Ünal ve Uçar yayinladiklari ortak mesajda, “Her yil oldugu gibi 3 Aralik Dünya Özürlüler Gününü farkli etkinliklerle ele aliyoruz. Birçok özel egitim kurumunda, bakanliklarda, televizyonlarda bu güne yönelik etkinlikler yapilmaktadir. Engelliler için kurulmus dernekler, federasyonlar ve üst örgütleri bu günler çerçevesinde toplumu bilgilendirme çalismalari yapmakta. Nüfus sayimi esnasinda ülkemizde yasayan özürlülerin sayisi belirlenmeye çalisilmis ancak tam saglikli bir sonuç elde edilememistir. Bu durum aileler tarafindan saklanilmakta, çocuklarini evde tutmakta ve onlari gerçek hayattan yoksun etmektedirler. Ailelerin bu tavri engelli sayisini tam olarak ortaya çikartamamaktadir. Ülkemizde tekerlekli sandalyelileri az görenleri hiç görmeyenleri az veya hiç isitmeyenleri engelli olarak görmekteyiz. Ancak kalp hastaliklari böbrek hastaliklari kanser vb... hastaliklari engelli olarak kabul etmiyoruz. Çünkü bu durumda aileler ve bireyler hala ümitlidirler. Lakin engelli birey karsisinda ümitsizlik engeli engel olarak görmeyi gerektirmektedir. Degistiremeyecegimiz engellilik karsisinda bireyleri daha çocukluk yastan baslayarak egitmeli onlara özürlülügün nedenlerini en iyi sekilde anlatmaliyiz. Her insanin bir özürlü adayi oldugunu düsünürsek yapilacak çalismalar daha fazla önem kazanmaktadir. Ülke nüfusunun büyük bir oraninin engelli bireylerden olustugunu düsünürsek maalesef bunlarin çok az bir kisminin egitim olanaklarindan yararlandiklarini görmekteyiz. Engelli haklarini tam olarak bilmemekteyiz. Buna karsilik Avrupa Birligine girmeyi düsündügümüz su günlerde Avrupa da engellilerin tamamina yakin bir kismi egitim olanaklarindan yararlanmaktadirlar. Hatta bireylerin gidemedikleri durumlarda egitim olanaklari bireyin kendi yasadigi mekâna kadar gitmektedir. Iste bu bizim egitimde firsat esitligine ne kadar önem verdigimizi açikça göstermektedir.

Egitimin yani sira engellilerin karsilastigi birçok sorun mevcuttur. Ortopedik engelliler için düzensiz ve yüksek kaldirimlar görmeyenler için metroda dikkat edilmesine ragmen otobüslerde göz ardi edilen durak söyleme sistemleri para tanimadaki zorluklar istihdamdaki zorluklar, bankalarda erisebilirlik, binalara erisebilirlik gibi... Aslinda bu sorunlarin birçogu çok az para ve enerji harcanarak düzeltilebilir. Teknolojinin hizli gelisim pastasindan küçük bir dilim engellilere ayrilmistir. Son zamanlarda kullanilan sesli bilgisayarlar sesli tansiyon aletleri sesli mutfak tartilari, sesli renk tanima cihazlari, sesli yön bulma (gps) cihazlari, özel haritalar gibi. Sonuç olarak engellilere sunu söylemek istiyoruz: birçok engelli yasitlarina karsin bir çok konuda geri kalmislardir. Bu açigi kapatmak için engellilerin daha çok çalismasi gerekir. Siz engelli olmayan kisilere de düsen görevler var: Engellilerle yan yana geldiginizde onlari anlamaya çaba gösterin. Aciyarak degil tanimak amaciyla onlara yaklasin. Belki onlar konusmakta çekingen olabilirler. Siz ilk adimi atarak bu paylasimi kolaylastirin. Sunu unutmayin: onlar sizin gibi bir insan. Sadece bazi organlarini tam kullanamiyorlar...

Toplumumuzu ancak çok çalisarak, tüketici olmaktan üretici konuma geçirerek daha ileriye götürebiliriz” dendi.