Ünüvar açiklamasinda, “Yüce divana gidilmemesi yolsuzlugu kabullenmektir. Masum olan insanlar adalet önünde hesap vermekten korkmaz. Yolsuzluk komisyonuna katilan her partiden Milletvekilinin vicdanina güvenmek istedik. Bir Milletvekili tüyü bitmemis yetimin hakkini yedirtmez, toplum adina millet adina kamu kaynaklarinin ve devlete dair tek kurusun hesabini sorar, sormali diye düsündük. Oysa gelinen noktada çogunlugunu kendilerinin atadiklari isimlerden olusan bir mahkemede bile yargilanmayi göze alamayan, yolsuzluklarin, hirsizliklarin, rüsvetin ve ahlaksizligin hesabini sorma bilinciyle hareket etmeyen sözüm ona kendini milletin vekili sayan kisiler olmustur. Biz AKP içerisinde bazi isimlerin ‘’Ben olsam yüce divana giderdim’’ veya ‘’Komisyonda vicdanima göre oy kullanacagim’’ seklindeki açiklamalarini önemli gördük, bunun gerçeklestirilmesinin dürüst namuslu karakterlerin varligi açisindan bir dönüm noktasi olabilecegini düsündük. Nitekim aklanmayi tercih etmeleri gerekenlerin rüsvet ve yolsuzluk operasyonlarindan yakayi siyirmaya gayret ettiklerine sahit olduk. Konusmalarinda hukuk sevdalisi olduklarindan dem vuranlar üzerlerine yapisan rüsvet iddialarindan arinamadigi gibi Savcilar açiga alinmaktadir, polislere operasyon düzenlenmektedir. Gazetecilerin evlerine baskinlar düzenlenmektedir. 4 eski bakan için utanç verici bu kararla Bakanlar korunmus ve milli vicdan igfal edilmistir. 9 üye hukuk cinayeti islemis, isimlerini lekelemislerdir. Konu kesinlesmediginden dosya TBMM’nin önüne gelecektir. Iste o zaman kendisini namus timsali gösteren, kimi zaman aglayan, o bakanlari o milletvekillerini ayri ayri görecegiz. Hepsinin vicdanlarina nasil hâkim olduklarini görecegiz. Kimin talimat verdigini, 17–25 kadrosunun gerçek yüzünü Meclis’te yapilacak oylamada görecegiz” dedi.