Sağol (may)asın Korona

Dünya, özellikle son haftalarda olmak üzere aylardır korona virüs (COVID-19) hastalığı ile yatıp kalkıyor. Orta doğu Solunum Sendromu olarak tanımlanan virüs , ilk olarak 31 Ocak 2019 da Çin’in Hubei eyaleti Wuhan şehrinde tespit edilip açıklanmıştı.  Hayvanlar arasında yaygın olan virüs ne yayıp ne edip insana da bulaşmış. Biz basının yaylancısıyız.
İshal, yorgunluk, nefes darlığı, solunum sıkıntısı ile belirti veren mikrop, daha çok 60 yaş üzeri ve kronik rahatsızlığı olanlarda yüksek ölüm riski ile adeta;  benden korkun, affetmem diyor, Virüse yakalananların ölüm oranı ülke ve bölgelere göre değişiyormuş. Misal: Japonya’da hastalığa düçar olan her 100 kişiden bir kişi ölürken, bu oran İran da 10 imiş. Her alanda olduğu gibi gelişmemiş ülke coğrafyalarını pek seven ölüm, bu alanda da kendini belli ediyor demek. 
Malum, insanımız ölmeye pek bi meraklıdır. Futbol maçında bile  ölmeye ölmeye geldik havasındayız. Meshep ve etnik rekabet- mücadelesini ise, ölürsem şehit kafası ile yaşıyoruz. Elin Amerikalı gavur generali  askerlerini cepheye sürerken bile aklı ve mantığı kullanmış ve askerlerine: Siz buraya ölmek üzere gelmediniz, buraya ülkesi için ölmeyi göze alanları öldürmek için geldiniz demiş. Yani bize uyarlasak, yardım etmek sevaptır’ a getirmiş lafı Frenk aklı dedikleri bu olsa gerek. Elbette, vatan için ölmek gerekir, lakin birinci vazifemiz yaşamaktır. Gerisini sonra yine düşünürüz. 
Yakın insanlık tarihinde bir gün içinde köyler, kasabalar, şehirler dolusu insan veba, kolera salgınından yok olmuş. Savaş cephelerinde ise ölenlerin sayısı, düşman kurşunu ile ölenlerden her zaman daha fazla olmuş. Bulaşıcı hastalıkların panzehiri olan aşının bulunması ile eski salgınlar tehlikesi sıfıra yakın noktalara kadar geriletilmiş. 
Aslında, yazımın başından beri lafı şuraya getirmek istiyorum. Bilmem farkında mısınız demeyeceğim, çünkü farkında olmamak mümkünü gayrı kabil. Korona ile beraber Suriye lafı bitti. Doğu Akdeniz Krizi bitti. Mülteciler, sınırı geçtiydi- geçmediydi bitti. İşsizlik, pahalılık bitti. Bu bitişler geçicide olsa, kafası ambele olan güzel insanımızın kafasını biraz olsun dağıtması iyi olmadı mı. Hele siyasilerin 7 gün 24 saat kontak kapatmadan karşılıklı küfürleşmelerine biraz olsun ara vermeleri kötü mü oldu sanki. Biraz olsun gevşedik.
Oh be dünya varmış. Kafamız diniz( sakin, rahat.) Sağolasın korona demeyeceğim, Ama bir musibetin, mikrobun nelere kadir olduğunuda hep birlikte görüp yaşıyoruz. Artık, zaten temiz olan insanımız daha temiz. Çalışma hayatı devam etse de eğitim ve sosyal hayat sıfırlanmış durumda. Bayanların günlerini bile ertelediklerini duyuyoruz. Şu günlerde ise evlerimiz de aile bireyleri daha çok bir arada. Eski hasretlerimiz yeniden vucud buldu, daha çok görüşür konuşur olduk birbirimizle. Hayal kurmaya, mutlu olmaya biraz zaman ayırabilir olduk. Çok şükür.
Bugünlerde senden gayrı derdimiz yok Korona. Biraz daha fazla evimizdeyiz, bir aradayız. Gelsin çaylar, gitsin kahveler. Padişahtan aylık, Allah’ dan sağlık geçinip gidiyoruz. Rahatlayakaldık. 
 Yine de sağolasın Korona demeyeceğim. Sağolma, fakat hiç değilse ölüp gideceğin güne kadar gör bizi, gör bizim mutluluğumuzu. 
Korona Korona… Sen neymişin be Korona.

 

YORUM EKLE

banner284