Göksoy, “Geçtigimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Sayin Kemal Kiliçdaroglu partisinin 35. Olagan Genel Kurultayinda ve ardindan Grup toplantisinda ülkemiz siyasetinin gelecegi açisindan son derece talihsiz açiklamalarda bulunmustur. %52’lik oy oraniyla milyonlarin destegiyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk seçilmis Cumhurbaskanina yapilan hakaret ile sadece ona oy verenler rencide edilmemistir. Onun sahsinda yüce devletimiz, aziz milletimiz ve bin yillik kadim devlet gelenegimiz agir hakaretlere maruz kalmistir. Türkiye Cumhuriyetini ve vatandaslarini yani cumhuru en üst noktada temsil eden yüce degerimize saldiri asla kabul edilemez. Bu üslubuyla Sayin Kiliçdaroglu, Cumhuriyet Halk Partisinin kurulus degerleri olan, alti okun maddelerini de ayaklar altina almistir. Hakaret ederken kullandigi; ‘Namus ve Seref’ kavramlarinin halkimiz için ne kadar hassas degerler oldugunu, bu ülkede siyaset yapan her sorumlu insan bilir. Ancak Sayin Kiliçdaroglu kendi koltugunu garanti altina almak için, türlü senaryolarla hazirlandigi kongresinde ve ardindan bir arada tutamadigi partisinin grup toplantisinda, yetersizligini örtbas etmek için kendine çirkin bir yol olan hakareti seçmistir. Kendisine bu yöntemden vazgeçmesini ve milletimizin karsisina temiz bir dil ile çikmasini öneriyoruz! Buradan soruyoruz bugüne kadar tanidigimiz hangi ana muhalefet lideri, devletimizin ve milletimizin degerlerine bu ölçüde hakaretlerde bulunmustur? Baska devletlerin büyüklerine gösterilen tazimin, hiç olmazsa benzerini bu millet de hak etmektedir. Sayin Kiliçdaroglu bir gün cumhurbaskanimiza, diger bir gün basbakanimiza, hatta bir baska günde kendi partisinin vekiline bile “Tabloyu kim indirdi?” diyerek haksiz saldirilarda bulunabilmekte, bu sekilde ülkemizin yogun ve ciddi gündemini mesgul etmektedir. Seçilmis bir kadin vekilin sadece yapmis oldugu bir tespitten dolayi, kesin ihraç talebiyle disipline verilmesi, partisinin ne kadar özgürlüklere karsi oldugunun bir göstergesidir. Sayin cumhurbaskanimiza hadsizce diktatör diyen sayin genel baskan bu karariyla demokrat mi oluyor! Buradan anliyoruz ki temel sorun aslinda Sayin Kiliçdaroglu’nun deger yargilarini, insafi ve hakkaniyeti bir tarafa birakip, derinligi olmayan gündelik siyaseti tercih etmesidir. Kendisine tavsiyemiz artik bir ana muhalefet liderine ve devlet adamligina yakisan bir durus ile siyaset yapmasidir. Bu topraklarin degerlerine biraz saygisi varsa, milyonlarca sivili katleden, milyonlarcasini da yurdundan eden katil Esed’in arkasinda durmaz! 30 yili askin bir süredir PKK terör örgütünün öldürdügü binlerce cani, yakip yiktigi sehirleri ve sehit ettigi askerleri görmezden gelerek; PKK’yi Filistinlilerle bir tutan ve özgürlük savasçisi olarak belirten bildirgeleri desteklemez! Kürt halkinin baskilarindan yildigi PKK’ya, PYD’ye ve YPG’ye “Vatanini kurtarmak için örgütlenmis bir olusum” demez! Türkmen Dagi ve Halep bombalanirken susmaz! Devletin bekasina her türlü saldirilari yapan paralel örgütün destekçisi olmaz! Ve milli degerleri ayaginin altina alarak ülkesini yurtdisinda sikâyet etmez! Sayin Kiliçdaroglu bahse konu olan hakaretleriyle; Anayasa, Türk Ceza Kanunu ve Uluslararasi Sözlesmelerle güvence altina alinan; ‘Kisinin maddi ve manevi degerlerinden olusan toplum nezdindeki seref ve haysiyetiyle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskani’nin sayginligini korumaya yönelik Türk Ceza Kanunu’nun 299.cu maddesinde Hükmü bulunan ‘Cumhurbaskani’na hakaret’ suçunu islemistir. Sayin Kiliçdaroglu’nu Bir Dünya lideri olan, Kurucu Genel Baskanimiz ve Cumhurbaskanimiz Sayin Recep Tayyip Erdogan’a karsi yaptigi hakaretlere son vermeye ve Türkiye Cumhuriyetinin tüm kutsal degerlerine saygili olmaya davet ediyoruz” dedi.