğumlarda, düğünlerde ve ölümler de çeşitli yardım ve birleşmelerle yapılırdı. Dayanışmaları uzun uzun yazmama gerek yok sanırım.  
Her mahallede sokaklar, caddeler ve alanlar vardır. Buralara hediyelerle sokak isimleri, cadde ve meydan isimlerini bir tabelalara yazarak sokak ve cadde girişlerine ve sonlarına duvarlara çakarlardı. Kapı numaraları da sokak girişlerinin sol tarafına tek numaralar sağ tarafına da çift numaralar verilerek çakılır ve böylece PTT gibi kuruluşlara yardımcı olunurdu. Bunlar belediyelerin yaptığı işlerdi amma ve lakin gelin bakın bakalım bizi mahalleliler kendi sokaklarına ne adlar vermişler. 
Benim doğup büyüdüğüm, yaşadığım mahallem Sakabaşı Mahallesi’dir. Halen buraya imar girmemiş yıkık viran, bakımsız olduğu kadar  da ilgilenilmeyen bir Karaman tarihinin en eski mahallerinden biridir. Şehrin sulama, içme ve çeşme sularının dağıtımının başlangıç yeri de bu mahalledir. Fisandun deresinin ve bunun üzerinde kurulu bulunan çok sayıda bulgur haneler bulunmaktaydı. (Şimdiki valilik binası ve çevresi) Her neyse biz gelelim bu mahallede ki sokak isimlerine ( Bu isimleri mahalleli kendisi kullanırdı) sokak ve cadde isimleri şöyle; Çikinin Mehmedin sokağı, aşık sülünlün sokağı, kuşların sokağı, efe dayının sokağı, Osman hocanın sokağı, sağırların sokağı, Özdemir ve çeliktaşların sokağı,  çayırlık sokağı, tekkeli ayışın sokağı, dağılar sokağı, bekçi bayram çıkmazı, hocanın Halil ünver sokağı, dağlı koca sokağı, koraşlar caddesi, kışla caddesi, nuh paşa camii caddesi, gölyeri caddesi, bulgur haneler semti, söğüt altı çimento ve ağa değirmeni semti, tolaman meydanı, kıratlı meydanı, kümbetler meydanı, mut yolu ve deve sulağı yolu, kızıllar yolu, kasabalı fadim sokağı ve dar sokak gibi isimleri söylerlerdi. 
Tabi ki her mahallede gençler ve çocuklar oyun oynayacaklarında birbirlerine bu isimleri söylerler ve toplanırlardı. 
Bu ifadelerle be sayın belediye yetkililerinden isteğim bir an evvel sokak başlarına (bazı şehirlerde görüyoruz) mahalle isimleri ve numaralarını yazarak asmalarıdır der okuyucularımı geçmiş zamandan bugüne getirebildiysem ne mutlu bana…

 

YORUM EKLE

banner284