Konuyla ilgili olarak Hastaneden yapilan açiklamada, “2003 yilinda Hilterapia ye hem teknolojik bir yenilik, hem de terapötik bir metod oldugu için ABD’de patent verilmistir. Bu yüzden Hilterapia resmen dünya çapinda benzersiz bir tedavi yöntemi olarak taninmistir. Türkiye’de çok az merkezde olan bu tedavi sekli hastanemizde de uygulanmaya baslanmistir. Patentli Hilterapia; benzersiz özellikleri ile diger tedavi yöntemlerinden çok daha fazla avantaj sunmaktadir. Hilterapia ile güvenli bir sekilde tepki vermeyen dokulari canlandirma ve diger tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldigi patolojileri basarili bir sekilde tedavi etmek mümkündür. Hilterapia gerçek dikey enerji olarak tanimlanabilir. Çünkü diger tedavi tekniklerinin ulasmasinin imkansiz oldugu derin bölgelere hemen etki eder. Yüksek enerji miktari en derin tabakalara ulasirken, tedavi edici etkisini de sürdürür. Iste bu yüzden Hilterapia, derin patolojileri tedavi etmek ve agriyi tamamen yok etmek için en etkili yöntemdir. Hilterapia da enerji, tedavi edilen dokunun tamamina hemen etki eder. Sonuç olarak doku stimülasyona direkt olarak cevap verir ve tüm hücrelerde ayni anda ayni tepkiyi verir. Agri ve ödem yok olur ve hareket ilk seansta bile geri kazanilir. Sadece Hilterapia da bulunan özellikler ile fotomekanik, fotokimyasal ve fototermal etkiler ayni anda görülür. ABD patentli ve FDA onayli olan Hilterapia hizli, etkili, ve güvenli bir tedavi sunmaktadir” dendi.
Kas-iskelet istemi kaynakli tüm agrili durumlarda kullanilabilen Hilterapia baslica;
-Topuk Dikeni
-Bel ve Kalça Agrilari
-Boyun ve sirt Agrilari
-Diz Agrilari (Kireçlenme)
-Bel ve Boyun fitigi
-Omuz Agrilari
-Dirsek Agrilari
-Ayak ve El Bilegi Agrilari
-Ezilme – Çarpma Agrilari ve ödem tedavilerinde kullaniliyor.
Hilterapia da seans sayisi hekim tarafindan belirlenmekte, ortalama 5 seansta tamamen iyilesme saglanabilmektedir. Ancak ilk seanstan itibaren agrilarda yüzde 60–70 oranlarinda azalma görülebiliyor.