ÖNCE SAĞLIK

“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”Der, Osmanlı Sultanı Kanuni.

Evet, parayla satın alamayacağımız ve de parayla satamayacağımız tek değer, sağlığımızdır. Sağlığımızla ilgili tüm gelişmeleri tıp alanına girer. Zira “Tıp” alanında; Batı ve Doğu’da görülen gelişmeler, sağlıklı bir yaşam sürdürmemizi sağlamıştır.

Sağlık alanında yapılan çalışmalar ve gelişmeler:

HİPPOCRATES M Ö 460

Hippokrates, günümüzde tıbbın babası olarak kabul edilir.

Aristoteles'in öğrencilerinden Menon ise yazdığı tıp tarihinde Hipokrat'ın hastalıkların nedeni konusundaki görüşlerine özel bir yer verir. Menon'un aktardığına göre, Hipokrat'ın temel hastalık kuramı; yanlış beslenme sonucunda sindirilemeyen bazı artıkların buhar çıkardığı, bu buharların vücuttan atılamayarak hastalıklara yol açtığı şeklindedir. Hippokrates tarafından yazıldığı kabul edilen "Corpus Hippocraticum" (Hipokrat'ın Toplu Yapıtları) adlı yapıtı milattan sonra onuncu yüzyıldan kalmadır.

HEROFİL M.Ö. 335-280

Herophilos, Latince Herophilus olarak da bilinir, en eski anatomistler arasında kabul edilen bir Yunan doktorudur. Chalcedon'da doğdu, hayatının çoğunu İskenderiye'de geçirdi. İnsan kadavralarının bilimsel diseksiyonlarını sistematik olarak yapan ilk bilim insanıdır.

BERGAMALI GALEN 129-216 Tıp doktoru, bilim insanı ve filozof olan Galen, Antik Roma'nın en önemli hekimlerindendir. Deneysel fizyolojinin kurucusu ve dünyanın ilk spor hekimi olarak kabul edilmiş ve Hekimlerin İmparatoru, Şeyhû’s Seyadile (hekimlerin babası) gibi unvanlarla anılmıştır. Galen’in tıbbi görüşleri “Galenizm” olarak adlandırılır ve yüzyıllar boyunca tıpta etkisini sürdürmüştür. Tıbbın yanı sıra farmakoloji alanında da yeni teoriler geliştirmiştir.

İBN-İ SİNA 980 1037

Buhara’nın (Özbekistan) Efşene köyünde 980 yılında doğan ve Hamedan (İran) şehrinde 1037 yılında hayata gözlerini kapatan İbn-i Sina tıp, astronom, filozof ve bir yazardır. Başta tıp ve felsefe olmak üzere değişik alanlardaki çalışmalarını kapsayan 200 kitap yazdı. İbn-i Sina, Batılılar tarafından Ortaçağ Modern Biliminin kurucusu ve hekimlerin önderi olarak bilinir ve Büyük Üstad ismiyle tanılır.

İbn-i Sina’nın tıp alanında yazdığı Tıbbın Kanunu (El-Kanun fi’t-tıb) adlı eseri, yedi yüz yıl boyunca temel kaynak olarak değer buldu ve 17. yüzyılın ortalarına kadar tıp biliminde bir temel eser olarak okutuldu. İbn-i Sina, tıp alanındaki araştırmaları sırasında bazı hastalıkların bulaşmasında, göze görünmeyen bir takım yaratıkların varlığını ortaya çıkardı. Şifa adlı 18 ciltlik eseri ise bir felsefe ansiklopedisidir.

İBN NEFİS 1210-1288

Orta Çağın en büyük fizyoloğu" olarak görülen İbn Nefis, tıp alanında çok büyük çığır açtı. Pulmoner dolaşım ile birlikte kılcal damar ve koroner dolaşımları da ilk keşfeden kişi oldu. Bunlar, dolaşım sisteminin temelini oluşturmaktadır; nitekim kendisi bu keşifleri sebebiyle dolaşımsal fizyolojinin babası sayıldı. Ayrıca İbn Nefis, deneysel tıbbın, postmortem otopsinin ve insan diseksiyonunun erken savunucularındandır. Metabolizma kavramını ilk tanımlayan kişi olan İbn Nefis, ek olarak da, İbn-i Sina ve Galen'in anatomik ve tıbbî sistemlerinden ayrılan yeni fizyoloji, anatomi, psikoloji ve nabız sistemleri geliştirdi. Bu sistemlerde kendisinden önceki hekimlerin ortaya attığı veya kabul ettiği çeşitli fizyolojik, anatomik vs. hatalara hiç vermedi., Yeni fizyoloji sisteminde vücut bölgelerini betimlemek için çeşitli şemalar ve şekiller kullandı.

AKŞEMSEDDİN (1389-1459)

1389-1459 yılları arasında yaşayan Akşemseddin, II. Mehmet’in (Fatih) danışmanlığını ve öğretmenliğini yapan bir bilim insanıdır. Tasavvufta ve bilimde olduğu gibi eczacılık ve tıp alanlarında da uğraşlarda bulunan Akşemseddin, yalnızca beden hastalıklarında değil, ruh hastalıklarının da hekimi idi.

WILLIAM HARVEY: 1578-1657

Harvey, kan dolaşımını ve kalbin işlevini keşfeden İngiliz hekimidir. 1628’de basılan büyük eseri “Hayvanlarda Kalbin Ve Kanın Hareketleri Üzerine Bir Anatomi Risalesi” anatomi tarihinin en önemli kitabı olarak haklı bir üne sahiptir.

Harvey, aynı kanın her defasında kalpten geçerek, vücutta sürekli dolaştığını kavramıştı. ( kılcal damarlar, İtalyan biyoloğu Malpighi tarafından Harvey’in ölümünden birkaç yıl sonra keşfedilmiştir.)

