MERAK ETTİKLERİMİZ

Merak duygusu faydalı bir şeydir. İnsanı, merakını gidermek için sorup-araştırmaya sevkeder. Bu duygu sadece öğrenmeye değil, bireyin gelişimine ve giderek büyük-küçük icatlara-buluşlara kapı aralar.
Fakat başta ben olmak üzere, insanlar sorup araştırmaya, bilgiye ulaşmaya, öğrenmeye meyilli değillerdir. Kitaba, sözlüğe bakmaz, benim gibi teknoloji  fukarasıdır google’dan anlamaz. Kahir ekseriyet tembellikten; ayağıma gelirse belki o zaman öğrenmeyi düşünebilirim, diye düşünen hazır alıcı durumundadır.
Durum böyle olunca; konuyla ilgili konuşanlar, haber-yorum yapanlar, hikaye, roman yazanlar, ilgililer ve bilumum bir bilenler kullandıkları terimleri, benzetmeleri açıklamalılardır. Konuların neden sonuçsuz kaldığını, yaptıkları şeyi neden öyle yaptıklarını söylemelilerdir. Bu, en azından öğrenip-anlamaya meyli olanlara faydalı olur. 
Misal mi? Ganimet gibi… 
Televizyon ve radyoda olayla ilgili soruşturma açıldı, sorumlular hak ettiği cezaya çarptırılacak denir, çarptırıldığını söylemezler.
Güvenlik güçleri zanlıyı götürürken-otomobile bindirirken kafasına kuvvetlice bastırırlar. Neden? 
Arada bir falan bölgede petrol-doğalgaz bulundu derler. Biz fakirler: Yırttık abicim, yırttık diye sevinir ümitleniriz. Sonraki günlerde çıkarmaya başladık yahut rezervler yeterli değilmiş demezler. Engelleniyorsa engelleniyoruz hiç demezler. Her Allah’ın günü gündeme gelen sayısız gelişmeler yüzünden konu zamanla gündemden düşer, unutulur gider. 
Uçak düşer, sebebi, kara kutusu incelenince belli olacak denir. Tık çıkmaz.
Bölücü örgütün büyük bir grubu takibe alındı-çembere alındı diye yazılır-çizilir. Nasıl bir çemberse neticeye ait tek haber göremeyiz. Buharlaşıyorlar mı? 
Kimi çıkar ortaya: Elimde, Türkiye’yi sarsacak dosyalar var. Konuşursam, davulunu çalar. İddia çok zaman havada kalır. Eğer gerçekten, kanunsuz bir durum varsa bunun açıklanmaması kişinin keyfine bırakılabilir mi, bu suç teşkil etmez mi? 
Siyasiler konuşurken ağızlarını neden kapatırlar. Koca koca adamlar ayıp şeyler mi konuşuyorlar yoksa? 
Liderler-siyasiler yürürken-konuşurken arkalarında neden bir yığın adam olur. Kalabalık mı görünelim, arkamız çok mu demeye getirirler?
Liderlerin oturacağı koltuk görevli tarafından neden önce arkaya çekilir, sonra öne sürülür. Herkes gibi koltuğa kendileri oturamazlar mı? 
Liderler makam araçlarına inip-binerken görevli arabanın kapı tavanına eliyle önlem alır. Değilse kafalarını filan mı vururlar? 
Topal ördek ne demek? Eğer bizim bildiğimiz doğuştan kalça çıkığı filan değilse, aslı ne?
Pelikanlar Grubu belgesellerde izlediğimiz pelikanlardan oluşan bir topluluk mu, öyle değilse nedir? 
Demokles’in (kimileri demokrasinin diyor) kılıcı gibi başımızın üstünde sallanıyor, ne demek? Demokles nedir, insan mıdır, eğer öyleyse kimlerdendir? Sonra niye sallanıp duruyor? İki çivi, zımbala gitsin. Bak o zaman sallanıyor mu. 
Gardrop Atatürkcülüğü derken; kimilerinin istediği zaman giyip-çıkarabildiği elbise mi anlayacağız?
Tatlı Su Milliyetçiliği sadece musluk suyu içenlerin yapabildiği milliyetçilik midir? Burdur Gölü’nün sodalı suyunu içerlerse dokunur mu?
Eşyanın tabiatına aykırı ne demek? Bu eşya ev eşyası mı yoksa mutfak eşyası mıdır? 
Eskiden eve bakmak-ata binmek diye bir şey varken, bu ev bakmak-at binmek de nereden çıktı. İnceltme-yumuşatma işareti şapka(^) neden kalktı? Dil canlı bir varlıktır, tamam da, bir müslüman çıksa da gerekçelerini açıklasa günah mı olur.
Silikon Vadisi… Silikon Vadisi… bu vadi nerede? Bu vadide, silikon veya eskilerin siliksiyon dediği yapıştırıcı filan mı üretilir? Açıklansın. 
Muz Cumhuriyetlerinde sadece muz mu yetiştirilebiliyor, yoksa başka meyveler de yetiştirilebiliyor mu? 
Afrika Kıtası’nın, erken kalkanların darbe yaptığı bir kıta olduğunu söylüyorlar. Ne yani, öğlene kadar yatanlar ağız tadıyla bir darbe yapamayacaklar mı? 
Ahali, bu ve buna benzer yüzlerce soruyu dehşet bir şekilde (umarım) merak ediyor.
Ben aracıyım başlarda söylediğim dileğimi tekrarlıyorum: mevzuyu ortaya getirenlerin, mevzu ile ilgili yan bilgileri, dip notlarını herkesin bilmediği-hatta bilmek zorunda olmadığı şeyleri mevzu içinde-akabinde açıklanması yerinde olmaz mı. Ekseriyetin hazır lopçu olduğu, armut piş ağzıma düş kıvamındaki bilgiden korkan topluma yardımınızı esirgemeyiniz. Yapılan her şeyin fabrika fiyatına-millet menfaatine olması gerekmez mi. Hem sevap olur sonra.

YORUM EKLE

banner284