SÜMERBANKLI HAFIZ

O yillar Çumra’da Sümerbank olmadigi için, Konya’ya gitmek yerine Karamana gelmemizin diger bir sebebi de, Karamanda bulunan diger akraba ve tanidiklarla konusmak, hasret gidermekti. O yillar oglum Feridun daha henüz bir yasini doldurmadigi için, beraberimizde ve esimin kucagindaydi.
O zamanlar Sümerbank Karamanda bir hayli yer degistirdiginden simdi hatirlayamadigim magazasina girdigimizde, bayram arifesi oldugundan, bir hayli kalabalikti. Biz alacagimiz parçalari begenip seçmeye çalisirken, esimin kucagindaki çocugumuzda uzun zaman kucakta tasinmasindan mizmizlasmis ve aglamaya baslamisti.
Bilindigi gibi hanimlar böyle bir magazaya girdigi zaman kolay kolay çikamazlar. Oglumuzun aglamasini durduramadigimiz için veznede bulunan birisi satis memurlarina hitaben “Arkadaslar su çocugu aglayan hanima yardimci olunda biran önce isini bitirip gitsin”gibilerden sözleri ile bizde orada fazla kalamadan alacaklarimizi da alip çikmistik.
Çesitli yerlerdeki memuriyet yillarindan sonra, dönüp dolasip Karaman’a gelmistik. Artik yavas yavas bilhassa bankadaki yerli memur arkadaslar sayesinde simdiye kadar çok az tanidigim sehri ve içinde yasayan insanlarini tanimaya baslamistim.
Bankada bir hayli önemli olan bir servisin basinda görevli oldugumdan bu tarihi sehrin çok degerli insanlarin bankayla ilgili sorunlarindan baska, dügünlerindeki sevince, cenazelerindeki kedere de ortak oldugum günler çok olmustur.
Buradaki on iki yil kadar süren hizmetimde tanidigim çok degerli kisiler muhakkak ki pek çoktur. Iste bunlardan birisi Çumra’dan alisveris için geldigimiz Sümerbank veznesinde görevli iken simdi bambaska bir iste; Araboglu Cami’sinde imam olarak karsimdaydi.
Çok yönlü, sempatik ve müthis bir Galatasaray taraflisi olan Hafizi, bankaci arkadaslarim sayesinde çok daha iyi tanidim. Birlikte birçok sohbetimiz de oldu.
Bilhassa teravih namazlarini çok çabuk kildirdigindan arkadaslarla birlikte iftar sonralari, camiye yakin bir kahvenin disina siralanmis sandalyelerde demli çaylarimizi içerken, birileri onu kizdiracak Fenerbahçe-Galatasaray maçini ortaya atar, o da hararetli hararetli maçin kritigini yaparken herkesi güldürürdü.
Bir gün, bir is için gittigim Konya’dan dönerken otobüste koltuklarimiz yan yanaydi. Ona arkadaslardan duydugum yine bir teravih namazi öncesi basindan geçen olayi anlatmasini rica ettigimde, o olayi da söyle anlatmisti;
“O gün yine bir Galatasaray-Fenerbahçe maçi vardi. Teravih namazini çabucak kildirip radyodan maçi dinlemeyi düsünüyordum. Namaz vakti geldiginden namazi kildirmak için kalkmis arkamdaki cemaate sik ve düzgün durmalarini tembihliyordum ki arkadan; ”Fenerbahçe 1 Galatasaray 0” diye bir ses geldi. Hemen sol kolumdaki saate de bakarak ve onun gibi bende yüksekçe bir sesle “Daha 20 dakika var” demis, gülüsmeler arasinda “Allahuekber” diyerek namazi kildirmaya baslamistim”. Sözlerine devam ederek;
“Iste sag olsunlar beni her yerde böyle söyletmeye çalisirlar” dedi. O güne kadar ismini bilmedigim hafiza ismini sordugumda, Ali oldugunu ögrendim. Hafiz; “Bir sen degil, Karamanda çogu adimi bilmez, hafiz diye çagirirlar” dedi.
Bildigim kadari ile tertemiz giyinen, hossohbet, ayni zamanda tatli sakalari da olan hafizimizi Karamanda sevmeyen hiç kimse yoktur. Onun en çok sevdigi konulardan biride futbol olup, kendisi gibi bu konuyu seven arkadaslari ile bikmadan, usanmadan akici bir dille saatlerce konusurdu..
Sag midir bilemiyorum. Insallah hala sagdir. Ona Konya’dan bol selam yollarken sag ise, daha nice yillar dilerim. 
YORUM EKLE

banner284