Harvey, embriyoloji üzerinde de çalıştı. Dikkatli bir gözlemciydi ve 1651’de yayımlanan “Hayvanları Üremesi Üzerine” adlı kitabı modern embriyoloji çalışmalarının başlangıç noktasıdır.

ANTHONY VAN LEEUWENHOEK: 1632-1723

1632 yılında Hollanda’nın Delft kasabasında doğan Leeowenhoek, mikropları keşfeden bilim insanıdır. Leeowenhoek, 1674 yılında, yaptığı gözlemlerde

mikropların; kuyularda, göllerde, yağmur suyunda, insanların ağızlarında, bulunabileceğini ve çeşitli bakterileri ve pratozoa türlerini tanımladı ve büyüklüklerini hesapladı. Ayrıca Leeowenhoek, “Spermatozoa”yı tanımlayan ilk kişi olmasının yanı sıra 1677 ve alyuvarları tasvir eden ilk kişiler arasında da bulunan biriydi.

Leeowenhoek’un en büyük keşfi, mikroskopla gözlem yapmayı hobi olarak benimsemesiyle ortaya çıktı. Birleşik mikroskobun O doğmadan bir kuşak önce icat edilmiş olmasına karşın, Leeowenhoek, bunların yerine odak mesafeleri çok kısa olan küçük mercekleri dikkatle ve yüksek hassasiyet elde edilecek şekilde biçimlendirdi ve böylece eski mikroskopların hepsinden çok daha yüksek çözünürlük elde etti. Yaptığı merceklerden günümüze kadar gelebilen bir tanesi 270 misli büyütme gücüne sahiptir.

EDWARD JENNER: 1749-1823

İngiliz hekim Jenner, insanların çok korktuğu çiçek hastalığına karşı aşı geliştiren ve bu aşının yaygın olarak kullanılmasını sağlayan böylece sağlık alanında önemli katkıları olan bir bilim insanıdır

WILLIAM T.G. MORTON: 1819-1868

Amerikalı tıp alanında buluşlarıyla ünlenen Morton, ameliyatlarda anestezi kullanılmaya başlanmasında en fazla payı olan kişidir.

JOSEPH LISTER: 1827-1912

İngiliz cerrah Lister, cerrahide antiseptik kullanımını başlatmıştır. Lister, Karbolik asidi mikrop öldürücü olarak kullandığı bir dizi antiseptik uygulama yöntemi geliştirdi. Her ameliyattan önce ellerini dikkatle temizlemekle kalmadı, alet ve giysilerin de tamamen temiz olmasını sağladı.

SIGMUND FREUD: 1856-1939

Çek olan Freud, psikanalizimin kurucusudur. İlk kitabı “Histeri Üzerine Çalışma” ancak 1885’de ortaya çıktı. Ardından gelen “Rüyaların Yorumu” adlı kitabı, 1900’da yayınlandı ve özgün eserlerinden biri oldu.

1938 yılında, Naziler Avusturya’ya girdiler. Yahudi olan Freud Londra’ya kaçmaya mecbur kaldı, ertesi yıl öldü.

ALEXANDER FLEMİNG: 1881-1955

Penisilini bulan kişi olan Fleming, İskoçya ‘da doğdu. Fleming, enfeksiyonları inceledi ve birçok antibiyotik türünün vücut hücrelerine mikroplara verdiğinden daha fazla zarar verdiğini gördü. Bakterileri öldürecek, ancak insan hücrelerine zarar vermeyecek bir maddeye gereksinim olduğunu gördü.

Fleming, 1928 yılında laboratuarda hazırladığı stafilokok bakterisi kültürlerinden biri havayla temas etmiş ve üzerinde küf üretmişti. Fleming, kültürün küfün hemen etrafındaki bölümde, bakterilerin eridiğini gördü. Doğru bir çıkarmayla bu durumun, küfün stafilokok üzerinde toksik (zehirleyici) etkisi olan bir madde üretmiş olduğunu kanıtlayabileceğini düşündü. Kısa süre sonra aynı maddenin birçok zararlı bakteri türünün çoğalmasını durdurduğunu gözlemleyebildi. Ürettiği küften dolayı penisilin olarak adlandırdığı bu maddenin hayvanlar ve insanlar üzerinde toksik etkisi yoktur.

İnsanın en temel hakkı; sağlıklı yaşama hakkıdır. Ancak ülkemizde oluşan fiziki ve sosyal kirlilikler, ayrıca, beslenme konusundaki yetersizlikler nedeniyle, hastalıkların türleri ve hasta sayısı artmaktadır.

Özellikle çocuk bakımı konusundaki duyarsızlık, çocuk ölümlerinin artmasını beraberinde getirmektedir.

Ülkemizde, yeter sayıda hekim mevcut değildir. Devlet Hastaneleri’nde bir hekim, günde yaklaşık olarak seksen doksan hastayla ilgilenmek durumunda kalıyor. Ayrıca Devlet Hastaneleri’nde gerekli olan hayati öneme haiz ilaçlar da bulunmamaktadır.

Böyle bir tempoda çalışan hekimler, aileleri ve çocukları için nasıl zaman ayıracaklar. Ayrıca, hekimlik alanlarında, kendilerini geliştirebilmek için gelişmeleri nasıl takip edip, hastalara yararlı olacaklardır.

Ülkemizdeki sorunların birinci sırasını sağlık sorunları almaktadır. Umarım sorun kısa zamanda çözüme kavuşturulur ve sağlıklı nesiller yetişir.

Sağlık mensuplarının Tıp Bayramlarını kutluyorum.

YORUM EKLE

banner284